part96
@acunbenkutumagidicem, o spoiler dediğin belli olmaz be panpam, "ı wanna do bad things with you" diyor jace abimiz..
oradaki "you" nun kim olduğu önemli
ayrıca bu için bir söz veremiyorum evet, ben de birilerinden haber bekliyorum çünkü, her an bir yerlere sürüklenebilirim.
@genzo nasıl geliyim olm yarın
olsa da söyleyemem be genzocum, buradaki kısmetim kapanmasın, belki karı düşer diye umutla yazıyorum 1.5 yıldır
gidicem bu yaz daha fazla uğraşamayacağım aq, çeliktepe bekle geliyorum.. hakkari şırnak "muş"..
@pompapanter, teşekkür ediyorum panpam, senin de gözlerine, yüreğine sağlık
herkese selamlar,
bu gece bir sürü maçlar filan var, basketti, futboldu, o yüzden gelemeyeceğim panpalar.
ama yarın gece görüşebiliriz diye umuyorum, hepinize sevgiler
son dört mesajın sonunun "sikerim-sikicez" şeklinde bitmesinden, ne kadar çok sevildiğimi ve götümün ne kadar fazla taliplisi olduğunu hissedebiliyorum,
teşekkürler panpalar.. teşekkürlerr..kız olsam, ilk size ((:
iyi geceler
selamlar herkese,
01.00 başlarız bu gece panpalar, ama çok yazamayacağım, 5-6 part olur en fazla.
selamlar, geldim panpalar, 5 dk ya ilk drop u vericem
Cuma..
Ebru, bütün gün peşimden ayrılmadı, yokluğuma 3 gün nasıl dayanacağı konusunda hayıflanıp durdu..ki o konuda yalnız değil..ben de çok özleyeceğim onu, sadece, beni oyalayacak bir şeyler olacağı için biraz olsun aklımın geri planında tutabileceğim bu özlemi..ama özleme dozu aynı, hatta daha fazla olacak buna eminim.. artık benim için su gibi, nefes alıp vermek gibi olan varlığı, teni, sesi 3 koca gece boyunca benden uzak olacak..
Zor bir ayrılık..
“daha ne kadar belli etmem, hangi işareti sana göstermem gerekiyor ki anlamadım?” diyordu melek..
“anladım ben.. anlatmak istediğini anladım da..buradan geriye dönüş olmaz ki artık..”
“her zaman bir geri dönüş vardır.. zararın da neresinden dönersen kardır tsigalko.. hemen bu seyahati ve planı iptal edip, derhal ebruya durumu anlatmalı ve özür dilemelisin.. hatta bu vazgeçiş kararında, dünkü aile ziyareti ve tanışmanın da etkisi olduğunu söylemelisin..”
“hayır.. kesinlikle olmaz…önce bir boku yiyorum, sonra bir de marifet yapmış gibi anlatıyorum kıza..bu kaç oldu.. hayatta affetmez beni bu sefer.. daha fazla içini çürütemem kızın..ona fark ettirmeden, yapmam gerekeni yapıp bu hesabı kapayacağım..”
“tsigalko!!..o aklından geçenler çok tehlikeli.. çok..ve ayrıca suç.. ciddi bir suç…bunları yapabilecek bir adam değilsin sen.. yapamazsın..yapamayacağını, öyle biri olmayacağını sana kanıtlamadım mı?”
“başka çarem yok.. gerçekten..çok üzgünüm..bir an gözümü hırs bürüdü.. intikam fırsatı bu kadar yaklaşmış, ayağıma gelmişken geri itemedim onu..”
“hala tekmeyi vurma şansın da var ama o “sözde şans” a…kullan bunu..”
“bak.. çok açık bir şey var.. eğer ben ayşeni tamamen susturacak olan son hamlemi yapmazsam, bu olay her türlü ebrunun kulağına gidecek, her türlü duyacak ve her türlü üzülecek.. yahu ben bir daha bu kızın yüzünü asık görmek istemiyorum.. gözleri yaşlı görmek istemiyorum.. kalbi kırık görmek istemiyorum.. seviyorum ben bu kızı anlasana?!..bir kere, yaptım bir hata.. intikam hırsıma yenik düştüm.. hesap edemedim.. ebrunun mutluluğuna nasıl olur da paha biçer, onu intikam duygumun gerisinde, daha değersiz bir halde tutarım?..hayatımın en büyük aptallığı bu..en büyük hatam..tek keşkem olacak belki de…ama artık geri dönemem.. bitirmem lazım.. başladığım işi..”
“her şeyi daha da kötü hale getireceksin.. daha önce de böyle olmadı mı? kaybettikçe, kaybını telafi etmek için daha da yüklü olarak oynadığın ve daha da fazla kaybettiğin, kaybetmeye devam ettiğin bir kumar bu…kalk masadan tsigalko…vur elini, kalk masadan.. arkasından dolap çevirmeye harcayacağın enerjiyi, ona yalvarmakta harca o zaman gerekirse.. yalvar ebruya.. ağla..bu sefer sen ağla karşısında.. dizlerine kapanıyordun ya hani.. tabanlarını öp bu sefer…ama daha ileriye adım atma bu karanlık yolda..bir el daha oynama bu kumarı..”
Yutkundum…
Melek için söylemesi kolaydı.. hayal kırıklığı ve kederle, benimkilere kilitlenecek olan iri kahverengi gözlerin karşısında direnmek zorunda kalacak olan bendim tabi…
Ebru duymayacak.. asla bilmeyecek olacakları.. hata yapmak yok bu sefer.. dedim ya..o incir çuvalını berbat etmek yok..bu sefer olmaz..
@golgesiker, yazarım panpam
@asosyal at yarağı, ayıpsın.. bizim soyumuz ultimaya dayanır yeğenim
Gece..
Sırt çantamı ve yandan asma büyükçe spor çantamı hazırlamış, evden ayrılıyorduk.. çantaları golf ün bagajına attık.. garaja doğru yol almaya başladık..
Hiç konuşmuyorum.. ebru da konuşmuyor..
Bazen düşünüyorum.. acaba içine mi doğuyor bu tarz şeyler diye…eh tabi bir de, sevgiliyken, en son onsuz şehir dışına çıktığım gece, onu aldattığım gece olmuştu..o sadakatsizlik de, ilişkimizin ilk ayağının sonunu hazırlamıştı..
Kız bunları asla unutmuyor.. unutmayacak…kim unutabilir ki?..sen unutabilir misin? Ya sen?..
Aldattı onu ben.. öyle ya da böyle.. aldattım…yine bile aldatıyorum aslında.. cinsel olarak değil belki bu sefer ama, manevi olarak aldatıyorum işte.. arkasından iç çeviriyorum, hem de ne iş…
Gerçek şu ki, ebruya karşı her zaman günahkar olacağım ve hep mahcup, borçlu kalacağım..
Bunu hak ediyorum.. daha da kötülerini hak ediyorum aslında ama, karşımda öyle bir insan ve öyle bir yürek var ki, onun bana bir şey yapmasına gerek kalmıyor zaten..ben kendi kendime utanıyor, kollarımda uyuduğu gecelerde bile, eski hatalarımı düşünüp ben kendimi zincire vuruyorum..
Eziliyorum sevgisinin ve temiz yüreğinin ağırlığı altında..kah çocuksu, kah olgun aşkının, heyecanının altında eziliyorum.. sanırım asla bu kızı tam olarak hak edemeyeceğim ben.. belki ancak, ilerde iyi bir baba olursam, çocuklarıma iyi bir örnek olursam bir şekilde toparlayabilirim durumu.. borcumu, direkt olarak ona değil, ailemizin saadetine, yetişmesine katkıda bulunacağım hayırlı evlatlarla dolaylı olarak öderim..
Garaja vardık.. kalbimin temposu hızlandı birden bire.. sanki arabayla değil, koşarak gelmişim..
Etrafa, paranoyak, nafile bakışlar atıyorum..
Perona yürüdük..
“varınca beni ara tamam mı bitanem?”
“saat çok erken olur ebru, boş ver uykunu böldürme..”
“hayır hayır..ne olcak ya, ararsın, geldim dersin yeter, ben gene dalar uyurum sonra..”
“tamam.. ararım..” dedim.. gülümsemeye çalıştım..
Sarıldık birbirimize.. başımı göğsüme dayadı..o şekilde beklemeye başladık..
“neye heyecan yaptın sen?” dedi, başını yukarı kaldırıp gülümseyerek.. sevimli yanağını sıkıştırdım iki parmağımın arasında..
“heyecan mı yapmışım? (:”
“öyle, baksana dıgıdık dıgıdık diye tempo tutuyor içerdeki? ”
“sen sarıldın ya..ondandır (:” diye kıvırdım
“hıı kesin ondan :p..yaramazlık mı yapacaksın, kızlarla mı buluşucaksınız lem yoksa orda? Ha? hovardalığa mı gidiyosun yoksa (:”
“pff.. yakaladın..son anda yakaladın yani..ah biraz daha sakin kalabilseydim ya, ne güzel çaktırmadan gidip gelecektim (x”
“benden kaçma işte şekerim üzgünüm..ama izin veriyorum kaçamak yapmana..ee papaz her gün pilav yemez demi yani :p..zaten en fazla aynı masada oturursunuz, sen kızları güldürüp durusun habire, onlar da içten içe yazarlar sana..ama kandıramazlar gibime geliyor ”
Elimi kaldırıp parmağımdaki yüzüğü gözünün önünde salladım,
“lütfen bayan, ben evli bir adamım :/”
“ahahahah..yok onları yüzük filan durdurmaz canım emin ol sen ”
“sıradan bir yüzük değil ama bu? Özel güçleri var :p”
“mesela? (:”
“meselaaaa.. işte, şey gibi mesela, bunun bir eşini takan kız haricinde, diğer tüm dişilere, bak hayvanlar alemi de dahil yani, tüm dişilere, iğrenç, tiksinç, püskünç görünüyorum.. hayır yani dişi aslan gelse yemez beni o derece (x”
Alnını göğsüme bastırıp gülmeye başladı..
“oof..of..çatlağım benim…”
Aniden ciddileşti yüzü sonra..
“beş dakikaya gideceksin, bizim bahsettiğimiz şeylere bak..”
“fena gitmiyorduk aslında..bu sefer ağlamayacaksın diye umuyordum” dedim yarı gırgırla, ciddi atmosferi dağıtmayı umarak..
“yok.. ağlamayacağım zaten de..çok özlüyorum ben seni ya..niye böyle oluyor? Bu kadar olmaması lazım.. sonuçta herkes birbirinden ayrı kalıyor.. yarın öbür gün gene yaz girecek araya, askere filan gideceksin.. aylarca görüşemeyeceğiz belki de..nasıl tahammül edicez?..şu geçen yaz 3 hafta bile geçmek bilmedi.. kafayı yiyorum sandım..”
“bir de bana sor.. resmen bağımlılık yaratıyorsun kızım.. kokain misin, eroin misin (:” hala o ağır romantizmi dağıtma uğraşındaydım ama ebru ciddiyeti korumakta kararlıydı.. ille de dramatik bir veda istiyordu yani..
“ben samimiyim yalnız söylediklerimde” dedi biraz terslenerek..
“ee ben de samimiyim?”
“dalga geçer gibisin de..”
“sen üzülme diye yumuşatmaya çalışıyorum ortamı.. illa veda sahnesi mi çekmemiz gerekiyor?..biraz rahatla..iyi tarafından bak bir de..bir arada olamayacağımız o 3 günü nasıl telafi edebileceğimizi hayal et..geçen sefer ki görüşemeyişlerimizi hatırla.. onların mutlu sona erişlerini bir düşün..3 gün bitanem?..sadece 3 gün..”
“kolay değil yine de..” dedi..
“hiç değil..” dedim..
Araba kalkmak üzereydi.. ayşen her halde ikimize de fark ettirmeden içeri sızmış..
“dikkatli ol tamam mı lütfen bak.. çok içme.. içkili araba sürmesinler arkadaşların arabayla gezerseniz..”
“peki hayatım” dedim ince bir ima ile..
“ya lütfen bak.. anne şeysi gibi oluyor biliyorum ama cidden.. istanbulu sevmiyorum ben.. tehlikeli şehir..ne olur dikkatli ol..”
“hah işte tam annem gibi oldun şimdi (: ..tamam tamam.. dikkat ederim.. zaten kalabalık olucaz.. kızlar filan :p”
Gözlerini devirip gülümsedi..
Son bir kez daha sarıldık…dudaklarının ateşi son bir kez daha yaktı baştan ayağa bütün hücrelerimi..
Ön kapıdan bindim otobüse.. arkalara, yerime doğru ilerlemeye başladım.. ortalara doğru yaklaşırken ayşenle göz göze geldik, göz kırptım, başıyla onayladı.. geçtim yerime oturdum..
Yarım saat kadar sonra, otobüsümü şehirler arası yolda ilerlerken yerimden ayaklanıp yanına gittim.. otobüsün içinde, muavinden başkasının yürümesi çok dikkat çeker ve hoş karşılanmaz aslında, benim de sevmediğim bir şey ama mecburen gittim..
“naber..”
“iyi.. konuşmamız gerek..”
“ben de onun için geldim.. molada görüşürüz tamam?”
“tamam” dedi bozuk bozuk..
Karıdan trip yiyoruz.. ahah..olaya bak lan?..
Bursa otogarda yirmi dakika mola verene kadar uyukladım otobüsün içinde..
Molada gittim bir işedim hemen, döndüm bu otobüsün önünde bekliyor,
“niye gelmedin içeri?”
“gerek yok kalkıcaz zaten birazdan, nerdesin sen?”
“tuvalete gittim kızım ne var?” diye terslendim ben de bu sefer.. sikerim senin havanı haa..
“ya insan bir haber verir garaja ebruyla gelicem diye, size gözükmeyeyim diye elli şekle girdim..”
“iyi ama bak gözükmemeyi başarmışsın.. aferin o kadarını yapabilirsin diye düşünüyordum ben de..”
“hıh.. niye geldi?..”
“geldi işte.. illa bırakmak istedi..ben de tatsızlık çıkmasın diye inatlaşmadım..”
“öteden beri yapışkan bir kız zaten biliyorum” dedi artist artist…
Bir saniyeliğine, sadece bir saniyeliğine kan beynime sıçradı, bir hamlede boynundan tutup peronun direğine çarpasım geldi ama kendimi hemen sakinleştirdim..
“hıı.. çok mu kıskanıyorsun beni?” dedim, sinirimi gülümsemeye dönüştürmeye çabalayarak..
“genel olarak evet..ama ondan değil..”
“allah allah.. neden ondan değil? Kız benim kağıt üzerindeki sevgilim be (:”
“evet anca kağıt üzerinde olabilir zaten..ya aslında bazen üzülüyorum ona da..kötülüğünü istemiyorum yani.. acı çekecek olmasından da zevk duymuyorum kesinlikle..ama yani tsigalko, bir an olsun sevdin mi sen o kızı gerçekten?..bir saniyeliğine bile olsa sevmedin.. yoksa bu kadar oynamaz, bu kadar kullanmazdın..msn de bana diyordun beni yarıştırdın, gururumu kırdın bilmem ne diye ama, bence sen çok daha kötülerini yaptın insanlara..”
Sözleri beynimin içini oyuyor, her bir kelimesi, çivi gibi çakılıyordu kafamın içine..
“ama kendiden çok eminsin bakıyorum da?” dedim alayla..
“olmamalı mıyım?..onca zaman sonra birbirimize döndük yine..en başta olması gerekene.. benim hatalarım var tabi.. senin de var ama.. hepsini düzeltebiliriz.. önümüzde uzun yıllar var…birbirimizi bulduk işte..biz başkaları için üzüntüden başka bir şey olamayız.. ancak ikimiz birbirimize tahammül edebiliriz..”
Diyosunn..
“vay be..yalnız.. yıllar seni değiştirmiş valla..ben msn deki dobralığını, klavye başında olmanın verdiği rahatlıktan sanıyordum.. yüz yüze konuşunca da farklı değilsin şu an…sen..en son bıraktığımda.. daha doğrusu sen beni bıraktığında, böyle bir kız değildin?..ne değişti?..”
“değişti işte bir şeyler.. büyüdük..hayatı öğrendik..bir de üç yıllık ilişkini üç dakikada bitirince böyle oluyor biraz insan.. kasmıyor yani..bir rahatlama geliyor.. amaaan diyorsun…ne oldu işte..”
“hıı…yani bana da mesaj mı vermeye çalışıyorsun, bak seni de her an silebilirim diye (: ..ayağımı denk alayım bari..”
Bir adım yaklaştı.. ellerini belime koydu..ilk kez.. hayatımda ilk kez ayşene bu kadar yaklaşmıştım.. yeşil gözleriyle, gözlerimin arasında santimler vardı.. yanaklarına hafifçe serpişmiş çillerini bile görebiliyordum..
“seni silebilmek mümkün mü sence?... onca şeye rağmen o tutkun.. zamanla öfkeye dönüşen romantik duyguların filan…o gün üzerime yürüdüğünde cidden zarar vereceksin sandım bana.. sonra o bakışmalarımızdaki nefretin..bak.. gene değişti şimdi onlar.. yumuşadılar..demi?... ”
“öyle diyorsan..”
Eli yanağımı okşadı.. sakallarımın üzerinde gezindi..
“ben üzerime düşeni yapmaya hazırım..ne kaybettiysek.. neye geç kaldırsak…sabahlara kadar oturalım.. konuşalım..her şeyimizi paylaşalım..”
“paylaşalım” dedim usulca..
“belki de ozanın yokluğunu avutmak için yeniden kullanıyorsundur beni..ama olsun..” diye devam ettim..
“cık.. asıl ozanı kullanmışım ben..o kadar utanıyorum ki şimdi dönüp bakınca…yıllar önce, basit nedenlerden dolayı bir karar veriyorsun.. sonra onu bozmaya da bozamıyorsun.. güzel giden bir şeyi bozmak içinden gelmiyor…çok çabaladı ozan.. yalan değil.. çok da mutlu etti beni…ama..o değildi işte..o değilmiş…daha çıkmaya başladığımızın ilk haftası bile anladım aslında ama…geri dönecek cesaretim olmadı.. zaten seni de küstürmüştüm…boşlukta kalmaktan korktum…bir de senin kadar acımasız olamadım…sen…kaç sevgili değiştirdin söylesene (:”
“saymadım..”
“ahah.. beklediğim bir cevaptı desem? (: …”
“senin ozana için yaptığını, ben de ebru için yapıyorum şimdi..” dedim dişlerimin arasında, kendime içten içe lanet ede ede..
“o kadar belli ki öyle olduğu…”
Elini tuttum..o da benim elimi kavradı..
“bu kadar üzüntünün üzerine, başkalarının mutluluklarını çaldıktan sonra biz mutlu olabilecek miyiz merak ediyorum?” dedim..
“o kadar mutlu olalım ki o acılar boşuna çekilmemiş olsun…hakkını verelim” dedi baygın bir gülümsemeyle.. parmakları, parmağımdaki yüzüğe dokunmaya başladı.. elimi, avuçlarının arasına alıp göz hizasına kaldırdı..
“bana bu kadar pahalı bir şey almasan da olur” dedi, göz kırptı.. gülümsedi..gülümsedim.. sarıldık..
Kusmak istiyorum…
Otobüs yeniden hareket etti..
Sabaha karşı arabalı vapurla boğazı geçerken, araçtan ayrılıp feribotun içine çıktık.. kaşarlı tostlarımızı çay eşliğinde yudumlarken bol bol sohbet ettik.. eskilerden, yenilerden konuştuk..her lafın ve hikayenin sonunu espriye bağladıkça kendinden geçti.. bıcırdayıp duruyor, eli kolu durmuyor bir türlü, yanaklarım mıncırılmaktan kıp kırmızı oldu..
Sabah 7 küsür sularında esenler otogarında kaan arabasıyla karşıladı bizi,
Vay amk..ne özlemişim ulan piçi ya..bir Dakka ayrılamadık, bir o yandan sarılıyoruz, bir bu yandan sırtımıza pat pat yapıyoruz (:
Ayşenle tanıştırdım hemen kısaca, arabaya atladık gidiyoruz..
“kardeşim benim ya..çok özledim lan sizi..”
“aynen kanka..iyi kaçtın geldin yoksa feshedecektik bak sözleşmeni :p”
“korkudan geldim zaten aslında ben ya :p ..görkem nerde?”
“evde o kahvaltı hazırlıyor..onu bırak daha kimler var bizde bil bakalım?”
“hassikt.. kahvaltı mı? olm Amerikan dizilerinde gibi hissediyorum lan kendimi? Afsagda..kim var? Yoksa?”
“olm herkes geldi lan.. herkes…6 lı kurduk 4 yıl sonra ağlamak istiyorum x)”
“yu…uh…yuh.. ciddi misin abi sen?..”
“abi o yüzden ağır tehdit etmek zorunda kaldık ya seni zaten x)”
“oha..olm ağlarım lan ben.. valla ağlarım…hasan piçi de geldi mi? o bile geldi yani ha? x)”
“işte ne yalan söyleyeyim bir ondan, bir de senden ümidimiz azdı :p ama sonuç olarak.. hell yeaahh diyorum! (x”
“oha ya…ayşen, bak sana bahsettiğim bursadan arkadaş tayfam işte, 6 kişiyiz filan demiştim hatırlıyor musun?”
“evet..hem okuldan hem dershanedenmiş galiba?”
“aynen.. ayağın uğurlu geldi” dedim sırıtarak.. arka koltuktan omzumu sıvazladı karşılık olarak..
“yenge ev kalabalık diye çekinme sen, odalardan birini size veririz 3+1, yatak çarşaf bol (:”
“bize mi?” dedim sırıtarak,
“hayır abi, ikinize değil :p Nurgül (kaan ın kız arkadaşı) de bizde, kız kıza kalırlar yani sorun olmaz..”
“haa..hay allah :p” deyip sırıttım, ayşen de utangaç utangaç gülümsedi..
“nasıl gidiyor sizin?” dedim,
“iyi abi iki sene oldu işte geçen ay”
Lan bizim de ebruyla yıl dönümümüz var yakında..ona da hazırlanmam lazım.. önce bir şu bokun içinden çıkayım da hele..
“allah bir yastıkta kocatsın valla ne diyim.. helal (:”
“eyvallah kanka..” dedi, “sizinki?” diye de sormadı..
Çünkü bir tuhaflık olduğunu biliyor zaten.. neyse ki şu ana kadar durumu iyi idare etti.. diğer çocuklar anlamazlar da, görkem le kaan olaylardan haberdar, yani onlara da bir özel açıklama yapmam gerekecek bakalım…
Eski dostlarla bir arada olacak olmamız sevindiriciydi ama evin bu kadar kalabalık olması, benim planlarıma balta vurabilirdi.. gerçi, alkolü alıp kafalar güzelleşince, insan nerede olduğunu unutuyor orası ayrı tabi de, yine de..bilmiyorum…4 oda ve 8 kişi…benim bir ara, bir gece.. ayşenle baş başa kalmam, kalabilmem lazım..
Planımı kafamdan bir kez daha geçirdim.. düşüncelere dalmış beni, rahatsız etmediler..az sonra eve varacaktık..ve hayatımın en kritik virajını almaya başlayacaktım…
bu gecelik benden bu kadar panpalar, en kısa zamanda yeniden görüşmek üzere (:
mezuniyet ve balo öncesi son 1-2 gecelik olay kaldı geriye, ağlamak istiyorum lan nihayet bitirmek üzereyim.
herkse selamlar, bu gece görüşürüz panpalar
@acun, kuvvetle muhtemel panpam
tekrar selamlar, benim için gecenin gidişatı belli olduğu için saat de vermemde bir sakınca yok sanırım artık,
00.30-01.00 gibi geleceğim panpalar..zor bir gece olacak.. bazı şeyleri sindirmekte, yıllar sonra bile olsa zorlanıyorum, anılarımın hatırlamak istemediğim ve üzerini kararttığım kısımlarından parçalar gelecek bu gece..
iyi geceler ahali (:
5 dakikaya ilk drop
http://fizy.com/#s/1aiyme
Eski dostlar..
Kucaklaşmalar bitmiş, hep beraber kahvaltı edilmiş, güzel bir mayıs cumartesisini en iyi şekilde değerlendirmek adına planlar yapılmaya başlanmıştı.
Çocuklarla yeniden, hem de böylesine bir ortamda, tam kadro bir arada olmak harika bir duygu. Kaan ve görkem belli ki organize etmek için epey uğraşmışlar bizi, yani hasan bile geldiyse, daha da herkes gelirdi zaten (:
Şaka bir yana, hasan çok sevdiğim, aşırı komik ve üşengeç bir kardeşimdir benim,lisedeki lakabı tembel hayvandı, ama sadece davranış olarak yani, yoksa yakışıklı çocuktur, poyu posu da yerinde ama işte metabolizması biraz yavaş sanırım :p
“olm sen nasıl gelebildin ya, bahçeye zor çıkarırdık seni xd”
“aga atıcaz arkadaşlıktan, kontratını iptal edicez dediler, napiim..hem artık geziyorum olm eskisi gibi değil yani (:”
“geziyorum dediği, arada bakkala, kantine filan gidiyormuş işte o yani yanlış olmasın” diye lafa girdi Selçuk, gülmeye başladık.
Ayşeni getirmem, kaan ve görkemde soru işaretleri oluşturmasının yanı sıra, diğerleri için de sanki biraz ayak bağı olacağı duygusu yaratmıştı. istemeden de olsa, şu efsanevi sap sapa takılma projesini bozmuş gibi görünüyordum..kısmet..
Allahtan kaan ın kız arkadaşı da bize eşlik edecek de, absürt bir durum oluşmayacak..
Görkeminde iki arkadaşını davet etmesiyle, o akşamüzeri beyoğlunda 4 kız 6 erkek, tipik bir üniversiteli kızlı-erkekli gezen genç grubuna dönüşmeyi başarmıştık.
Gece boyu, normalde dostlarımla bir aradayken alacağım keyfin ancak yarısını alabildim çünkü aklımın yarısı, planımı nasıl işleteceğime takılı kalmıştı..
Cumartesi gecesi, Pazar gecesi…iki gece var önümde..sadece iki şansım var..eğer yerleşim planı Nurgül-ayşen ikilisi aynı odada, kalan yerlerde de saplar serpişik şeklinde olacaksa, sıçtığımın resmidir..
Eğer alkolün etkisiyle, kaan nurgülü ayrı odaya çekerse gece, ancak ben de o zaman ayşenle baş başa kalabilirim..başka bir olasılık yok. Nurgül ile ayşen aynı odadayken olmaz bu iş..
işimiz gene, “bütün kötülüklerin anası”na kaldı anasını satayım..
Gecenin büyük kısmı, bizim eski günleri ve komik anıları yad ederek kızları güldürmemizle, karşılıklı şakalaşmalar ve içten kucaklaşmalarla geçti..sadece mekana tıkılmakla kalmadık, güzel havayı, biraz da kalabalık istanbul sokaklarında dolaşarak değerlendirdik..
Gece yarısından sonra, diğer iki kız ayrılmaları gerektiğini söyledi, görkem de onlara eşlik etmek istedi, kızlar gerek yok dese de, bizimki ısrarcı oldu ve eskortluk yapma görevini üstlendi, muratcan ve Selçuk da görkemi yalnız bırakmamak için ona eşlik etmek istediler filan derken, böyle bir zincirleme reaksiyon sonucunda grubumuz, tam ortadan ikiye bölündü ve saplarımız, evde tekrar buluşmak üzere, kızları güven içerisinde evlerine ulaştırabilmek için bizden ayrıldılar.
Ben, ayşen,kaan, Nurgül ve hasan da Kaanların evinin yolunu tuttuk.
Kalabalığın azalması iyi haberdi.. kötü olan ise, hiç birimizin kafa olacak kadar alkol almamış olmasıydı.. hatta içtikçe açıldık denebilir bile..
Bir şeyler yapmam lazım..
Acaba, tekelde alalım, evde içmeye devam edelim desem çok mu ayyaş gibi gözükürüm.. ulan 3 birayla kim sarhoş olacak ki zaten aq..bari tekila shot filan yapsaydık..
Yaftalanmayı göze alarak kaan’a,
“abi gece için de bir şeyler alsaydık ya üç bira kesmedi beni ”
“oo illa sarhoş olucam diyorsun yani votka var evde kardeşim ayıpsın ”
“haa iyi o zaman ben onun yanına mezelik bir şeyler bakayım, meyve suyunuz var mı?”
“vaarr varr babacım bir şey almaya gerek yok yaa, misafirsin sen? (: her şey var, takılırız daha, gece uzun, demi kızlar? Hasan bey? ”
“aynen” dediler hep bir ağızdan..
iyi bari..
Eve vardık, bir soluklandık.. saat olmuş gecenin bir küsuru.. bilmiyorum bu saatten sonra çevirebilecek miyim durumu bilmiyorum.. zamanım daralıyor, şansım azalıyor..
Salona geçip tv yi açtık, koltuklara yayıldık..
“bizimkileri bekleyecek miyiz?” dedi kaan bana bakaraktan,
“bilmem? Ne zaman gelirler ki?”
“onlar şimdi iki buçuktan aşağı gelemezler, üçe doğru filan anca.. bence içeceksek içelim, kendileri dediler kızları bırakıcaz diye valla ben bilmem (:”
Güldük,
“e tamam o zaman, Nurgül gel bana yardım et balım”
Kız sırıtıp yalpalayarak kalktı, bunlar omuz omuza mutfağa doğru yollandılar..
Biz de hasanla bir yandan tv de amaçsızca başlıyor, bir yandan da muhabbet ediyoruz.. ayşen yoruldu, başı omzumda uyukluyor..
Omzumdaki bu baş ebruya ait, gecem ise şu anda olduğundan yüz kat daha huzurlu ve mutlu olabilirdi.. salaklığıma doymayayım emi..
Hem ne güzel, kızı tüm arkadaşlarımla tanıştırmış olacaktım..ne kadar mutlu olurdu..
bu gece kalabalığız sanırım, keşke daha fazla vaktim olsaydı..
ama yine en az 8-10 part olur bu akşam.
next--->