melihkagan

part65


..ben sırıta sırıta önden, o arkadan girdik içeriye..tıpkı busenin tahmin ettiği gibi, bütün masalar dolu..

biri hariç.

yola bakan tarafta, üstelik mekanın en arka köşesindeki masa..ilk bakışta dışarıdan fark edilememesinin nedeni de köşe masa olması..vay be..afferin be abla..elimle seçsem bu kadarını seçemezdim, allah razı olsun (:

reserve masaya doğru ilerlemeye başladım, buse de tam olarak durumu çözememekle beraber peşimde, her ihtimale karşı, kasaya doğru da bir bakış attım, kadınla göz göze geldim, "aferin sana" der gibi gülümsedi..gittik masanın başına, tam oturucam, buse,

"aa..ben de niye bi tek burası boş diyordum, reserveymiş meğer cık cık..çakallık yapalım dedik ama olmadı galiba (:" deyip "kısmet değilmiş" der gibi boyun büktü gülerek,

"evet reserve?" dedim sandalyelerden birini onun oturması için çekerken..

bir iki saniye yüzüme baktı boş boş..sonra jeton düştü, yüzüne, suya damlayan bir mürekkebin yayılışı gibi yayılan bir gülümseme eşliğinde,

"oo.." dedi, "cidden sen mi ayırttın?"

ben gayet sakin, "ee..evet, ne var ki bunda bu kadar şaşıracak?

gözlerini iri iri açık sırıtarak otururken, "iyi bakalım.." dedi, "jestler de 2-0 mı oldu ne burada x)"

"aynen, 2-0 öndeyim ona göre (:"

off..çok hoşuna gitti be beyler..(: valla..

biraz sonra kadın kendisi gelip masadaki reserve tahtacığını kaldırdı, gülümseyerek "hoş geldiniz tatlım, menüyü bırakayım ben size, çocuklar bakarlar karar verince "

"teşekkür ederim (:" dedim ben de minnetle gülümseyerek,

tekrar gözleriyle selamladı bizleri ve menüleri bırakıp masadan ayrıldı,

buse hınzır hınzır gülümsüyor çaktırmadan..

"noldu? (:" dedim

"bişey yok ya, kadın çok hoşuma gitti ona gülüyorum (: ... "tatlım" x) "

sesli güldüm ahaha..

"hıı... (: ..epeydir müşterisiyiz buranın da, tanıyor artık, o yüzden bu samimiyet (:"

"güzel yer ama ya, hem de güler yüzlüler, gördüğüm kadarıyla..ya da belki de sadece sana öyledirler bilemicem :p"

buseden ard arda gelen ince esprilere, herhangi birinden duyduğumda güleceğimin iki misli keyifle gülüyorum..çünkü bunlar hep, hoş diyalogların, rahat, doğal, içten muhabbetlerin yolunu açan güzel detaylardır..

birer neskafe söyledik, buse tatlı gülücüklerle etrafa, bana bakınıyor, ben de onun bu sevimli hallerine..

biraz sonra, içeceklerimizi yudumluyorduk..

"burası sadece kafeden ibaret değil bu arada" dedim,

"hıım?"

"yazları şu an bizim bulunduğumuz ön kısmın üstünü filan açıyorlar, restoran tarzı bir yer oluyor, kahvaltı-ya da fast food yiyecekler var..iç taraf her zaman kafe-bar şeklinde, alttaysa disko var x)"

"hıı (: bak sen"

"ama tabi ben cici çocuk olduğum için gitmiyorum o kısımlara :p ..maksimum bir kaç masa ileri kadar otururum işte, ilerisi beni bozar x)"

güldü, "kesin öyledir x)"

konuşmaya devam ettik..o, heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıp, hem beni güldürüp, hem kendi gülerken, arada kendimden bir şeyler sıkıştırarak ya da onun söylediklerini yorumlayarak katılıyorum sohbetine..ve doyasıya izliyorum onu bu vesileyle..

doya doya..

sanki ilk defa görüyormuşum gibi hevesle..

sanki son defa görebilecekmişim gibi tutkuyla..

onu anlatmak istiyorum biraz.. nasıl bir kız bu buse? nasıl görünüyor?..ne yer ne içer, nasıl düşünür, nasıl hisseder kısmını zaten ilerleyen bölümlerde bokunu çıkarana kadar işleyeceğim zaten..ama bu gece, bana kendini şimşek hızı ve gücüyle aşık eden bu kızın güzel yüzünden, gözlerinden bahsetmek istiyorum..

bir kere, muhteşem bir kahverengi timsali kendisi... karakteristik, paintin, filli boyanın, monami pastel boyanın kahverengisini kıskandıracak kadar güzel, kahverengi gözler.. içleri gülen, ne çok iri, ne çok ince, anlamlı, badem gibi gözler..

ve canlı, gür, düz kahverengi saçlar.. omuzlarına dökülüyor, yanaklarına değiyor, gözlerinin önüne düşüyorlar bazen, bazen de zarifçe süzülüyorlar kulağının arkasından..

insan hiç cansız bir varlığın yerinde olmak ister mi arkadaş?

aha işte ben o saçların yerinde olmak istiyorum neredeyse..tek bir saç teli bile olsam yeter, ama asla dökülmemek, sonsuza dek yanaklarında, boynunda, omuzlarında, gözlerinin önünde kalabilmek şartıyla (:

buğday tenli bir kız buse.. benim gibi, benden biraz daha koyu olabilir, belki 1-2 ton.. gözlerinin ve saçlarının kahvesiyle çevrelenince bu ten, bu kez de sütlü kahve gibi bir şeyler çıkıyor ortaya.. içmeye doyamayacağınız türden.. şekerli, ballı.. köpüklü..sıcacık..

çok hoş bir ses tonu var.. konuşması, diksiyonu, vurguları..

öyle konuşan fok balığı gibi değil yani, aman allah korusun.. tatlı bir kız olabilmek için, kişinin 5 yaşındaki halinin sesiyle konuşmaya çalışmak zorunda olmadığının en büyük kanıtı benim için kendisi.. ince, berrak sesi her daim kulağımın keyfini yerine getiriyor.. duydukça duyasım geliyor.. eminim güzel şarkı da söylüyordur..bir ara söyleteceğim bakalım x)

yuvarlak yüz hatları var, ve o yüzün üzerindeki her bir detay, sanki rönesans döneminden bir heykel tıraşın elinden çıkma gibi.. yahu bir insanın hiç mi kusuru olmaz arkadaş? biraz daha büyük ya da yamuk olsaydı burnun ne olurdu ki sanki? ya da kaşların biraz daha kalın, dudakların biraz daha ince olsaydı?..zaten yeterince güzel, güzel huylu değil misin be sevgilim? ne olurdu sanki kulakların da biraz kepçe olsaydı?..gene de severdim ki ben seni?..ama bu mükemmellik niye?..korkuyorum bu kadar güzel olmandan.. kendimi yetersiz, tipsiz, öz güvensiz hissediyorum hacı??..kendimde, yüzümde, gözümde, vücudumda, her şey bana batar oldu senden sonra, 

"acaba burnum yamuk mu lan?" "ağzım çok mu büyük?" "göbeğim mi var yoksa?" diye kendime sormaya başladım sayende..

ama senin güzelliğin yanında, bütün güzellikler vasat be sevgilim.. vasat hissediyorum kendimi.. eziyorsun resmen beni..ne vardı bu kadar güzel olacak?..

http://fizy.com/#s/1ajen7 

yalan değil, kızın vücudunu da inceliyorum onu süzerken her seferinde..hemen fesatlaşmayın be işte..utandırmayın beni (: ..öyle hislerle bakmıyorum ki?... hunhar bakışlar değil bunlar..ağzımın suyunu akıtmıyorum..gözlerim dalıyor, sadece hayran kalıyorum..

zaten hiç bir zaman öyle bakamadım ya kimseye?

öylesine takıldığın, duygusal olarak umursamadığım kızlara..ayçaya bile, elife bile..öyle tecavüzcü coşkun, şahin k gözüyle bir türlü bakamadım aq..hiç kimseyi, hiç birini, şöyle çatır çatır domaltıp siksem nasıl olur diye inceleyemedim..

evet mallık var biraz bende farkındayım (:

ama olmuyor? piç adam olucaz, şöyle takılıcaz, kızlara böyle yavşıycaz bilmem ne dedik, dediklerimizi yaptık da biraz biraz? kötü olucaz, kötülük yapıcaz dedik? eh..yaptık da biraz again..

da, bir türlü o adamlardan olamadık..olamadım amk? napiyim?..

ben, ne yaparsam yapayım göremiyorum o gözle kadın kısmısını... belki ertesi sabaha yüzünü bile görmek istemeyeceğim bir kadınla bile, saygı duyarak sevişiyorum o gece..ona, bedenine..o sanat eserini yaratan ustaya saygı duyarak..

herhalde böyle fazla el bebek gül bebek büyütülmenin yan etkileri bunlar (: 

neyse, ne diyorduk? buse evet..tabi, iç çeke çeke, imrenerek, hayran hayran süzüyorum tepeden tırnağa her daim..

türkiye standartlarında uzun bir kız sayılır buse..ama eliften filan kısa..hatta nilaydan da kısa..başının elmacık kemiğimin biraz altına, yanak civarıma filan geldiğini düşünürsek..evet, bir yetmiş filan olabilir..ne güzel işte? 8-10 santim topuk giyse maksimum, huyu huyuma, boyu boyuma (:

narin bir kız ayrıca..üstüne binip sürdüğüm, altına girip ezildiğim bazı kısrakgiller gibi değil anlayacağınız..böyle..sülün gibi..kibar..iri kemikli değil öyle..ince bilekli..kıyamam... ince bilek iyidir..sonra parmakları..ah..evet..ilk gördüğüm gün de, en çok dikkatimi çeken şeylerden biri o uzun, ince parmaklar..çok güzel elleri var..kim bilir nasıl da güzel dokunuyorlar..ve o parmaklar..eminim çok becerikli hamarattırlar..

işte böyle bir kız buse..güzel... çok güzel... hele benim gözümde..belki siz yanından yürüyüp gidebilirsiniz dalgın bir gününüzde pek dikkat edemeden..
çünkü seksi değil? bir megan fox, bir kate upton, stoya bilmem ne değil..

ama o ışığı var ya..o klas duruşu..her haliyle elit bir havası var..ağır..çook ağır bir güzellik..ve dediğim gibi..altında mini eteği, üzerinde dekoltesi olmadığı takdirde yanından geçip gidilebilir..ama eğer bir kez yüzüne bakar, gözlerini yakalar-yakalanırsanız gözlerine..o gece yatmadan önce kesinlikle gelecektir hayali gözlerinizin önüne..ya "hoş kızdı ya" der geçersiniz..
ya da benim gibi, o hayalin peşinden delicesine gidersiniz..

delicesine seviyorum buse..delicesine peşindeyim..

... "saçlarını ne zamandır uzatıyorsun?" diye sordu konuşurken,

"saçlarımı?..birinci yılın sonunda başladım işte..iki seneden biraz daha az oldu diyebiliriz (:"

"güzel uzamışlar (: hiç kısalttırmadın mı?"

"yok, hayatta makas sürdürtmem, azıcık kısalt derim, zeki mürene döndürürler maazallah.."

"x) ..haha, kıymetliler diyorsun.. güzel ama, dalgalı, lüleli, biz öyle yapalım diye saatlerce uğraşıyoruz (:"

"(: çok kıskanıyorlar sorma, ama bence seninkiler böyle çok güzel.. düz saç yani.. çok..hoş.. duruyor..sende... :}"

cümlenin sonu zorlukla toparladım aq..bir iltifat edicez (ki aslında gerçeği söylüyorum) sıcak bastı resmen (:

"teşekkür ederim (: ..bir gün dalgalı yapayım, bir de öyle gör ama, belki fikrin değişir? (:"

iç çektim..bu kez, çok ama çok rahat, neredeyse umarsızca çıktı kelimeler ağzımdan,

"fark etmez ya..her halinle güzelsin zaten.."

böyle yarı efkarlı, ciddi, romantik ve içten sarfettiğim sözler, buseyi biraz durgunlaştırdı.. kötü anlamda demiyorum ama.. deminki çocuksu gülüşü, yerini daha olgun, anlamlı bir gülümsemeye bıraktı işte.. gözleri daha dolu bakmaya başladı..ya da bana öyle geliyor aq, allah allah ya! bırakın azıcık hayal kurayım ne var?..o da benden hoşlanıyor olsun? bırakın öyle düşüneyim? benim hakkım yok mu sevinmeye..

"sakallarıma yorum yapmadın ya? (:" dedim sırıtarak, yorum yapılmayacak gibi de değil aslında, kaptan mağara adamı gibi dolanıyorum anasını satayım x) ama kız ekstra bir yorum getirme gereği duymamıştı bu duruma hiç, ulan 90 ların ortalarında bu halde sokağa çıksam, "kedi kesiyor bu, satanik bu, anarşik buu!" diyerek linç ederlerdi her halde afgdgdsgds

"oo onlar zaten şahane" deyip güldü 

"eyvallah x)" deyip elimi şakacıktan artis artis yüzümde gezdirdim,

"valla şu an, böyle mitolojik bir kahramanla beraber oturuyormuş gibi hissediyorum x)" diye devam etti, koptuk gülmekten, biraz taşak geçiyor galiba benle ama olsun x)

"sorma,ben daha ziyade kaptan mağara adamına benzetiyorum kendimi ama, neyse :p" dedim.. gülmeye başladı gece, kahkahalarının arasından zorlukla, "şu eli sopalı olan?" dedi,

"hee, böyle gri çuval gibi bir şey giyer mütemadiyen asfsafga"

"hahahah..ay..tsigalko.. çok değişik birisin sen ya (:"

ellerimi yana açıp, sırıtarak kararsız kararsız kafamı sağa sola salladım, "şimdi.. değişik derken (:"

gene yarıldık.. neyse..toparlandık az sonra, 

"iyisin yani..iyi" deyip okey işareti yaptı gülümseyerek,

"eyvallahh (:" dedim elim göğsümün üzerinde öne eğilip..

iyice ısındı muhabbet be..ne güzel gülüyoruz.. artık yavaş yavaş malum konulara doğru hareketlensem mi ki? yoksa daha çooook mu erken?..

ama ya geç kalırsam?..

erken davranmak mı daha kötü?..

http://fizy.com/#s/1ajgi7 

bir saatten biraz fazlaca oturmuştuk ki, 

"kalkalım mı? ne dersin?" dedim..

zira daha gecenin sıradaki etapları var önümüzde..

kız,

"güzel burası aslında? sıkıldın mı? sıkıcı mıyım :p"

"yoo..yok canım (: ..başka yerlere de gideriz, bütün geceyi burda harcamayalım diye şey ettim (:"

gözlerini kırpıştırdı, sonra yine yüzüne yavaş yavaş yayılan koca bir gülümsemeyle,

"daha başka kafelerde bekleyen başka masalar da var dersen artık yuh derim (: ... "

güldük,

teslim olur gibi ellerimi kaldırıp,

"cık, başka reserve masa yok valla x) gezelim diye şey ettim tamamen"

"iyi madem..kalkalım o zaman (:"

kasaya doğru ilerliyordum ki bu gece ikinci kez dokundu bana, kolumdan yakalayıp, "yaramazlık yok ona göre" bakışı eşliğinde "ne konuştuğumuzu hatırlatırım " dedi,

"ama.."

"hayır tsigalko, ben vericem, ısrar etmiyorsun kesinlikle (:"

çaresizce omuzlarımı düşürdüm, "eh..kadına da rezil edicen beni valla (:"

"hıı..senin asıl derdin o zaten bence, "tatlım" ın gözünden düşüceksin, eyvahlar olsun (:"

daha fazla ısrar etmeme izin vermeden hesabı ödeyiverdi, sonra da dönüp çıldır çıldır bakan gözlerle, "evet? istikamet nereye? (:"

"sürpriz efendim (:"

"pekii, rehberimize bırakıyorum kendimi (:"

gülüşerek çıktık dışarı..

geldiğimizin ters yönünde biraz yürüdükten sonra, yakındaki avm ye gitmeyi önerdim, şaşırdı,

"ne var ki orda?"

"hiiç..yine kafeler mafeler..insanlar..süslemişler bugüne özel..(: ..istemez misin? dışarısı soğukmuş, zorla çıkardım gibi oldu bi de seni, sonra üşütürsen vicdan azabından ölürüm (:"

"e..ne diyim..(: ..ben de aklında bir yer var sandım öyle hemen kalkınca" deyip yalandan, sırıta sırıta hayal kırıklığına uğramış gibi yaptı,

"deme ya :/"

"başka plan yok diyorsun yani (: ..alıştırdın tabi önce, şimdi boşluğa düştüm o yüzden..:p"

"kendimi affettiricem bir şekilde artık :p"

"hadi bakalım (:"

"şey, oraya kadar yürürsek yolda donabiliriz ama, bir taksi çevirelim mi?"

"bilmem..fark etmez, sorun olmaz benim için de, bence sen kesinlikle üşüyorsun x)"

ne üşümesi be busem..yanıyorum tam tersine..benim derdim programıma yetişebilmek

taksinin birine atladık,

"kolay gelsin abi"

"sağ olasın kardeşim, neresi?"

"xxx"

hadi bismillah, 2. perde başlıyor (:

vay amk, neler oluyor burada böyle panpalar, arada flasbackler görüyorum ((:

buralarda mısınız? devam edip geceyi bitirelim mi?

yoksa bir geceyi 3 gecede anlatabilen bir yazar olarak kaplumbağalığa terfi edebilirim her an x)

(: peki devam panpalar, bu geceyi, bu gece bitirelim artık demi yani?

..10 dakika sonra avmdeydik..

doğru tahmin etmişim, her yerde süslemeler, dev yapay güller, tavanlardan sarkan kocaman kalpler, elinde yay tutan kanatlı bebek melekler.. vııyyy..tam yılış yılış olmuş be bura (:

bir yandan laflaşıyoruz, bir yandan da adettendir diye mağazalara bakınıyoruz, 

"bistro tarzı yerleri sever misin?" dedi,

"yani, az önceki yer de öyle bir yerdi zaten? (:" deyip güldüm,

"ya orası biraz daha farklı, büyük-karmaşık bi de..disko misko hani :p"

"olabilir (:" diyerek onayladım..bu, böyle bir şey sorduğuna buradaki kafelerden birine oturtmayı planlıyor beni ama, yoo.. nayır, benim başka bir planım var (:

"şu tarafa bakalım mı bir?"

"olur? sinemalar var sanırım orda ama pek bir şey yok"

"neler var acaba seanslarda.. sahi, sinemaya girelim mi? (:" dedim suçlu suçlu... eveet, planın yavaş yavaş ortaya çıkma vakti,

bu, durdu, gözlerini dikti, sonra yine yavaş yavaş gülümseyerek,

"buraya sırf bunun için geldik demi?? (:"

ben yine suçlu ve pişkin,

"aynen.."

"hey allahım, ben de diyorum sahilde dolanırken nerden çıktı böyle bu fikir birden bire x)..girelim bakalım..ama neler var ki vizyonda acaba?"

"bakarız?"

gittik salonlara bakıyoruz,

bu sıra sıra inceliyor, ben salon 3 ün önünde durdum, bakıyorum,

"romantik-komedi sever misin?..sevmeyen pek yoktur gerçi (:" dedim,

"hangisi o?" dedi, yanıma gelip baktığım afişe baktı,

beyler öyle çok da matah bir film değil merak etmeyin, 14 şubatın kaymağını yeme amacındaki klişe romantik filmlerden biri muhtemelen işte..ama tabi benim için önemli olan araç değil, amaç (:

"hımm.. bugün gösterime girmiş.." dedi kız düşünceli düşünceli,

"ne dersin? girelim mi buna?" dedim,

"girelim?" sonra gözleri camın üzerindeki bir yazıya kaydı, 

"19.30 ve 21.30 seanslarımızdaaa.. biletler tükenmiştir..?" dedi ve "yapcak bir şey yok" der gibi mahsun mahsun baktı yüzüme gülümseyerek,

"kısmet değilmiş :p" diye ekledi..

bense hiç bir şey söylemeksizin sakin bir gülümsemeyle yüzüne bakmaya devam ettim..bir kaç saniye yine bakıştık böyle, sonra bunun kaşları havaya kalkmaya başladı,

"yok canım?"

sırıtmam biraz daha belirgenleşti,

"ciddi misin?" deyip güldü,

elimi cüzdana atıp biletleri çıkardım,

"ne çok seviyor şu insanlar film izlemeyi be (:" diyerek gülmeye başladım, buse,

"bir şey demiyorum artık... yuh ya (: resmen... " bir şey diyecekti burada ama vazgeçti söylemekten,

"her şeyi planlamış mıyım?" diye ben tamamladım söylemeye çekindiği şeyi,

"yani" dedi alçak sesle, yine o ölümcül, sevimli gülümsemesiyle..

"güzel olur diye düşündüm.. sonra, benim gibi düşünen insanların sayısının fazla olabileceğini de düşündüm ve..budur yani (: ..pek de bir numaram yok aslına bakarsan (:"

gözlerini devirip kafasını sağa sola salladı.. gülümsüyor..

"korktum senden valla (:"

"aşk olsun :/"

güldü, imalı-iğneli bir bakışla karşılık verdi..

acaba rahatsız mı oldu lan kız ben böyle her şeyi planlayınca.. hani, ne bileyim.. yapaylaştı mı sanki biraz olay.. daha mı doğaçlama olmalıydım?..pff..hay aq ya..ne düşündüğünü de anlayamıyorum ki yüzünden.. sürekli gülümsüyor... acaba mutlu olduğundan mı, yoksa dalga mı geçiyor??..

filme girdik..

tahmin ettiğim gibi, çok da ahım şahım, senaryo işçiliğine sahip bir film değil ama, çiftleri yakınlaştırma işini görüyor işte 14 şubat vesilesiyle..

o filmi, ben onu izledim seans boyunca.. gülerken birbirimize yaklaştık.. kollarımız, temas etti bir kaç kez.. göz göze geldik, yine bir kaç kez.. sinema perdesinden yansıyan ışığın altında, daha da güzelleşti güzel yüzü.. hepten peri oldu.. ilah oldu gözümde artık..

buse.. harbi harbi seviyorum ben seni be arkadaş.. vallahi yandım ki ne yandım... çoook fena çarpıldım..

çok fena.. çok..

sıradaki part, gecenin (gecelerin) son partı olsun panpalar, geç oldu saat,

http://fizy.com/#s/1ahybj 

film çıkışı, ikimizde mayışmıştık, biraz da içimiz şişti doğrusu, sonu her zamanki gibi duygu seliydi aq..insan ne kadar klişelere alışsa da etkileniyor işte naparsın..

avm den ayrılmaya karar verdik, şubat havası biraz kendimize getirsin bizi..sonra da zaten gece sona erecek malum..

saat 00.00 a doğru yeniden kordondaydık,

"acıktın mı?" dedim..

"evet ama çok da değil, yemesem de olur..başka planın yoksa tabi (: hani şurdan ellerinde kokoreçlerle birisi fırlamayacaksa :p"

güldüm..

"tamam kokoreç yiyoruz o halde (:"

"ya..ciddi değildim (: sonra bir ara yurda gidince yerim valla.."

"sen kokoreç seviyor musun sevmiyor musun? (:"

bir "illallah" ünlemi koyverdi,

"seviyorum (:"

"bende " dedim.."kokoreçi" diye ilave ettim sonra aceleyle..benim bu sempatikliğim ikimizinde boşluğuna geldi..gülmeye başladık yolun orasında..zaten film nedeniyle de sinirlerimiz biraz allak bullak..kopuverdik..

..hala kabalık ve çiftlere ev sahipliği yapmakta olan kordon boyunda, ellerimizde kokoreçlerle yürüyordum 15 dakika sonra.. deniz tarafına yaklaştık yeniden..

yarım ekmek ayranlarımız bitti, çöplerini çöp kutusuna salladık, aheste aheste ilerlemeye başladık hafif esintide... adımlarımız ahenkli..ağır..keyifli..

sonra, ne olduğunu anlayamadan ben, koluma girdi ürkekçe... bir anda kalp atışlarımı iki misline çıkarmaya yetti bu hareketi..allaah be..koluma girdi? olm..kol kola geziyoruz len?..kordonda, gece vakti, kol kola geziyoruz? sevgililer gününde, kordonda, gece vakti, kol kola geziyoruz..

şimdi bayılajaaım..

"uyum sağlıyalım demi?" dedi muzip bir gülümsemeyle..

"aynen" dedim sakin bir şekilde karşılık vererek bende..aynen..ses tonum, yürüyüşüm, tavırlarım belki sakin, ama içeride midem, kalbim, ciğerlerim, dalağım filan poga yapıyorlar..

"bu gece hep senin planlarına uyduk?" dedi canlı bir sesle..

"hıı..olmamış mı?" dedim tedirgin bir gülümsemeyle.. "planlar"

"harika olmuş" dedi içten bir şekilde.."çok güzel bir akşam geçirdim..teşekkür ederim (:"

gülümseyerek karşılık verdim... rica ederim bebeğim... bir şey değil bitanem... sağ ol hayatım... 

"ama şimdi de benim dediğim yere gidicez?" diye konuştu yine aynı canlı sesle,

herhalde yurdunun önünden bahsediyor..hay hay..benim için bir zevktir buse hanım (:

"tabi?" dedim sıcak bir şekilde..

"kızlarla gittiğimiz bir yer var, benim hoşuma gitmişti..oraya götürmek istiyorum seni, gerçi zaten biliyorsundur belki de"

aa..daha bir yerlere mi gidicez? geç olmadı mı bebeğim? yurda geç kalma?

bu düşüncemi ona da söyledim,

"izin aldım bugün komple..ne zaman gitsem sorun olmaz..yarın gece on iki buçuğa kadar serbestim (:"

"aa.iyi yapmışsın ya (: insanın aklı saatte olunca tam eğlenemiyor.."

"aynen (: ..ne diyorsun? gidiyor muyuz?"

"gidiyoruz (:"

dediği yeri biliyorum... ama hiç oturmamıştım daha önce, parkın içindeki şu "bistro tarzı" (: mekanlardan biri..canlı müziği de var, ortam da pek bi hoş, böyle eski tip kandil gibi süslerin içinde mumlar yanıyor masalarda filan..

"nasıl? (:"

"valla güzelmiş (:"

"gelmiş miydin daha önce?"

"cık, ilk defa senle geliyorum (: ... önünden çok geçmişliğim var ama oturmak hiç kısmet olmamıştı"

"bu geceyeymiş artık (:"

"öyle (:"

mutlu mesut oturuyorum..arkadan müzik sesi..her yandan yayılan pozitif, aşk dolu bir aura..çok güzel be..insanın içi kaynıyor..sebepsiz yere gülümseyesi geliyor..aldığın nefesin bile tadı şekerli oluyor..

çalışan çocuk masaya gelip ne istediğimizi sorunca buse 50 lik söyledi, oo..şaşırdım..eşlik ettim kendisine..bir de ortaya fıstık... 

içen yönünün de olduğunu görmek güzel oldu tanımak açısından... eyvallah..her türlü muhabbete, ortama varım diyorsun yani..her hareketinde, ve hakkında öğrendiğim her yeni şeyde de, beni kendine daha da aşık ediyorsun (tabi artık bu ne kadar mümkünse)..

saat 03.00 gibi, hafif yalpalar vaziyette onu yurduna götürüp, ayrılırken kocaman bir sarılış aldığım o gece, tek bir olay haricinde mükemmel, mükemmelden de öte, rüya gibi geçmişti benim için..

ama, her zaman olduğu gibi, sinirimi yerinden oynatacak, bana gerçek-acımasız-anlamsız dünyada olduğunu kanıtlayacak bir kanıtla da yüzleşmekten geri bırakmamıştı beni melankolik kaderim..

ha, peki ne mi bu sinir bozucu olay?

pek de ciddi bir şey değil canım?..

alt tarafı, 14 şubat gecesi, saat gecenin bilmem kaçında, ve tesadüfün böylesi ki, nilay hanımla necati beyi aynı masada baş başa eğlenirken görüverdim o kadar..

bunda moral bozacak ne var yani allasen?..

aah..ah.. gidi ah..

sorucam ikinize de..hele bir yarın olsun..

hepinize iyi geceler panpalarım, güzeldi bu gece, teşekkür ediyorum, epey de yazdım valla (:

görüşmek üzere, yorumlarınızı esirgemeyin..

selamlar panpalar, yarım saate başlarız, biraz erkene alalım bu gece (:

tekrar selamlar, başlamadan evvel @vurucu tim panpamızın küfürler de katarak samimi olmaya çalıştığı eleştirisine yorum getireyim

tsigalko karakterinin bir takım boşluklarda ve duygusal açlıkta olduğunun hikayenin başlarından beri farkındasınızdır diye düşünüyorum,
sorunları, maddeler ve materyaller üzerine değil, tamamen manevi-psikolojik temellere dayalı bir karakter..(lan insan kendi gemişinden böyle bahsedince de bir garip oluyor ha). zaman zaman duygusallaşıp, sahip olduğu maddi değerler ve sağlığı için şükrettiğine, minnettarlık duyduğuna da şahit oldunuz pek çok sefer..

panpamızın yaptığı eleştirinin tamamen yanlış bir güzergah üzerinden olduğunu düşünüyorum, neden mi? çünkü kendisi, tsigalkonun zengin babası, kalabalık arkadaş ortamı, bazı yetenekleri ve kadınlarla ilişkilerinin fazla olması nedeniyle mutlu olması gerektiğini, şikayet etmeye hakkı olmadığını düşünüyor?

ne büyük yanılgı..

bir insan için (hele ki tsigalko gibi duygusal derinliği ve ruhsal dejenerasyonu fazla olan biri için) para, kadınlarla aşk olmaksızın yatıp kalkmalar , bir takım yetenekler, mutlu olabilmek için yeterli sebepler mi?

gerçekten bu kadar maddeci miyiz? para-seks-şöhret, insanın doyuma ulaşması için yeterli mi? hayattaki en büyük, yegane amacımız bunlara sahip olmak mı?

sanmıyorum.. bunlara sahip olmasına rağmen mutsuz olan, ve bu mutsuzlukları onları intihara-ölüme kadar götüren pek çok şahsiyet tanımıyor muyuz tarihte? duymuyor muyuz?..

hayırr.. hayır..

bizim aradığımız, tamamen başka bir şey.. bambaşka..ister şımarıklık deyin buna, ister tamahkarlık..ama inanın madde de gözümüz yok.. zaten onlara sahip olduğumuz anda anlıyoruz ne kadar anlamsız, geçici ve maketten şeyler olduklarını.. elde edene kadar gözümüze ışıltılı görünen o ambalajların içinin aslında boş olduğunu fark ettiğimizde, daha da büyük oluyor düş kırıklıklarımız..

işte bu yüzden, aşka, insana olan aşka, allah a olan aşka, aşka olan aşka sarılıyoruz.. bulduğumuza inanınca, kaybetmek istemiyoruz, her an üzerine titriyor, elimizden kayıp gidecek diye de korkuyoruz.. agresifleşiyoruz bu yüzden, "insanlar beni anlamıyor" culuğa başlıyoruz,bu sefer de "şımarık" damgasını yapıştırıveriyorlar.."oohoo bunun derdi yok da işte, kendine dert çıkarıyor" diyorlar, 

gerçekten bu kadar basit mi?

zengin olduğumuz için,
seks yapabildiğimiz için,
herhangi bir alanda biraz iyi-yetenekli olduğumuz için,

arkamıza yaslanmalı ve "dünyadaki misyonumuzu tamamladığımıza inanıp" teslim mi olmalıyız?..

bence bu kadar değiliz biz.. bizde daha fazlası var..

@ vurucu tim, eğer bir insanı mutlu edebilecek şeylerin gerçekten bunlar olduğunu düşünüyorsan, ya fazla materyalistsin, ya da henüz insanın dünyadaki misyonu hakkında hiç bir şey anlamamışsın. hangisi olduğuna karar ver, ve bence de, bunu içinde çözene kadar hikayeyi okumaya devam etme,
çünkü henüz buncacık şeylerle kontrolünü kaybediyor ve gaza gelebiliyorsan, hikayenin önümüzdeki kısımları sana ağır gelebilir,

ne demiş şair?

"öyle bir hayat yaşadım ki, cenneti de gördüm, cehennemi de.."

şayet içindeysek eğer, cennetin keyfini çıkarmaya bakalım panpalar, ne de olsa hayatta her şey geçici, öyle değil mi?

gelelim bu geceki kısma, ama ondan önce kısa bir hatırlatma daha yapayım, özelden sorularını yanıtladığım ve muhabbet halinde olduğumuz pek çok panpa var, bir o kadar da henüz cevap yazamadığım var, çünkü yazdıklarım baştan savma olsun istemiyorum, anlattıklarına değer veriyorum zira, elimden geldiğince yeterli cevaplar yazmaya çalışıyorum kendi çapımda,

başlık altında da bazen sorular oluyorsa da kaçırıyorsam affola, hikaye konusundaysa, beynimi zorlayarak ve kalın kahverengi-turuncu kapaklı günlüğüme sarılarak, mümkün olduğunca her şeyi anlatmaya, karanlık noktalar bırakmamaya çalışıyorum. günlüğün hepsini geçirmem mümkün değil zaten, yazmak konusunda nasıl bir deli olduğumun farkındasınız zaten (: o zamanlar da bundan farklı değilmişim belli ki, o günlüğün hepsini geçirmeye kalkarsam 2015 de biter bu hikaye x)

şimdi kaldığımız yerden, yani 15 şubat perşembe gününün öğleninden, yatağımdan devam edebiliriz hikayemize (:

http://fizy.com/#s/1f9xku 

... huzurla uyandım..saat 12.30..sonra birden bire bu kadar huzurlu olamayacağımı hatırladım, bunun sebebini de tabi..yeni günüme kendi kendime çektiğim bir "hay sikiyim.." le başladım..

paytak paytak gidip elime yüzüme su çarptım, ulan okulu da ektik gene bugün iyi mi?..

kapalı olan telefonumu açtım baktım şöyle bir, mesaj gelmiş,açtım, buseden? (:

"dün gece için tekrar teşekkür ederim, güzel rehberlik yaptın ((:"

sabah atmış..yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu güzel ellerinden çıkan bu puntoları okuyunca. 

"ben teşekkür ederim geldiğin için (: . okulda mısın? iyi misin? soğuk algınlığı filan yok demi? :p"

mesajı yazıp kendimi yeniden yatağa fırlattım, heyyoo be!... oley ulan... oley..

biraz sonra mesaj geldi, hevesle açtım, ama cevap yerine pizza pizzanın kampanya mesajıyla karşılaşınca okkalı bir "siktir" daha çektim..amk..durduk yere heyecanlandırıyorsun beni be..

beklediğim mesaj da bir kaç dakika sonra geldi de muradıma erdim neyse,

"yok canım, iyiyim gayet (: okuldayım evet? sen niye yoksun, dersin yok muydu bugün bizle?"

haa s siktirr beee (bu üçüncü siktir oldu, hat-trick) ..dersim vardı benim bugün demi buselerle?..tüh lan..dün gece hem mutluluk sarhoşu hem de kızgın olunca (kimlere olduğunu biliyorsunuz) tamamen aklında çıkmış..

pufff..fazladan birlikte olabileceğimiz, dahası, dün gecenin devamını getirebileceğimiz güzelim saatler güme gitti iyi mi?

cevapladım,

"sorma ya, uyuyakalmışım ben :/ akşam programımız da var bu arada, gelmez misin? (:"

bari bu şekilde o açığı kapatayım istedim..seni görmem lazım buse..tekrar..tekrar..ve tekrar... gözümün önünden hiç gitmemelisin sonsuza kadar..

cevap gecikmedi, ama kısa kesmeye çalışıyorum, kız öğle arasında, yemeğini yesin rahatsız etmeyeyim yani..

"hadi ya (: yoruldun tabi :p . olabilir, kızlara bir sorarım, geliyorlarsa geliriz (:"

yaw.. boş ver sen kızları be..

"niye? kızlar gelmese de gel, onlara bağımlı değilsin artık bak o kadar rehberlik yaptık, şehri öğrettik :p"

cevap,

"(: ona lafım yok zaten, teşekkür ettim az önce biliyorsun x) ama kızlar olmazsa canım sıkılır benim tek başıma, başka kimseyi tanımıyorum ki :/"

ayy.. kıyamam ben sana kurabiyem.. seni öksüz bırakır mıyım la oralarda?..

"aa neden yalnız kalıcan, alperler gelirler, nilay gelir sonra, benim kanka biliyon :p , kafa kızdır, onlarla oturursun işte hem yeni insanlar tanırsın fena mı? (: . hem, sonra ben varım orda yaa, hiç kimse olmasa ben varım yani :p"

gel be buse.. yalvarırım gel.. şöyle orada da bir baş başa oturalım seninle gerekirse.. alem bilsin, görsün, seviyorum, herkes duysun.. sana şarkılar söylerim gene..ne olur gel..

bu sefer cevap biraz gecikti, geç olsun güç olmasın ya, hayırlısı, derken yeniden titredi telefonum,

"tamam, ama söz vermeyeyim (: kızlara da sorarım ben gene, onlar geliyorsa kesin de, gelmiyorlarsa, ben biraz düşüneyim? 
* "

naz mı yapıyorsun kız? senin nazlı halin de güzel.. kurban olurum x)

"peki o zaman, bunu evet kabul ediyorum, akşam görüşürüz (:"

sadece gülücük yollamış son olarak (tamam artık sus amk demek istiyor galiba (: )

gelir mi lan sizce.. gelsin lan..uff.. gene heyecan bastı..bu gidişle, biz bu kızla çıkmaya başlasak hatta evlensek bile ben alışamayacağım galiba, adını aklımdan geçirmek bile yetiyor kalp atışlarımı hızlandırmaya, hayalinden, hele kendisinden hiç bahsetmiyorum bile..ne hallerdeyim düşünün işte..

telefonu masada bırakıp tolga hıyarının odasına bir uğramaya karar verdim, okula gitmemiş o da sanırım, botları duruyor ayakkabılıkta,ne yapmış, ne etmiş taze sevgilisiyle dün gece öğrenelim x)

http://fizy.com/#s/1dldfk 

kapıyı adettendir diye tıklatıp odaya bir daldım ki, bizim hıyarı yerde acayip bir pozisyonda görmemle gülmeye başlamam bir oldu,

"hıahaha, nabıyon lan sikik afadsgfa?"

"hay ebeni, yakalandık x)"

"halıyı mı sikiyon aga bu ne hal adsgdasg"

"şınav çekiyoz lan salak! x)"

"oo, adam gizli gizli vücut çalışıyor, beni dövmek için mi bu çabalar hep? hey rocky? fak yuu meen? x)"

"olm, seni dövmek için bunlara gerek yok zaten x) öyle sabahları kalkınca üç beş hareket yapıyorum zinde olmak için işte hıyar"

"x) aferim aferim... ee..naptın?"

kalkıp yatağa oturdu, ben de karşısındaki saldalyeye atladım,

"ne mi yaptım?..iyi aga takıldım işte..14 şubat, sevgililik müessesi filan.. "

"hıı..helal aga ..olm öncesinde de pek konuşamadık, bir araya da gelirdik planlasaydık keşke :/"

"olsun ya..lan, ne konuşacaz, senin dünyayı gözün görmüyordu ki amına koyim? hele sen söyle sen, sen naptın dün gece? öpebildin mi lan doğru söyle x)"

"ne öpmesi amk, daha fol yok yumurta yok.."

"elini tuttun mu? onu da yapamadıysan siktir git aga şimdi yani x)"

"he?..yok..ama koluma girdi (:... ya götveren, daha kızla sevgili değil bi bok değiliz, tanışalı bir hafta olmuş, ne öpmesi tutması amk sende haa.."

"ne biliyim olm, sen genelde hızlı gonzales takıldığın için x)"

"farklı dedik ya bu sefer.."

"eyvallah aga, öyle diyorsan öyledir "

bir süre sırıtarak baktık birbirimize, sonra bu yaklaştı omzuma patlattı bir tane,

"helal lan valla x)..kızı çıkardın ya dışarı sonuçta sevgililer gününde, o da çok büyük başarı, insan arkadaşına bile demeye çekinir, sen neredeyse hiç tanımadığın kızı ikna ettin, afferin "

hımm..öyle mi dersin tolga? anlaşılan senin de nilayla necodan haberin yok... allah bilir sadece ben biliyorum, o da tesadüfen gördüğüm için yani..neyse sakin... bende kalsın bakalım şimdilik..

"eyvallah aga..senin de keyfin yerinde demi? eğlendiniz mi?"

"eğlendik be aga, bak, bana almış (:" deyip masanın üzerinde duran bir şeye uzandı, parfüm, klasik bir hediye..(nerde minenin bana yaptığı sürpriz, nerde bu... ama daha bunlar çıkmaya başlayalı da 1 ay bile olmadı o yüzden normaldir yani)

"hımm..iyi güle güle kullan, arada sıkarım bende :p"

"nah (: ... şaka maka dün gece herkes de ayrı takıldı ha birbirinden..kimsenin aklına toplaşmak filan gelmedi aq..ee tabi karıları bulunca hemen satış..böyleyiz aga işte bizde napalım, erkek milleti x)"

"hehe... ama hak da veriyorum şimdi, senin ilk sevgililer günündü, alperle hatunun takıldığı mekanlar filan farklı.."

"hıı..ciks takılıyor demi onlar..amk sosyeteleriii..zaten o alperin götü kalktı, pezevenk, onu dota da bir sikeyim de görsün haftasonu x)"

"(x beni nasıl devre dışı bırakmayı düşünüyon peki? razor sikmesin? x))"

"ikinizi de hoplatırım, trol e item dizmeyi öğrendim, ağlatıcam görürsün x))"

güldük..

sonra bu,

"neco naptı lan acaba dün gece..o çocuğa da üzülüyorum aq..pezevenk ona niye ayarlamıyon lan birilerini? çocuk senin sınıfında, yardımcı olsana azcık?"

"yeaaok be aga..o bir şekilde kendi işini görür..merak etme sen.." dedim yarı bozuk şekilde..

"hıı..bilmediğimiz bir durum mu var yoksam? "

"yoo..da, yani üzülmene gerek yok, neconun da keyfi yerindedir yani.."

"eh..öyle diyorsan... hiş..bana bak, ibne filan değil demi lan? agfsadgfa"

"x) vay amk, büyük sırrı deşifre ettin aga, ödül olarak bu gece götünü kaybediyorsun tebrikler x)"

"agadgda... kahvaltı yapalım mı lan? okulu yatırdık nasılsa.."

"e hadi yapalım madem, dışarda mı?"

"hee, simit şeysine gidek.."

"gidek, giyeyim ben"

öğlenimizi de bu şekilde geçirip, akşamüstü eve döndük..

... akşam..

busenin gelmesi için gün boyu düzenli aralıklarla dua ettim, yalvardım içimden..

gelirse güzel bir gece daha olacak benim için, ama o gelmezse ve üzerine bir de nilay-neco filan gelirse hepten ifrit olucam..

her iki şekilde de, şu hesap sorma işini biraz sonraya bırakmam gerekecek gibi görünüyor, çünkü bugün zaten artık geçti, yarın da okula gitmeyebilirim gene..hafta sonu desen, o da dolu..artık taa önümüzdeki pazartesiye nilayı okulda kenara çekip öyle şey edicez bakalım..hem belki sinirim de biraz azalır o zaman kadar bu vesileyle..

sevgililer gününde ha..ikiniz..cık cık cık cık... amacınız ne?

ikisinin de yaptığı iş değil..nilay ın amacını ben az çok anlayabiliyorum, yalnız kaldı işte biraz, trip yapıyor, beni kıskandırabilme çabasında..

kızım, evet yaptıkların beni ziyadesiyle tedirgin ediyor, ama kıskanmamdan dolayı değil lan? grubumuz için olan endişemden dolayı..

zaten aylardır bir kutu dinamitin altında oturuyormuşum gibi hissediyorum, şimdi sen de elinde çakmakla gelmiş "yakıyim mi ustaaa" diyorsun aq..

neco sen de hemen oltaya geldin be olm... insan azıcık iradeli olur (diyene bak, kendisi sürünüyor aşkından, bir ters takla atmadığı kaldı) , hani kalbine gömmüştün bilmem ne?..

neyse ya... şimdi bunları düşünüp sinir olmayayım..

endişelenmem gereken daha büyük şeyler var..ibne tolga trol e item yapmayı öğrendim diyor aq?!..antisi neymiş şunun bakayım bakalım bir internetten asfsagfag

... gece..

umutlarının karşılığını almak ne güzel şey?..dileklerinin gerçekleşmesi, dualarının kabul olabilmesi... hem de böylesi bir günahkarınkilerin bile..

geldi..

arkadaşlarıyla..

gülşen var tabi yanında banko olaraktan,bir de başka bir kız daha..

busem geldi..

sahneden gözlerimle kafeyi taradım, 

burçin? 

-yok

elif?

-yok

nilay-neco?

-yok

ayça mayça falan fıstık?

-yok yok, hiçbiri yok rahat ol

oh be..

bu gece bütün günahlarımdan ve endişelerimden de uzağım..

sadece o ve ben..hep olması gerektiği gibi..

ve başladık geceye, 
http://fizy.com/#s/1aipec

..arada masalarına uğradım tekrar, zaten geldiğinde, hem sözlerimle, hem de gözlerimle teşekkür etmiştim çoktan..

gülşen gene farkını gösterip, "bu gece hangi şarkıyı armağan ediyorsun bize tsigalkocum" deyip beni utandırdı, masayı güldürdü..kaltak ya (:

sahneye tekrar döndüğümde ise, bu gece şarkı bekleyen tek kişinin kendisi olmadığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldım,

tam başlayacağız, sahneye doğru bir hatun geldi sol taraftan, 

"meraba (:"

sen kimsin la?

"meraba?"

"istek yapabiliyor muyuz diye soracaktım ama? (: asiye ben bu arada (:"

"eaa..memnun oldum ehe... hangi şarkıyı istiyorsun, ben sözlerini biliyorsam, arkadaşlara da söylerim, çalabileceklerse çalarız tabi (:"

"yok öyle çok özel bir şey değil, kesin biliyorsundur, 
http://fizy.com/#s/12agyj "

"hı..ben, arkadaşlara bir sorayım da (:"

ömere döndüm, bizim orkestra şefimiz odur zira, o bir şeyi çalabilirim derse, bizde eşlik ederiz sike sike x)

"aga, gülaydan cesaratin var mı aşka yı istiyorlar, ne diyorsun?"

"çalarız hacı?..ilkay?nuriş?" deyip ne diyorsunuz gibisinden kafa salladı,

"akar (:"

"aynen"

"çalarız aga" dedi bana dönüp tekrar, ben de kıza,

"tamamdır, hemen şimdi mi?"

"fark etmez (: "

vay amk..müşteri her zaman haklıdır ne yapalım..

"tamam o zaman" deyip güldüm, hadi artık git de başlayalım güzelim,

"bir de şey, sahneden sonra bizim masaya gelebilir misin işin yoksa? tanışmak isteyen arkadaşlar var da x)"

heı? obaa... hah..acaba bu başıma gelir mi? gelirse ne zaman gelir? diyerekten tam da sizi bekliyordum ben zaten aq..nerden çıktı şimdi bu ergen zırvası böyle?

dönüp baktığı masaya ben de baktım, iki tane çakma sarışın yan yana oturmuşlar birbirleriyle gülüşe gülüşe, yarı utangaç sahneye doğru bakıyorlar..

anladım..sen, buraya gelen..asiye miydi? her neyse..sen şu cesaretli olan kızsın demi? lisede de vardır böyle bıçkın kızlar bilirim, adamı tutar kolundan sınıftan alırlar arkadaşları için (:
hey anasını ya..nerden çıktınız siz durup dururken..

kendi kendime güldüm içimden.."bütün günahlarından uzaksın ha tsigalko..ahaha..canım benim.."

tekrar bir masaya bir kıza baktım, sonra utana sıkıla (çünkü müşteri her zaman haklıdır lan işte uzatmayın)

"ya arkadaşlarım geldi bu akşam, kusura bakmayın" deyip mahcup mahcup sırıttım,

"ha? yok, zaten işin yoksa diye dedim..peki o zaman" deyip sıkkın şekilde gülümsedi, 

"kusura bakmayın tekrar"

"başka zaman inşallah"

sadece gülerek karşılık verdim..gitti nihayet..sokayım size yeaaaaaaaa... 

lan aylardır fak badi arıyorum, piyasada yoksunuz, 40 yılın başında ömürlük aşkımı bulmuşum, her yerden fışkırın emi..aman rahat bırakmayın sakın beni..

kimin olsa, hangi erkeğin olsa işine gelirdi böyle şeyler..benim de gelirdi tabi, bu kadar aşık olmasaydım..ama şu an kendimi konsomatris gibi hissediyorum aq..ömerin neler hissettiğini anlayabiliyorum (ona da asılmışlardı anlatmıştım hatırlarsanız).. eğer sevgiliniz varsa ya da birini seviyorsanız, hoş değil..onun haricinde ise,

eh, zaten sikiş işlerinin önemli kısmı da böyle dönüyor be aslanım..groupie mi diyorlardı bunların gelişmiş versiyonlarına? öyle bir şey evet..hayat işte..

şarkıya başladık..

inanır mısınız, işime geldi bu isteği yapmaları yalnız..çünkü buse bakarak söyledim bütün şarkıyı..ve biraz önce onların masasında da dönen "bize şarkı yok mu?" muhabbetinin de tam üstüne cuk oturdu..

ters vaziyetten bir düz vazife çıkarabilmiştim şans eseri..

ee busem?

söyle bakalım, 

"cesaretin var mı aşka?"...

yeni katılan, ya da var olup da henüz arz-ı endam eden panpalarımıza da selamlar

bu gece de 3 takılırız diye düşünüyorum.. balkonda güzel oluyor lan, onca fırtınanın ardından izmirde harika bir hava var şu an, ağlamak istiyorum (:

http://fizy.com/#s/3xvjeo fizy nihayet eklemiş bu şarkıyı anasını satayım..çok severim, çokça söylerim..gökhan da güzel söylemiş valla, loop a aldım..

..programın sonunu getirdik..bizim çocuklarla yumruk tokuşturduktan sonra ben yine her zamanki gibi atlet değiştirmeye gittim, ne çekiyorum şu hijyen takıntımdan bir bilseniz..ah anne ah..hep senin yüzünden..karı kılıklı yetiştirdiniz beni.

tuvaletten çıkar çıkmaz buselerin masaya doğru hareketlendim, gözlerim, ister istemez az önce istek yapan kızın olduğu masaya takıldı, bunlar da pusuya yatmış gibi beni izliyorlar çekingen ve meraklı bakışlarla..hemen gözlerimi kaçırdım..sıçıyim size..

selam verdim bir kez daha buselere ve yanlarına oturdum, 

"eeh kızlar bitirdik çok şükür bu gece de (: eğlendiniz mi? (:"

"güzeldi, romantik takıldın ama bu akşam gözümden kaçmadı (:" diye atladı gülşen hemen..lan sen bi sus be..bi sus..te allahım ya (: çatlak..

"öyle denk gelmiştir şarkılar (:"

"her program farklı repertuvar yapıyorsunuz demi?" diye sordu bu sefer,

"ya işte, sıralamayı ve şarkıları değiştiriyoruz, kafamıza göre öyle takılıyoruz (:"

buse,

"kaç şarkı var repertuvarınızda?" diye sordu,

"elli küsür..ama bunlar tam olarak hakim olduğumuz parçalar tabi, her zaman çaldıklarımız, onun dışında bir o kadar da arada çaldığımız vardır, istek gelirse onları çalıyoruz işte..zaten ömerin çalabildiği ve benim de sözlerini bildiğim her şarkıyı bir şekilde hallederiz yani (:"

"sizin takım kaptanı o herhalde :p" dedi buse yarı ciddi, bana laf atmak şakasına söylemiş gibi geldi bana ama gayet doğru bir tahmin ve kesinlikle gocunduğum bir durum değil, aksine o adamlarla beraber çalıp söyleyebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum..lütfeeen, egolarımızı bir kenara bırakalım demi

"aynen" dedim neşeyle, "adam profesyonel yani, tam trakyalı, saygımız sonsuz

gülşen,

"oo deme beaa" diye lafa girince hepimiz koptuk..
"ay demek oralardan? şivesi filan var mı? bayılırım ben trakya-ege şivesiyle konuşanlara x)" diye devam etti,

"şivesi yok da, sevgilisi var canım" dedim bilmiş bilmiş, gene bir kahkaha tufanı..

"tamam be, bir şey demedik..bu da hemen..allah allah :p" deyip geri çekildi gülşen..sonra bir daha konuştu..bi susamadın amın kızı..

"trakya deyince aklıma rakı gelir yalnız benim, bir de böyle klarnet filan dinleyince içesim geldi haa x)"

ben şaşırıp,
"hıı..içebiliyor musun sen rakı filan" dedim dalga geçerek,

"herhalde yanii..gıcık (: .."

"iyi..yaparız bir ara rakı masası " dedim ama gözlerim busede o arada..

"valla olur!" dedi gülşen..

ahaha... beyler o kadar komik ki, ben buseye bakarak konuşuyorum, buseyi de sanki böyle arkadan gülşen seslendiriyor x) 

"yalnız mezelerin sağlam olması lazım" dedi bilmiş bilmiş bu sefer de, yapma yaa? valla de?..mal (:

"ayarlarız canım meze filan..yemek de yaparım hatta "

nihayet buse,

"yemek yapabiliyo musun cidden?" diye sordu,

"yani, bir şeyler bilirim, öğrenci evinde yaşıyoruz sonuçta (:"

"iyimiş (:..ne yapıyorsun öyle makarna filan? :p"

"x) ..yok yaparım ya sulu yemek, çorba, tavuk filan..pilav da yaparım (:"

gülşen, "aa bak pilavı dibini tutturmadan yapıyorsan, her yemeği yaparsın zaten :p"

ben artık bu araya atlamalarına dayanamayıp, tamamen susturmak ümidiyle taşağa aldım bunu sonunda,

"evet..büyük usta konuştu..x)"

kızlar da kendilerini tutamayıp güldüler, hatta gülşenin kendisi de güldü..ama sonra,

"yaa çok gıcıksın ha bu akşam sen..x(" deyip kaşlarını küçük emrah stayla yaparak bozuk bozuk baktı..

oh be..bi sus şöyle işte..iki konuşturmadın..

bir kaç saniyelik sessizliğin ardından diğer kız gülşene bir şeyler söylerken, buse de bana,

"iyiymiş valla..hamaratsın (:" deyip gülümsedi tekrar..gülen gözlerinin içinde kendimi de gördüm..ne güzel hapsolmuşum öyle gözbebeklerine..dünyanın en güzel mahkumiyeti bu olsa gerek..

o anların sarhoşluğuyla, aslında aklımdan öylesine, "lan desem ne der acaba?" diyerekten geçirdiğim bir düşüncesi ağzımdan kaçırıverdim,

"bana yemeğe gelsene bir akşam?"..

upss...

vay amk, bu gece sözlükte yüksek nesillilerin kendini kanıtlama gecesi filan galiba, ayar üzerine ayar yiyoruz emeniko (:

neyse, herkesin düşüncelerine saygılıyım tabi ki, inci sözlükte yazıyorsanız bunları zaten göze almak zorundasınız.. hatta siz fazla bile iyi davranıyorsunuz lan bana bence? ben olsam, benim elli kere amıma koymuştum şimdiye kadar x)

son 2 part daha atıp geceyi bitirelim panpalar, 03.00 gibi noktayı koymuş oluruz ki zaten öyle planlıyorduk.

obaa..

ne dedim abi ben?..böyle hanzo gibi davet yapılır mı?.."bağa gessene la ebuoeuue öbüeeüee aarrggghh!"..hay allah..

dediklerime kendim de şaşırmış bir vaziyette, kıza bakmaya devam ettim.. saatler gibi gelen 1-2 saniyenin sonunda konuştu, (bu arada diğer orospuların da muhabbetlerini kesmiş can kulağıyla bizi dinlediğini söylememe gerek yok herhalde..lan insan kibarlık olsun diye çaktırmaz en azından dinlese bile.. onların yüzünden kız da ne diyeceğini sapıttı şu an)..

"sana?" deyip gözlerini kırpıştırdı..

hee bağaa, hunga munga ebüeüü puöf..

"hıı" dedim gülümsemeye çalışarak, galiba kızarmaya başladım beyler kulaklarım ve ensem yanıyor şu an..

göz ucuyla sağ tarafına kaçacak bir bakış attı refleks olarak (orospular haaala dinliyor bak! lan işinize baksanıza siz),

"hı.. olur..ayarlarız bir ara" deyip mahcup mahcup gülümsedi.. kızı da utandırdık iyi mi?..öbürleri de, "bayram değil seyran değil, bu, bunu eve çağıracak cesareti nereden buluyor" diye düşünmüş olabilirler eğer dün gece takıldığımız bilmiyorlarsa.. gerçi aynı yurt, aynı okul, nasıl bilmeyecekler diyeceksiniz ama.. olur mu olur..

konuyu değiştirdik.. benim kırdığım pot ise öyle, bir hıyarlığım olarak kalacaktı belli ki..

11 e doğru, rakçılar ortalığı sikertmekle meşgulken kafeden çıktık, yarın gene okulları var tabi, buse de yorgunmuş, dün gece az uyudu malum, kalkalım deyince ben de yurda götüreyim dedim.. gidiyoruz işte..

acaba devirdiğim çama mı kızdı da böyle erken kalkmaya karar verdi..

hey yarabbim yaaaa.. illa sıçıcan demi tsigalko? sabırsız tsigalko.. libidosuna osurduğum tsigalko.. eşşek kafalı..

yurdun önüne geldik, kızlarla vedalaştım, pek tanımadığım 3. kızla sadece gözlerimizle, gülşen çatlağı ve buse ile sarılarak..

bunlar içeri doğru giderken buse biraz ağırdan aldı, ben zaten bina kapısında içeri girene kadar bekliyorum biliyorsunuz..

diğer kızlar içeri doğru ilerlerken, bu tereddütle bir adım attı bana doğru, sonra gayri ihtiyari arkasını kontrol eder gibi baktı şöyle bir ve,

"kızlar varken şey edemedim kusura bakma" dedi kaşları kalkık, mazlum bir şekilde..

hiihh... ben seni yerimmm yerim... ne kusuru bebeğim..ne kusuru.. kıyamam sana ben..

"yo (: önemli değil (:" dedim,

"konuşuruz bir gün, gelirim yemeklerini test etmeye (:" diye devam etti sonra çocuksu bir neşeyle,

"süper (:" deyip sırıttım.."bu hafta sonu iyi mi?" diye ekledim güç bela,

omuz silkti, "olur..ama senin programın yok mu?"

"cumartesi var? pazar yok x)"

tekrar arkasını bir kontrol etti, diğer kızlar çoktan bekçi kulübesine imzalarını atmış binalara doğru ilerliyordu.. kesin kıllanıyorlar durumdan.. amaan..çok da umrumda..sen de umursama busecim..

ama bu onun için bu kadar kolay değildi belli ki, sonuçta biraz sonra başının eti yenecek olan o (: 

geri geri bahçe kapısına doğru ilerlerken aceleyle konuştu,

"tamam (: ..pazar olabilir.. konuşuruz gene daha" dedi ve kısa, kibar bir el sallamayla içeri girdi..ben de elimi havaya kaldırdım karşılık vermek için.. geç kaldım.. öyle hıyar gibi kaldı elim..

..ne demişti beyler az önce?

tamam mı?

tamam mı dedi?..

bu pazar.. tamam..

oh..

buse..bu pazar bana yemeğe mi geliyor?..bana?..o saçma sapan, dekorasyon fakiri, halısı bile olmayan eve-odaya kızı çağırırken hiç mi utanmadın be tsigalko?..tüh sana..

ama.. geliyor abi?..

öyle ya da böyle?

kız,

bana, 

yemeğe,

geliyoooorr!..

evet be!..evet!!

zıplaya zıplaya, kendi kendime ıslık çalarak evime doğru ilerlemeye başladım..

halım var ya da yok, bu gece en mutlu aşık benim..

@ vurucu tim, estağfurullah panpam, satmak filan.. üzme beni

son partımız olsun sıradaki (:

http://fizy.com/#s/16oisd 

..hazırlıklar... 

hazırlık... hazırlık yapmalıyım... 

yemek..yemek güzel olmalı..ne yapıcam lan yemeğe?..o kadar da artis artis konuştum..ne yemek yapıcam?..kaç aydır elime kepçeyi aldığım da yok ki? yemek işini tolga hallediyor biliyorsunuz bizim katta..

..off..yandım bittim ben..şappur şuppur beni öpün, çattur çuttur beni yiyin..napıcam ben şimdi hacılar? ha?..

masa... hangi masayı yemek masası yapıcam?..düşün..düşün..mutfak masası olmaz lan! amk..plastik masada mı yemek yedircen kıza?..

benim çalışma masam?..e o da tahtaaa..bildiğin kereste?..üstelik bir de portatif masa..taşak geçer gibi..

üstüne örtü atsak?... örtü mü? nasıl örtü?..dur onu bir düşüneyim..

oda..odayı toparlamam lazım... o giyilmiş tişörtler filan kalkacak ordan!... halı..halı bile yok odada allah kahretsin emi..e be anne..e be anne... halı alıcam bir tane..olmaz böyle... o küçük, kilim gibiler var ya hani..örme gibi... aliyim bir tane ne olcak..kaç paradır ki en fazla?... 

... off..ooff..çıldırıcam şimdi..cık..mükemmel olması lazım her şeyin..ama bu evde..bu odada... mümkün değil... imkansız!!..eh be tsigalko... eeh be!!!..

kafamda filler tepişe tepişe dönüyorum evin içinde... koca cuma günü de öyle geçti..

bir tane masa örtüsü aldım, vişne çürüğü rengi, fena değil..masaya örttüm, biraz büyük geldi ama iş görür..güzel oldu güzel... ama daha eksiklerim çok, allahım ne yapıcam?..

cumartesi sabahı uyandım, akşam program olduğu için, işlerimi erken halletmem lazım... kilim bakıcam... bulabilir miyim acaba istediğim gibi... 

mağaza mağaza dolanıyorum..en sonunda, en azından odanın rahatsız edici çıplaklığını biraz azaltacak olan bir tane buldum..idare eder ölçüler, idare eder renk-desen, boru gibi fiyat..

elimde kilim, götümde kazıkla çıktım mağazadan..evet, bazen almak istediğinizden fazlasıyla çıkabiliyorsunuz dükkanlardan ehehe..

eve doğru ilerlerken, gözümün önüne getirdim tekrar odayı, 

yok abi..

yok..bırak kilimi, istersen halı fleks döşe, yine de kurtarmıyor... olmuyor istediğim gibi..bir yanda pvc dolap, bir tarafta askılık, orda yatak, burda divan... olmuyor... 

böyle oda olmaz..böyle romantizm olmaz..böyle yemek daveti mi olur??

kendimi kahrede kahrede, çaresiz eve doğru ilerlerken, hediyelik eşya dükkanlarından birinin önünden geçiyordum ki... 

buldum!..

buldum ulan!..

vallahi buldum!

oh bee..kurtardım paçayı galiba..budur be tsigalko... budur be..hay aklınla bin yaşa! (:

mükemmel olacak..evet..işte şimdi turnayı gözünden vurdun!..

neşeyle dükkanın içine yöneldim..


next--->

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol