part59
sonunda karar verebildiler, ben de çok karışamıyorum acele ettiğim belli olmasın diye.. şüphe çekmeyek..
neco ve ben nilay ve arkadaşlarını yurda bırakıcaz, alper dilarayı evine bırakacak, onlar ayrıldılar taksiyle.. fena sikiş var bu gece anlaşıldı (:
nuriş de kendi manitasıyla kendi ilgilenecek, tolga begümlerle..
görünürde herkesin gayet güzel bir dağılım oluşturduğu, adaletli bir paylaşım gibi olabilir ama nilay ın tolga ve kızlara bakışı gözümden kaçmadı.. sonra, eğer kendimi şu kalabalıktan kurtarabilmem halinde benim ve alperin gecesi biraz daha uzun ve renkli olacak anlarsınız ya..
nuriş de yine manitasıyla işte.. belki baş başa kalınca kordonda biraz daha takılıp romantik anlar yaşayabilirler.. onun da keyfi yerinde..
olan bizim gruptan necoya oluyor.. yazık amına koyim ya..böyle dağ gibi delikanlılar, umutsuz aşkların peşinde yıllarını harcıyor ya..ne desem boş.."ulan gençliğini sikiyorsun?" diye kızsam mı, yoksa "helal olsun kardeşim, yürek işi bu" diye imrenip tebrik mi etsem bilemiyorum..
tek dileğim, nilay ın neconun bu zaafını fark etmemesi, fark ederse, suistimal etmemesi...
tolganın duyması vb. meselelerine hiç girmiyorum zaten.. kendimi bazen sanki götümün altında saatli bombayla otururmuş gibi hissediyorum.. sanki bir gün gelecek ve bütün her şey gün yüzüne çıkacak, o bomba, benim rektumumun derinliklerinde patlayacak ve bütün bu güzel birlik beraberliğimiz bom bok, paramparça olacak gibi hissediyor, korkuyla titriyorum amansızca...
sikicem aşkınızı da sevginizi de be..
gecenin bir diğer loser i nilay olsa gerek.. sonuçta o da yalnız, ayrıca tolganın yalnız olmayışı, onun yalnızlığını daha da amansızlaştıran bir etmen..kim bilir o da neler geçiriyor aklında..zor tabi.. gerçi bizim maymunun da kızlara bir şey yaptığı yok, ama atraktif bir çocuk yani tolga, her an kafalayabilir hatunları, hatta belki de kafalamıştır da..begümle epey samimiler, ilk gün odamda tanışırlarken pek kasılmışlardı, hatta tolga, sonradan benle bu konuyu konuşmak bile istemedi..amk çakalı.. saman altından doğalgaz boru hattı kurmuş haberimiz yok..
herhalde, bu sefer kendi işini kendi görmek istedi, çünkü nilayla da bir araya gelmelerine ben ön ayak olmuştum, bu sefer de yine ben götürseydim işi, biraz müşteri-pezevenk ilişkisi gibi olacağı için ar etmiş olabilir, düşünceli çocuktur yani, ince düşünür..
eda da, kendince gecenin kazananı gibi olabilir, ama ben "vegasta olan vegasta kalır" misali, bu gece olan yakınlaşmaların bu gecede kalması ve daha ileri gitmemesi için elimden geleni yapacağım.. tamam, eğlendik bitti işte.. hoş sikmedik, yalamadık, mıncıklamadık..bir bok etmedim yani..iki yüzüne güldüm, iki de güldürdüm.. birinden beklenti duymak için bunlar yeterli ise şayet, kriterlerinizi bir kez daha gözden geçirin derim...
çünkü sonrasında yaşadığınız hayal kırıklıkları çok büyük, çok acı oluyor..
kendimden biliyorum..
başlık altındaki tüm panpalara tekrardan selamlar, yeni gelenlere ve fason üretimlere (: de ayrıca selamlar, şu nicki benzer yapma olayını bırakın la, götüm kalkıyor bak ona göre :p
neco-ben-tolga, begümler ve nilaylar şeklinde yola devam ediyoruz, sokaklar, saatin epey ileri olmasına ve havanın da soğuk denebilecek bir serinlikte olmasına rağmen gayet kalabalık..bu şehrin zaten normalde pek uyumayan insanları, bu gece sabahı etmeye yeminli gibi..
önünden geçtiğimiz mekanların pek çoğu hala belli bir doluluğa sahip, kordonda, koşu yolunda, ara yollarda, hala daha insanlar cirit atıyor..
meydana geldiğimizde tolga ve begümlerle ayrılıyoruz, epey ters çünkü gideceğimiz yerler, öyle hıyar gibi dolaşmaktansa herkes sorumluluğunu yerine getirip, sonunda varış noktasında (evimiz) birbirini bulsun diye düşünüyoruz.. sonuçta birbirini görmeyen insalar değiliz yani, olayı dramatize etmeye gerek yok.. tolga yanında üç tane fıstık gibi hatunla gecenin karanlığına karışırken nilaya göz ucuyla özellikle dikkat ediyorum..pek umurumda değilmiş gibi davranıyor, davranmaya çalışıyor..ne yapsın..
neco ile beraber kızları yurda götürüyoruz, ben bizimkine konuşuyorum çaktırmadan,
"aga, ben hemen dönmeyeceğim, istersen önce seni bize bırakalım, yalnız yürüme?"
"yoo fark etmez aga da, sen nereye gidicen ki?"
"evet nereye??" diye balıklama daldı nilay..lan nerden de duydun hemen..
"bir yere gittiğim yok ya..öyle biraz..tek başıma turlayayım istiyorum.."
"aaalllah allaaah?? sebeep?"
sebep, eşşeğin ziki afedersin..şu beni sıkıştırma huyun yüzünden kaç kere tartıştık, kaç kere kavga ettik, hala daha üzerime geliyorsun be nilay..
"bir sebebi mi olmak zorunda nilaycım? (: kafa dağıtıcam biraz denize karşı? yasak mı?"
bu kaşları havada garipser şekilde baktı, diğer kızlar da bakıp gözlerini kaçırdılar, bir gülüşmeler oldu orda..lan... hemen deli-divane-avare etiketi yapıştırmayın amk..
"sorun olmaz aga ben dönerim ya, kızları bırakalım önce " diyor neco..
"peki madem.." diyorum.. onun da aklında, nilaydan alabileceği bir mutlu yıllar öpücüğü, vedalaşma sarılışı filan var herhalde.. karışmıyorum..
bir yanımda neco, bir yanımda eda ile laflaşarak yürüyoruz, kız koluma girmek için fırsat kolluyor gibi, allahtan öyle fazla girişken, cesaretli bir hatun değil de..sonradan uzaklaşması da kolay olur. aslında uzaklaşmak zorunda da değiliz, sadece daha fazla yaklaşmasak yeter..
niraz daha yürüdükten sonra nilay necoyla aramıza giriyor yarayarak, ikimizinde kollarına giriyor, benim kulağıma eğilip,
"isyankar genç :p" diye fısıldıyor.. sahte-suratsız bir gülümsemeyle geçiştiriyorum,
"ne var be?" diye kızıyor hemen, "demek efkar dağıtacaksın kendi kendine (:"
"hı hı.. (:" diyorum gene aynı şekilde, o da karşılık olarak maymun gibi yapıyor yüzünü.. sonra da somurtuyor, koluma geçirdiği kolunu kasıp benim kolumu sıkıştırmak suretiyle canımı yakmaya çalışıyor.. neyse dayan dragon, 5 dakika sonra özgürsün.. taksi mi çevirsem acaba napsam elife giderken..
önünden geçtiğimiz mekanların pek çoğu hala belli bir doluluğa sahip, kordonda, koşu yolunda, ara yollarda, hala daha insanlar cirit atıyor..
meydana geldiğimizde tolga ve begümlerle ayrılıyoruz, epey ters çünkü gideceğimiz yerler, öyle hıyar gibi dolaşmaktansa herkes sorumluluğunu yerine getirip, sonunda varış noktasında (evimiz) birbirini bulsun diye düşünüyoruz.. sonuçta birbirini görmeyen insalar değiliz yani, olayı dramatize etmeye gerek yok.. tolga yanında üç tane fıstık gibi hatunla gecenin karanlığına karışırken nilaya göz ucuyla özellikle dikkat ediyorum..pek umurumda değilmiş gibi davranıyor, davranmaya çalışıyor..ne yapsın..
neco ile beraber kızları yurda götürüyoruz, ben bizimkine konuşuyorum çaktırmadan,
"aga, ben hemen dönmeyeceğim, istersen önce seni bize bırakalım, yalnız yürüme?"
"yoo fark etmez aga da, sen nereye gidicen ki?"
"evet nereye??" diye balıklama daldı nilay..lan nerden de duydun hemen..
"bir yere gittiğim yok ya..öyle biraz..tek başıma turlayayım istiyorum.."
"aaalllah allaaah?? sebeep?"
sebep, eşşeğin ziki afedersin..şu beni sıkıştırma huyun yüzünden kaç kere tartıştık, kaç kere kavga ettik, hala daha üzerime geliyorsun be nilay..
"bir sebebi mi olmak zorunda nilaycım? (: kafa dağıtıcam biraz denize karşı? yasak mı?"
bu kaşları havada garipser şekilde baktı, diğer kızlar da bakıp gözlerini kaçırdılar, bir gülüşmeler oldu orda..lan... hemen deli-divane-avare etiketi yapıştırmayın amk..
"sorun olmaz aga ben dönerim ya, kızları bırakalım önce " diyor neco..
"peki madem.." diyorum.. onun da aklında, nilaydan alabileceği bir mutlu yıllar öpücüğü, vedalaşma sarılışı filan var herhalde.. karışmıyorum..
bir yanımda neco, bir yanımda eda ile laflaşarak yürüyoruz, kız koluma girmek için fırsat kolluyor gibi, allahtan öyle fazla girişken, cesaretli bir hatun değil de..sonradan uzaklaşması da kolay olur. aslında uzaklaşmak zorunda da değiliz, sadece daha fazla yaklaşmasak yeter..
niraz daha yürüdükten sonra nilay necoyla aramıza giriyor yarayarak, ikimizinde kollarına giriyor, benim kulağıma eğilip,
"isyankar genç :p" diye fısıldıyor.. sahte-suratsız bir gülümsemeyle geçiştiriyorum,
"ne var be?" diye kızıyor hemen, "demek efkar dağıtacaksın kendi kendine (:"
"hı hı.. (:" diyorum gene aynı şekilde, o da karşılık olarak maymun gibi yapıyor yüzünü.. sonra da somurtuyor, koluma geçirdiği kolunu kasıp benim kolumu sıkıştırmak suretiyle canımı yakmaya çalışıyor.. neyse dayan dragon, 5 dakika sonra özgürsün.. taksi mi çevirsem acaba napsam elife giderken..
@paravarhuzurvar, helal olsun ona (:
sonunda yurdun önüne geldik, vedalaşmalar işte.. klasik..gecenin en silik tiplerinden olan, ama bu gece odalarında dedikodunun amına koyması muhtemel olan iki kızla tokalaşıyorum efendi efendi, eda ile kibarca sarılıyoruz, öpüşüyoruz, hangi stil olduğunu siz biliyorsunuz artık x) ..nilayada sarılacakken geri kaçıyor bu, "gel kız buraya, tripcan (:"
"yo ne tribi, ben girmiyorum ki yurda?"
"ne? niye?"
"canım istemiyor, biraz kordonda gezip efkar dağıtıcam.."
... pff... çattık..
"tek başıma" diye de ekliyor sonra..
ben arkadaşlarının ve neconun yanında kızı rencide etmemek için yine gülerek alttan alıyorum,
"canım hadi, çocukluk yapma, gel öpeyim seni de, gidicem"
"öpeceksen gene öp de, ben girmiyorum yani içeri bilgin olsun (:"
..ebenin..
"(: o zaman necatiyi evine bırakırsın tamam :p, neco hadi iyisin yalnız yürümücen bak koruma veriyorum yanına"
çocuk, kızlar şaşkın..
"ya, neco kusura bakma, bırakırdım tabi ama biraz ters o taraf şimdi, ben deniz kenarına inmek istiyorum, böyle denize karşı dalıııp gidicem (: ... tek başıma ;) "
sinirlerim cidden bozulmaya başladı ama...
daha fazla münakaşa etmeyip "tamam neyse o zaman, kızlar, iyi geceler hepinize, mutlu yıllar ..abi, evde görüşürüz senle de tamam "
"mutlu yıllar (:"
"tamam aga hadi iyi geceler sana da (:"
hızlı adımlarla ayrılıyorum kapının önünden..bir an önce kendimi alt caddeye atmam lazım, sonra da hemen bir taksi bulup vıınnnn turizm..
arkama bile bakmıyorum..
aslında bakmak için yanıp tutuşuyorum meraktan, ama bakmamam lazım..
"hişşşt.."
bana mı lan?
"hişşş yavrum, saçlarını fazla savurma, yerlerr x)"
off nilay!..
arkamı dönünce yine benim gibi koştura koştura gelen nilayı görüyorum, pis pis sırıtıyor bir yandan,
"kızım manyak mısın sen yeaa!"
"sana ne be? sahile iniyorum ben?..ama eşlik edebilirsin tabi oraya kadar, ordan sonra nereye istersen git (: ... ben denize karşı düşüncelere dalıcam biraz x)"
derin nefes alıp, ağzımdan çıkmak için çırpınan kötü kelimeleri geri yutmaya çalışarak, dişlerimin arasından konuşuyorum,
"nilay.. cım..ne yaptığını... sanıyorsun..bu şekilde davranarak??"
"neden ki?" diyor dudak büzüp, "inemem mi yani tek başıma kordona ben? yasak mı?"
sürekli benim kelimelerimi kullanarak iyice zıvanadan çıkarıyor beni..o çizgi filmlerde, sınır katsayısı yükseldikçe topuktan alnına doğru kırmızılık yükselen karavana sam gibiyim..her an kafamdaki termometre patlayabilir..
"seni yalnız göndermeyeceğimi biliyorsun?" diyorum bezginlikle.. yordun beni be nilay..
"ya, ben de illa yalnız gidicem diye ısrar etmiyorum ki? bana katılmak istersen katılabilirsin yani, engel olmam x)"
off.. ooff..ağlıycam valla artık.. kendimi en yakın duvara yaslıyorum, şuraya çökesim, yatıp uzanasım var... baş edemiyorum artık..
"niye yapıyorsun bunu?" diye soruyorum..o bezginlik sesime öyle bir yansımış ki, nilayın da ifadesi değişiyor, bu kez, az önceki gibi dalga geçerek değil, ciddi şekilde veriyor cevabını,ya da sorusunu mu soruyor demeliyim?
"sen neden yapıyorsun? nereye gecenin bu vaktinde tek başına? takılmalar filan?"
ah amına koyayım ah..nerden söyledim necoya.. güya ince düşünceli davranayım dedim, ağzıma sıçayım ağzıma..
"yalnız kalmak istedim biraz?" diyorum gene aynı çaresizlikle.."bir yere gittiğim yok.. beni hep zorluyorsun, sıkıştırıyorsun devamlı, neden?"
yüzü tamamen ciddileşiyor..
"çok mu dertlisin?" diyor.."dertliysen, ben de dertliyim..o yüzden sıkıştırıyorum.. yardım edebilmek için.. seni yalnız bırakmamak için"
"ben istemiyorum ki yardımını?"
ulan sikişe gidicez, yakamızı kurtaramıyoruz arkadaş..
"ben seninkini istiyorum belki ne biliyorsun?"
gözlerimi dikip bakıyorum yüzüne..yok abi.. anlaşıldı..kurtuluş yok bu gece tamam... en azından, kırmadan, dökmeden bir kurtuluş yok..e nilayı da sikiş için kırar mıyım?..kıramam.. kıramıyorum anasını satayım..şu içimdeki insan sevgisi, çocuk kalan, masum kalan bir yan var ya hani..hah işte, onun ben t.a.q ...
duvardan güç alıp yeniden doğruluyorum, "gel buraya.." kollarımı açıyorum, içten bir sarılıyoruz önce..
"kordona iniyoruz?" diye son bir kez daha onaylatıyorum durumu,
"tamam" diyor.. birbirimize sarılı vaziyette alt caddelere doğru ilerliyoruz..
"yo ne tribi, ben girmiyorum ki yurda?"
"ne? niye?"
"canım istemiyor, biraz kordonda gezip efkar dağıtıcam.."
... pff... çattık..
"tek başıma" diye de ekliyor sonra..
ben arkadaşlarının ve neconun yanında kızı rencide etmemek için yine gülerek alttan alıyorum,
"canım hadi, çocukluk yapma, gel öpeyim seni de, gidicem"
"öpeceksen gene öp de, ben girmiyorum yani içeri bilgin olsun (:"
..ebenin..
"(: o zaman necatiyi evine bırakırsın tamam :p, neco hadi iyisin yalnız yürümücen bak koruma veriyorum yanına"
çocuk, kızlar şaşkın..
"ya, neco kusura bakma, bırakırdım tabi ama biraz ters o taraf şimdi, ben deniz kenarına inmek istiyorum, böyle denize karşı dalıııp gidicem (: ... tek başıma ;) "
sinirlerim cidden bozulmaya başladı ama...
daha fazla münakaşa etmeyip "tamam neyse o zaman, kızlar, iyi geceler hepinize, mutlu yıllar ..abi, evde görüşürüz senle de tamam "
"mutlu yıllar (:"
"tamam aga hadi iyi geceler sana da (:"
hızlı adımlarla ayrılıyorum kapının önünden..bir an önce kendimi alt caddeye atmam lazım, sonra da hemen bir taksi bulup vıınnnn turizm..
arkama bile bakmıyorum..
aslında bakmak için yanıp tutuşuyorum meraktan, ama bakmamam lazım..
"hişşşt.."
bana mı lan?
"hişşş yavrum, saçlarını fazla savurma, yerlerr x)"
off nilay!..
arkamı dönünce yine benim gibi koştura koştura gelen nilayı görüyorum, pis pis sırıtıyor bir yandan,
"kızım manyak mısın sen yeaa!"
"sana ne be? sahile iniyorum ben?..ama eşlik edebilirsin tabi oraya kadar, ordan sonra nereye istersen git (: ... ben denize karşı düşüncelere dalıcam biraz x)"
derin nefes alıp, ağzımdan çıkmak için çırpınan kötü kelimeleri geri yutmaya çalışarak, dişlerimin arasından konuşuyorum,
"nilay.. cım..ne yaptığını... sanıyorsun..bu şekilde davranarak??"
"neden ki?" diyor dudak büzüp, "inemem mi yani tek başıma kordona ben? yasak mı?"
sürekli benim kelimelerimi kullanarak iyice zıvanadan çıkarıyor beni..o çizgi filmlerde, sınır katsayısı yükseldikçe topuktan alnına doğru kırmızılık yükselen karavana sam gibiyim..her an kafamdaki termometre patlayabilir..
"seni yalnız göndermeyeceğimi biliyorsun?" diyorum bezginlikle.. yordun beni be nilay..
"ya, ben de illa yalnız gidicem diye ısrar etmiyorum ki? bana katılmak istersen katılabilirsin yani, engel olmam x)"
off.. ooff..ağlıycam valla artık.. kendimi en yakın duvara yaslıyorum, şuraya çökesim, yatıp uzanasım var... baş edemiyorum artık..
"niye yapıyorsun bunu?" diye soruyorum..o bezginlik sesime öyle bir yansımış ki, nilayın da ifadesi değişiyor, bu kez, az önceki gibi dalga geçerek değil, ciddi şekilde veriyor cevabını,ya da sorusunu mu soruyor demeliyim?
"sen neden yapıyorsun? nereye gecenin bu vaktinde tek başına? takılmalar filan?"
ah amına koyayım ah..nerden söyledim necoya.. güya ince düşünceli davranayım dedim, ağzıma sıçayım ağzıma..
"yalnız kalmak istedim biraz?" diyorum gene aynı çaresizlikle.."bir yere gittiğim yok.. beni hep zorluyorsun, sıkıştırıyorsun devamlı, neden?"
yüzü tamamen ciddileşiyor..
"çok mu dertlisin?" diyor.."dertliysen, ben de dertliyim..o yüzden sıkıştırıyorum.. yardım edebilmek için.. seni yalnız bırakmamak için"
"ben istemiyorum ki yardımını?"
ulan sikişe gidicez, yakamızı kurtaramıyoruz arkadaş..
"ben seninkini istiyorum belki ne biliyorsun?"
gözlerimi dikip bakıyorum yüzüne..yok abi.. anlaşıldı..kurtuluş yok bu gece tamam... en azından, kırmadan, dökmeden bir kurtuluş yok..e nilayı da sikiş için kırar mıyım?..kıramam.. kıramıyorum anasını satayım..şu içimdeki insan sevgisi, çocuk kalan, masum kalan bir yan var ya hani..hah işte, onun ben t.a.q ...
duvardan güç alıp yeniden doğruluyorum, "gel buraya.." kollarımı açıyorum, içten bir sarılıyoruz önce..
"kordona iniyoruz?" diye son bir kez daha onaylatıyorum durumu,
"tamam" diyor.. birbirimize sarılı vaziyette alt caddelere doğru ilerliyoruz..
@marko marin, şöhretin getirdiği zorluklar bunlar hep panpam :p
dostlar, bir part daha yazıp bitiricem bu gecelik, yarın kandilmiş, hepinize iyi kandiller şimdiden, babuşla teraviye gidicez muhtemelen, biraz geç kalabilirim yarın gece
dostlar, bir part daha yazıp bitiricem bu gecelik, yarın kandilmiş, hepinize iyi kandiller şimdiden, babuşla teraviye gidicez muhtemelen, biraz geç kalabilirim yarın gece
http://fizy.com/#s/1ahru0
..görülen o ki, bu gece sikiş büyük oranda yattı..gerçi kız sabahlıyorum filan dedi ama, eğer nilayla bir saatten fazla takılacak olursak, artık saat üç küsürü bulacağı için gidilmez yani..gitsem de bir boka benzemez zaten, birinci postadan sonra kızın üstüne yığılıp uyuya kalırım muhtemelen..
hızlı adımlarla yürüyüş yoluna ulaşıyoruz, ardından yavaşlıyoruz..
"insanlar dışarda hala" deyip gülümsüyor nilay..
"evet..ama yarım saat, bir saate kimse kalmaz.."
konuşmadan, yavaş adımlarla yürüyoruz, benim elim onun omzunda, onun eli benim belimde..yılbaşı gecesinden maksimum oradan faydalanmaya çalışan sevgililer gibiyiz dışarıdan bakınca, ama sorun etmiyorum açıkçası..cidden..kim nasıl anlarsa anlasın..hatta daha da sıklaştırıyorum kolumu, daha da sarıyorum, çekiyorum kendime..sahiplenmek hoşuma gidiyor..
bir süre sonra bu sıkılıyor sessizliğimden ve suratsızlığımdan..konu açmaya çalışıyor,
"güzel geceydi demi?"
"hı hı.."
"edayla da..iyi anlaştınız gibi geldi bana?"
dönüp yüzüne bakıyorum, profilden..o da bana doğru dönünce yüz yüze geliyoruz..aklından neler geçtiğini bilmeyi öyle isterdim ki nilay..acaba şu an, tam şu anda, bana bu cümleleri kurarken ne düşünüyorsun? bana böyle gece gece zorla monte olurken ki kafa yapın ne? mantığın ne?..
"evet?" diyorum, kendim de şaşırmış gibi, "iyi anlaştık valla..sempatik, sıcak bir kız..kasmıyor muhabbeti.."
"öyledir (: ..demiştim ama ben sana (:"
"yani iyi anlaşmamıza sevindin?"
"he..heralde yani x)"
"yarın öbür gün sevgili olsak da çok mutlu olursun?"
"evet..?..zaten, amacımız o değil mi?"
dudak büküyorum.."bilemiyorum..senin ne zaman en düşündüğünü anlamakta zorlanıyorum... normalde insanların aklını okuyabildiğime inanırım..tabi bu, böyle sihirli bir yetenek değil elbette..tamamen konuşmalarından ve davranışlarından elde ettiğim varsayımlarla tahminlerde bulunuyorum..genelde doğru çıkıyor... ama bazı insanlarda işe yaramıyor bu..mesela sende.."
ufak bir sessizliğin ardında kısaca kahkaha atıp,
"hadi ya.. (: ... güzel yetenekmiş..bana da öğretsene... ben de işe yaramadığına sevindim ayrıca x) neden acaba??"
"çünkü çok dengesiz birisin sen..o yüzden işe yaramıyor"
gözlerini kısıp, dediklerimi tartmak istercesine yüzüme bakıyor,aklından "şimdi bu beni övdü müüü yoksa küfür mü etti lan?" gibi bir düşünce geçiyor olsa gerek (:
"dengesizim demeek?" diyor bilmiş bilmiş,
"evet..e hani hoşuna gitmişti işe yaramıyor oluşu ya..bu yüzden yani (: ... hem niye sevindin? yoksa kötü şeyler mi geçiyor aklında bakayım?"
zaten bir cevap beklemeyen sorularım cevapsız kalıyor, karşılığında yeni bir soru alıyorum,
"başka kim var işe yaramayan? ya da var mı?"
"var..bir iki kişi daha.."
"kim?"
"burçin mesela..hani şu peşinden çı.."
"biliyorum" diye sözümü kesiyor..
"ha..o işte.."
biraz daha yürüyoruz sessiz şekilde..aklımda tamamen bom boş..inanın, hiç bir şey düşünmüyorum... spor salonunda, özellikle kondisyon antrenmanı olan günlerde, hocamız "bir dakika boyunca zihnimizi boşaltıp derin nefes alıyoruz-veriyoruz" derdi antrenman aralarında bünyemizi rahatlatmak adına..o zaman bile aklıma çiçek böcek, tuhaf tuhaf şeyler gelirdi..ama şimdi o "zihni boşaltmak" deyiminin ne demek olduğunu anlayabiliyorum..
bom boş..hiç bir şey düşünemiyorum..düşünmüyorum..sanki birileri gelip şalterimi kapatmış gibi..çarkları durmuş, çekiç, örsün üzerinde, havada asılı kalmış...
bir "zıır zırrt zıııırtt" sesi gene imdada yetişiyor..
"telefonun..çaldı galiba?" diyor nilay, eli götümün yakınında olduğu için titreşimi o da hissetmiş olmalı..
telefonu çıkarıp mesajı okuyunca yeniden gerçek dünyaya dönüyorum..makaralar dönmeye başlıyor tekrar..ışıklar geldi..
tolga yazmış,
"nerdesin la sen bebe? gel de konuşak "
oo..hayırdır inşallah tolga bey..adam bana konuşma teklif ediyor lan? olucak iş değil (:
göz ucuyla nilaya bakıyorum ne yapıyor diye..kafası denize dönük..hani, "merak etmiyorum" havası yaratmaya çalışıyor..ve bununla da kalmayıp bunu sözcüklere döküyor,
"bakmam merak etme..kimse kim"
"gecenin üçünde bana mesaj geliyor ve sen merak etmiyorsun öyle mi? ..seen? (:" deyip dalga geçiyorum..
"evet..gayet de etmiyorum.." deyip omuz silkiyor ama yüzü görmeniz lazım..dudaklarını yiyecek meraktan neredeyse..
"dengesizsin diyorum, başka da bir şey demiyorum" deyip gülüyorum..
"istersen okutabilirim?"
inanmaz gibi yüzüme bakıyor..
"cidden?..hem sen de benim gece boyunca kimlerle, nasıl, neden mesajlaştığımı da öğrenmiş olursun?"
hala inanmaz gibi..
tolganın, bursadaki arkadaşlarımın gönderdiği mesajları okutuyorum... elifinkiler, çoktan silindi..o yüzden peek bir rahatım..
"nasıl, memnun oldun mu? bak, senden gizli işler filan çevirmiyorum "
"hı hı... tolga ya da hayırlı olsun bu arada..iyi dileklerimi iletirsin.."
"ne..? anlamadım ne demek istediğini?"
"bence gayet anladın.."
"valla bak?" (elbette anladım aq, zaten sana da mesajı bu yüzden gösterdim..oh olsun sana.."
bir şey demeyip tip tip bakıyor sadece..
tolganın mesajına karşılık, ben elife mesaj atıyorum bu arada,
"canım, nilaydan bir türlü kurtaramadım kendimi..galiba gelemeyeceğim bu gidişle..başka zaman buluşalım mutlaka.. mutlu yıllar, öptüm :/"
telefonu yeniden göt cebime, elimi de nilayın beline koyuyorum..sessiz sessiz yürümeye devam ediyoruz..
ve evet biliyorum..şerefsizin önde bayrak tutanıyım..işin garibi, bundan yavaş yavaş keyif de almaya başlıyorum...
..görülen o ki, bu gece sikiş büyük oranda yattı..gerçi kız sabahlıyorum filan dedi ama, eğer nilayla bir saatten fazla takılacak olursak, artık saat üç küsürü bulacağı için gidilmez yani..gitsem de bir boka benzemez zaten, birinci postadan sonra kızın üstüne yığılıp uyuya kalırım muhtemelen..
hızlı adımlarla yürüyüş yoluna ulaşıyoruz, ardından yavaşlıyoruz..
"insanlar dışarda hala" deyip gülümsüyor nilay..
"evet..ama yarım saat, bir saate kimse kalmaz.."
konuşmadan, yavaş adımlarla yürüyoruz, benim elim onun omzunda, onun eli benim belimde..yılbaşı gecesinden maksimum oradan faydalanmaya çalışan sevgililer gibiyiz dışarıdan bakınca, ama sorun etmiyorum açıkçası..cidden..kim nasıl anlarsa anlasın..hatta daha da sıklaştırıyorum kolumu, daha da sarıyorum, çekiyorum kendime..sahiplenmek hoşuma gidiyor..
bir süre sonra bu sıkılıyor sessizliğimden ve suratsızlığımdan..konu açmaya çalışıyor,
"güzel geceydi demi?"
"hı hı.."
"edayla da..iyi anlaştınız gibi geldi bana?"
dönüp yüzüne bakıyorum, profilden..o da bana doğru dönünce yüz yüze geliyoruz..aklından neler geçtiğini bilmeyi öyle isterdim ki nilay..acaba şu an, tam şu anda, bana bu cümleleri kurarken ne düşünüyorsun? bana böyle gece gece zorla monte olurken ki kafa yapın ne? mantığın ne?..
"evet?" diyorum, kendim de şaşırmış gibi, "iyi anlaştık valla..sempatik, sıcak bir kız..kasmıyor muhabbeti.."
"öyledir (: ..demiştim ama ben sana (:"
"yani iyi anlaşmamıza sevindin?"
"he..heralde yani x)"
"yarın öbür gün sevgili olsak da çok mutlu olursun?"
"evet..?..zaten, amacımız o değil mi?"
dudak büküyorum.."bilemiyorum..senin ne zaman en düşündüğünü anlamakta zorlanıyorum... normalde insanların aklını okuyabildiğime inanırım..tabi bu, böyle sihirli bir yetenek değil elbette..tamamen konuşmalarından ve davranışlarından elde ettiğim varsayımlarla tahminlerde bulunuyorum..genelde doğru çıkıyor... ama bazı insanlarda işe yaramıyor bu..mesela sende.."
ufak bir sessizliğin ardında kısaca kahkaha atıp,
"hadi ya.. (: ... güzel yetenekmiş..bana da öğretsene... ben de işe yaramadığına sevindim ayrıca x) neden acaba??"
"çünkü çok dengesiz birisin sen..o yüzden işe yaramıyor"
gözlerini kısıp, dediklerimi tartmak istercesine yüzüme bakıyor,aklından "şimdi bu beni övdü müüü yoksa küfür mü etti lan?" gibi bir düşünce geçiyor olsa gerek (:
"dengesizim demeek?" diyor bilmiş bilmiş,
"evet..e hani hoşuna gitmişti işe yaramıyor oluşu ya..bu yüzden yani (: ... hem niye sevindin? yoksa kötü şeyler mi geçiyor aklında bakayım?"
zaten bir cevap beklemeyen sorularım cevapsız kalıyor, karşılığında yeni bir soru alıyorum,
"başka kim var işe yaramayan? ya da var mı?"
"var..bir iki kişi daha.."
"kim?"
"burçin mesela..hani şu peşinden çı.."
"biliyorum" diye sözümü kesiyor..
"ha..o işte.."
biraz daha yürüyoruz sessiz şekilde..aklımda tamamen bom boş..inanın, hiç bir şey düşünmüyorum... spor salonunda, özellikle kondisyon antrenmanı olan günlerde, hocamız "bir dakika boyunca zihnimizi boşaltıp derin nefes alıyoruz-veriyoruz" derdi antrenman aralarında bünyemizi rahatlatmak adına..o zaman bile aklıma çiçek böcek, tuhaf tuhaf şeyler gelirdi..ama şimdi o "zihni boşaltmak" deyiminin ne demek olduğunu anlayabiliyorum..
bom boş..hiç bir şey düşünemiyorum..düşünmüyorum..sanki birileri gelip şalterimi kapatmış gibi..çarkları durmuş, çekiç, örsün üzerinde, havada asılı kalmış...
bir "zıır zırrt zıııırtt" sesi gene imdada yetişiyor..
"telefonun..çaldı galiba?" diyor nilay, eli götümün yakınında olduğu için titreşimi o da hissetmiş olmalı..
telefonu çıkarıp mesajı okuyunca yeniden gerçek dünyaya dönüyorum..makaralar dönmeye başlıyor tekrar..ışıklar geldi..
tolga yazmış,
"nerdesin la sen bebe? gel de konuşak "
oo..hayırdır inşallah tolga bey..adam bana konuşma teklif ediyor lan? olucak iş değil (:
göz ucuyla nilaya bakıyorum ne yapıyor diye..kafası denize dönük..hani, "merak etmiyorum" havası yaratmaya çalışıyor..ve bununla da kalmayıp bunu sözcüklere döküyor,
"bakmam merak etme..kimse kim"
"gecenin üçünde bana mesaj geliyor ve sen merak etmiyorsun öyle mi? ..seen? (:" deyip dalga geçiyorum..
"evet..gayet de etmiyorum.." deyip omuz silkiyor ama yüzü görmeniz lazım..dudaklarını yiyecek meraktan neredeyse..
"dengesizsin diyorum, başka da bir şey demiyorum" deyip gülüyorum..
"istersen okutabilirim?"
inanmaz gibi yüzüme bakıyor..
"cidden?..hem sen de benim gece boyunca kimlerle, nasıl, neden mesajlaştığımı da öğrenmiş olursun?"
hala inanmaz gibi..
tolganın, bursadaki arkadaşlarımın gönderdiği mesajları okutuyorum... elifinkiler, çoktan silindi..o yüzden peek bir rahatım..
"nasıl, memnun oldun mu? bak, senden gizli işler filan çevirmiyorum "
"hı hı... tolga ya da hayırlı olsun bu arada..iyi dileklerimi iletirsin.."
"ne..? anlamadım ne demek istediğini?"
"bence gayet anladın.."
"valla bak?" (elbette anladım aq, zaten sana da mesajı bu yüzden gösterdim..oh olsun sana.."
bir şey demeyip tip tip bakıyor sadece..
tolganın mesajına karşılık, ben elife mesaj atıyorum bu arada,
"canım, nilaydan bir türlü kurtaramadım kendimi..galiba gelemeyeceğim bu gidişle..başka zaman buluşalım mutlaka.. mutlu yıllar, öptüm :/"
telefonu yeniden göt cebime, elimi de nilayın beline koyuyorum..sessiz sessiz yürümeye devam ediyoruz..
ve evet biliyorum..şerefsizin önde bayrak tutanıyım..işin garibi, bundan yavaş yavaş keyif de almaya başlıyorum...
herkese iyi geceler, iyi sahurlar, yorumlarınız ve mesajlarınız için teşekkürler (:
iyi geceler panpalar, kandiliniz mübarek olsun tekrardan, camiden döndük, teravi eğlenceli ama yoruldum lan :s
00.00 dan sonra geleceğim, yerlerimizi alalım (x
00.00 dan sonra geleceğim, yerlerimizi alalım (x
tekrar selamlar, başlık altına yeni katılanlara, zaten olup da yeni piyasaya çıkanlara da ayrıca hoş geldin diyorum.
kaldığımız yerden devam edelim,
kaldığımız yerden devam edelim,
geceye özel soundtrackimiz de gelsin,
http://fizy.com/#s/1ai3vp
http://fizy.com/#s/1ai3vp
..biraz daha yürüdükten sonra oturmaya karar verdik.. hava soğuk.. denizden de esiyor hafif havi.. üşüyorum aslına bakarsanız ama serde erkeklik olduğu için çaktırmıyoruz malum..
oturduk banka, iyice sokulduk birbirimize de,
"üşüyon mu?" diye sordum
"biraz..ama olsun"
"istersen götüreyim yurduna, boku bokuna hasta olma bide?"
"yok ya..bişey olmaz..sen de mi üşüdün (:"
"biraz... ama olsun (:"
birbirimizi ısıtarak oturduk bir kaç dakika.. konuşma ihtiyacı hissettim,
"keyfin nasıl?"
dudak büktü.."normal?"
"eğlendin mi bu gece?"
"eğlendim (: ..ağzındaki baklayı çıkart bence girizgahı hadi "
ehehe.. fazla iyi tanıyor beni.. asıl söylemek istediklerimden önce yol yapmaya çalıştığımı anladı, iyi, uzatmıyorum o zaman,
"sen, derdim var gibi bir şeyler demiştin az önce? konuşabiliriz her neyse"
"sen de dedin? seninkini konuşalım önce"
"yoo ben öyle bir şey demedim"
"tabi canım, gece gece yalnız dolaşacak olan sen değil miydin? efkar dağıtacaktın hani? (:"
bir kaç saniye duraksadım.. eğer bu konuyu açıklığa kavuşturmazsam devamlı laf sokmaya devam edecek..bu geyik günlerce, hatta haftalarca sürebilir..o yüzden apaçık olmasa da gerçeği söylemeye karar verdim ki zaten kız da benim şu "yalnız yürüyüp denize bakarak efkar dağıtma" aforizmama inanmış gibi durmuyor..
"efkar filan dağıtmayacaktım be..birine gidecektim.."
"nasıl? bu saatte mi?"
"aynen.."
"oha..ne işin var len bu saatte? kime?"
"bir arkadaşa.. eskilerden..takılacaktık sabaha kadar işte.."
dikkatle yüzüme baktı, gülecek gibi böyle, gülemiyor, beni tartıyor ne kadar ciddiyim diye..
"e o zaman.. niye baştan öyle demedin?.."
"yanlış anlaşılmasın diye ya..kızlar filan vardı"
gözlerini irileştirerek yüzüme bakmaya devam etti, nhayetinde de dayanamayıp gülmeye başladı,
"yani şimdi sen benim yüzümden gitmen gereken bir yere gidemedin mi?"
"biraz öyle oldu (:"
"oha ya..söyleseydin ya be olm..ne bileyim ben..(: kusura bakma"
tabi tabi, hiç bilmez misin.. yalan söylediğimin başından beri farkındasın zaten.. öyle anlaşılması zor bir yalan da değil zaten.. gecenin üçünde, yalnız kordonda yürümek filan... eski köye yeni adet, bunun ani gelişmiş sallamasyon bir bahane olduğunu, beni biraz tanıyan herkes anlar zaten..
oturduk banka, iyice sokulduk birbirimize de,
"üşüyon mu?" diye sordum
"biraz..ama olsun"
"istersen götüreyim yurduna, boku bokuna hasta olma bide?"
"yok ya..bişey olmaz..sen de mi üşüdün (:"
"biraz... ama olsun (:"
birbirimizi ısıtarak oturduk bir kaç dakika.. konuşma ihtiyacı hissettim,
"keyfin nasıl?"
dudak büktü.."normal?"
"eğlendin mi bu gece?"
"eğlendim (: ..ağzındaki baklayı çıkart bence girizgahı hadi "
ehehe.. fazla iyi tanıyor beni.. asıl söylemek istediklerimden önce yol yapmaya çalıştığımı anladı, iyi, uzatmıyorum o zaman,
"sen, derdim var gibi bir şeyler demiştin az önce? konuşabiliriz her neyse"
"sen de dedin? seninkini konuşalım önce"
"yoo ben öyle bir şey demedim"
"tabi canım, gece gece yalnız dolaşacak olan sen değil miydin? efkar dağıtacaktın hani? (:"
bir kaç saniye duraksadım.. eğer bu konuyu açıklığa kavuşturmazsam devamlı laf sokmaya devam edecek..bu geyik günlerce, hatta haftalarca sürebilir..o yüzden apaçık olmasa da gerçeği söylemeye karar verdim ki zaten kız da benim şu "yalnız yürüyüp denize bakarak efkar dağıtma" aforizmama inanmış gibi durmuyor..
"efkar filan dağıtmayacaktım be..birine gidecektim.."
"nasıl? bu saatte mi?"
"aynen.."
"oha..ne işin var len bu saatte? kime?"
"bir arkadaşa.. eskilerden..takılacaktık sabaha kadar işte.."
dikkatle yüzüme baktı, gülecek gibi böyle, gülemiyor, beni tartıyor ne kadar ciddiyim diye..
"e o zaman.. niye baştan öyle demedin?.."
"yanlış anlaşılmasın diye ya..kızlar filan vardı"
gözlerini irileştirerek yüzüme bakmaya devam etti, nhayetinde de dayanamayıp gülmeye başladı,
"yani şimdi sen benim yüzümden gitmen gereken bir yere gidemedin mi?"
"biraz öyle oldu (:"
"oha ya..söyleseydin ya be olm..ne bileyim ben..(: kusura bakma"
tabi tabi, hiç bilmez misin.. yalan söylediğimin başından beri farkındasın zaten.. öyle anlaşılması zor bir yalan da değil zaten.. gecenin üçünde, yalnız kordonda yürümek filan... eski köye yeni adet, bunun ani gelişmiş sallamasyon bir bahane olduğunu, beni biraz tanıyan herkes anlar zaten..
http://fizy.com/#s/1ahgas
"olsun" dedim.."senden kıymetli değil (:"
bu önüne döndü hala ah vah çekiyor bir yandan sırıtarak..yapmacık şey (:
"sövdün kesin içinden ama neysee (:"
"biraz sövmüş olabilirim evet, ama ana bacı karıştırmadım asfsaf"
"(x manyaksın sen ya..nasıl da kahrını çekebiliyorum bazen şaşırıyorum ha"
"sen mi ben mi? hıh.."
":p küstün mü hemen.."
yanaklarımı sıktı, ben kendimi kaçırmaya çalıştım..beceremeyince, intikam olarak başını göğsüme bastırdım..bir yandan gülüyor, bir yandan beceriksizce tokatlar savuruyor, sonra sakinleştik ikimizde..öylece kaldık..onun başı benim göğsümde..sarmaş dolaş..durgun ve teklifsiz bir ses tonuyla sordum,
"tolgaya mı sıkıldı senin canın?.."
hemen konuşmadı..
"olabilir..belkide.."
hala boyundurluk altında tuttuğum ensesini serbest bıraktım, doğruldu yavaşça..yeniden yüzünü görebildim..yüzünü göreyim istiyorum..
"hala..bir şeyler hissediyor musun?"
gene derin bir nefes aldı..gözleriyle denizi taradı..
"hayır ya..ama ne bileyim, sonuçta onca zaman geçirdik beraber..iyi de bir çocuk, gerçekten bak..çok karakterli bir arkadaşın var, hem öncesinde, hem çıkarken hem de ayrıldıktan sonrası için çok..minnettarım ona..ben artık bir şey hissetmiyorum..bu saatten sonra o istese bile zaten mümkün değil..yine de, insan tuhaf oluyor be tsigalko... onu öyle mutlu gördüğüm için, yüzü gülerken gördüğüm için mutluyum tabi..ama işte... dökemedim kelimelere galiba..ama sen anlıyorsun bence..ne demek istediğimi..demi?..anlamışsındır... "
anladım nilay..anlıyorum elbette..yazık ettiniz birbirinize ya, ben en çok da ona yanıyorum..
"ah be kızım... o kadar kızıyorum ki size..bir acayipsiniz..aranızdakiler..şu an yaşadığınız durum bile acayip..anlıyorum elbette..her zaman birbirinizin gözünün önündesiniz..kolay değil..bir araya gelemeyiz tekrar diyorsun..ama tam olarak kopamıyorsunuz da ortak çevreleriniz yüzünden... hep bir arada bir derede... nasıl dayanabiliyorsunuz?..bilseydim böyle olacağını... "
"hiç tanıştırmaz mıydın o zaman bizi?"
"tanıştırmazdım her halde..baksana olanlara..inan en az sizin kadar ben de geriliyorum, üzülüyorum... "
"ya ben üzülmüyorum ki..gerilmiyorum da..bak kesinlikle, kötü de düşünmüyorum tolga hakkında, inşallah mutlu olur, ömrü boyunca mutlu olsun..ben de mutlu olurum yani..sadece şey oluyor işte..onu böyle görünce hani, "vaay bee.." diyorsun.."helal olsunn" diyorum..tabi bir de ben de onun tam tersi durumda olunca..öyle kimsesiz gibi (: ..gülme (: .."
"(: hey allahım ya..kızım bir kere, sen asla kimsesiz kalmazsın onu bir kere aklından çıkar, herkes gitse bile ben varım yanında, anladın mı? ikincisi, sen bariz kıskanıyorsun be tolgayı? (: ya resmen, böyle ayrı yaşayan ama bir türlü boşanmaya yeltenemeyen karı kocalar gibisiniz x)"
gülerken birden bire yüzü soldu..hassiktir...
devirdiğim çama bak lan..denecek laf mıydı bu şimdi?..
"olsun" dedim.."senden kıymetli değil (:"
bu önüne döndü hala ah vah çekiyor bir yandan sırıtarak..yapmacık şey (:
"sövdün kesin içinden ama neysee (:"
"biraz sövmüş olabilirim evet, ama ana bacı karıştırmadım asfsaf"
"(x manyaksın sen ya..nasıl da kahrını çekebiliyorum bazen şaşırıyorum ha"
"sen mi ben mi? hıh.."
":p küstün mü hemen.."
yanaklarımı sıktı, ben kendimi kaçırmaya çalıştım..beceremeyince, intikam olarak başını göğsüme bastırdım..bir yandan gülüyor, bir yandan beceriksizce tokatlar savuruyor, sonra sakinleştik ikimizde..öylece kaldık..onun başı benim göğsümde..sarmaş dolaş..durgun ve teklifsiz bir ses tonuyla sordum,
"tolgaya mı sıkıldı senin canın?.."
hemen konuşmadı..
"olabilir..belkide.."
hala boyundurluk altında tuttuğum ensesini serbest bıraktım, doğruldu yavaşça..yeniden yüzünü görebildim..yüzünü göreyim istiyorum..
"hala..bir şeyler hissediyor musun?"
gene derin bir nefes aldı..gözleriyle denizi taradı..
"hayır ya..ama ne bileyim, sonuçta onca zaman geçirdik beraber..iyi de bir çocuk, gerçekten bak..çok karakterli bir arkadaşın var, hem öncesinde, hem çıkarken hem de ayrıldıktan sonrası için çok..minnettarım ona..ben artık bir şey hissetmiyorum..bu saatten sonra o istese bile zaten mümkün değil..yine de, insan tuhaf oluyor be tsigalko... onu öyle mutlu gördüğüm için, yüzü gülerken gördüğüm için mutluyum tabi..ama işte... dökemedim kelimelere galiba..ama sen anlıyorsun bence..ne demek istediğimi..demi?..anlamışsındır... "
anladım nilay..anlıyorum elbette..yazık ettiniz birbirinize ya, ben en çok da ona yanıyorum..
"ah be kızım... o kadar kızıyorum ki size..bir acayipsiniz..aranızdakiler..şu an yaşadığınız durum bile acayip..anlıyorum elbette..her zaman birbirinizin gözünün önündesiniz..kolay değil..bir araya gelemeyiz tekrar diyorsun..ama tam olarak kopamıyorsunuz da ortak çevreleriniz yüzünden... hep bir arada bir derede... nasıl dayanabiliyorsunuz?..bilseydim böyle olacağını... "
"hiç tanıştırmaz mıydın o zaman bizi?"
"tanıştırmazdım her halde..baksana olanlara..inan en az sizin kadar ben de geriliyorum, üzülüyorum... "
"ya ben üzülmüyorum ki..gerilmiyorum da..bak kesinlikle, kötü de düşünmüyorum tolga hakkında, inşallah mutlu olur, ömrü boyunca mutlu olsun..ben de mutlu olurum yani..sadece şey oluyor işte..onu böyle görünce hani, "vaay bee.." diyorsun.."helal olsunn" diyorum..tabi bir de ben de onun tam tersi durumda olunca..öyle kimsesiz gibi (: ..gülme (: .."
"(: hey allahım ya..kızım bir kere, sen asla kimsesiz kalmazsın onu bir kere aklından çıkar, herkes gitse bile ben varım yanında, anladın mı? ikincisi, sen bariz kıskanıyorsun be tolgayı? (: ya resmen, böyle ayrı yaşayan ama bir türlü boşanmaya yeltenemeyen karı kocalar gibisiniz x)"
gülerken birden bire yüzü soldu..hassiktir...
devirdiğim çama bak lan..denecek laf mıydı bu şimdi?..
@ asosyal at yarrağı,
lan panpa, 1000 (bin) aydan daha hayırlı olan bu mübarek gecede moral bozmak hiç yakışıyor mu yahu?
derdini söyle derman bulalım ayıp ettin (:
lan panpa, 1000 (bin) aydan daha hayırlı olan bu mübarek gecede moral bozmak hiç yakışıyor mu yahu?
derdini söyle derman bulalım ayıp ettin (:
http://fizy.com/#s/3e3b2b
"pardon ya" dedim hemen..canım sıkılmıştı öyle pot kırınca..sikeyim ağzımı bu akşam bir yıl yetecek kadar boş konuştu yani..diktiricem yarısını..
"sorun değil" diye miyavladı bizimki ama benzetmenin hoşuna gitmediği belli oluyor tabi yüzünden... gönlünü almak için sordum,
"nasıl bu arada sizinkiler?"
şöyle bir kafa salladı, sonra da, o güne kadar gördüğüm en saf gülümsemelerden birini takınarak
"iyilerr (: " dedi..ailesini seven, onlara aşık bir kız çocuğunun içten gülümsemesi..işte o an nilayı alıp içime sokasım geldi..böyle, öyle bir sarılacağım ki, yüreği yüreğime kaynayacak..o derece... kıyamam ben sana ya..
"bir aradalar tekrar..babam, geri taşındı eve... iyi gibiler yani..bir terslik görmüyorum ben..bazen, acaba, ben üniversite sürecinde kötü etkilenmeyeyim diye şimdilik idare mi ediyorlar diye düşünüyorum ama..öyleyse bile..öyle olsa bile, yeniden yan yana olmaları..güzel.."
gülümsüyor bir yandan ama, gözleri de doldu..yavrum..duygusal kızım benim..
"en olmadı, bir kaç sene okulu uzatırım olur biter :p o arada zaten ne olmuş olursa olsun affederler birbirlerini x)" deyip gülmeye başladı,aynı zamanda da ağladı ağlayacak ama..cam gibi gözleri..
ben de güldüm hemen, "evet..ama o zaman benim de okulu uzatmam gerekir? beni de yakarsın valla" dedim
"niye canım, seni engellemem korkma :p"
"yok ben bilerek kalırım... yoksa kim sahip çıkacak kızım sana, kurtlar kuşlar kapıverir (:"
gülerek baktık birbirimize..kolumu açtım, yeniden davet ettim omzuma, geldi sokuldu..
çok seviyorum ben bu kızı beyler..sanki hayatın bir yansıması gibi karakteri..her şey var... kendisi, yaşadıkları, tam bir trajedi..
ailevi problemleri mi olsun..yalnızlığı mı olsun..yoksa bir zamanlar sevdiği adamın, artık hayatına müdahale edemeyeceği şekilde, ama sürekli de gözünün önünde kalıyor olması mı olsun...
ve ben, bir de utanmadan bu kızı üzdüm zamanında, eşşek gibi..hıyar gibi yalnız bıraktım... başka kızlar için..hani kaba tabirle, bir am uğruna..ittim, kaktım..bağırdım yüzüne..
bu kızı..
ulan bu kız benim veli nimetim be..benim, belki de, bütün bu yaşananlar geride kaldıktan, ben intikamımı aldıktan ve ortalığı manen, kan revana buladıktan sonraki, cehennemden çıkış biletim..
ne yaparsam yapayım..kime, ne yaparsam yapayım... nasıl biri olursam olayım, nasıl biri olmaya çalışırsam çalışayım..dünyanın bütün kötülüklerini de yapsam manevi olarak..yüzlerce, binlerce gönül de kırsam..aldatsam, aldatılsam, günden güne, santim santim çamura, katrana, irine, zifte de batsam,
işte bu kız, ve ona karşı olan davranışlarım, sorumluluklarım, sevgim, arkadaşlığım, dostluğum,
benim hala insan kalan, ve bana eski tsigalkoyu hatırlatan çiçek bahçesi yanım olarak kalacak..
buradayım nilay..her zaman..arkadaşın tsigalko olarak..ne olursa olsun buradayım..başkasına karşı kim olursam olayım, senin yanında hala o ilk tanıdığın zamanlarda kalan saf, iyi niyetli adamım...
"pardon ya" dedim hemen..canım sıkılmıştı öyle pot kırınca..sikeyim ağzımı bu akşam bir yıl yetecek kadar boş konuştu yani..diktiricem yarısını..
"sorun değil" diye miyavladı bizimki ama benzetmenin hoşuna gitmediği belli oluyor tabi yüzünden... gönlünü almak için sordum,
"nasıl bu arada sizinkiler?"
şöyle bir kafa salladı, sonra da, o güne kadar gördüğüm en saf gülümsemelerden birini takınarak
"iyilerr (: " dedi..ailesini seven, onlara aşık bir kız çocuğunun içten gülümsemesi..işte o an nilayı alıp içime sokasım geldi..böyle, öyle bir sarılacağım ki, yüreği yüreğime kaynayacak..o derece... kıyamam ben sana ya..
"bir aradalar tekrar..babam, geri taşındı eve... iyi gibiler yani..bir terslik görmüyorum ben..bazen, acaba, ben üniversite sürecinde kötü etkilenmeyeyim diye şimdilik idare mi ediyorlar diye düşünüyorum ama..öyleyse bile..öyle olsa bile, yeniden yan yana olmaları..güzel.."
gülümsüyor bir yandan ama, gözleri de doldu..yavrum..duygusal kızım benim..
"en olmadı, bir kaç sene okulu uzatırım olur biter :p o arada zaten ne olmuş olursa olsun affederler birbirlerini x)" deyip gülmeye başladı,aynı zamanda da ağladı ağlayacak ama..cam gibi gözleri..
ben de güldüm hemen, "evet..ama o zaman benim de okulu uzatmam gerekir? beni de yakarsın valla" dedim
"niye canım, seni engellemem korkma :p"
"yok ben bilerek kalırım... yoksa kim sahip çıkacak kızım sana, kurtlar kuşlar kapıverir (:"
gülerek baktık birbirimize..kolumu açtım, yeniden davet ettim omzuma, geldi sokuldu..
çok seviyorum ben bu kızı beyler..sanki hayatın bir yansıması gibi karakteri..her şey var... kendisi, yaşadıkları, tam bir trajedi..
ailevi problemleri mi olsun..yalnızlığı mı olsun..yoksa bir zamanlar sevdiği adamın, artık hayatına müdahale edemeyeceği şekilde, ama sürekli de gözünün önünde kalıyor olması mı olsun...
ve ben, bir de utanmadan bu kızı üzdüm zamanında, eşşek gibi..hıyar gibi yalnız bıraktım... başka kızlar için..hani kaba tabirle, bir am uğruna..ittim, kaktım..bağırdım yüzüne..
bu kızı..
ulan bu kız benim veli nimetim be..benim, belki de, bütün bu yaşananlar geride kaldıktan, ben intikamımı aldıktan ve ortalığı manen, kan revana buladıktan sonraki, cehennemden çıkış biletim..
ne yaparsam yapayım..kime, ne yaparsam yapayım... nasıl biri olursam olayım, nasıl biri olmaya çalışırsam çalışayım..dünyanın bütün kötülüklerini de yapsam manevi olarak..yüzlerce, binlerce gönül de kırsam..aldatsam, aldatılsam, günden güne, santim santim çamura, katrana, irine, zifte de batsam,
işte bu kız, ve ona karşı olan davranışlarım, sorumluluklarım, sevgim, arkadaşlığım, dostluğum,
benim hala insan kalan, ve bana eski tsigalkoyu hatırlatan çiçek bahçesi yanım olarak kalacak..
buradayım nilay..her zaman..arkadaşın tsigalko olarak..ne olursa olsun buradayım..başkasına karşı kim olursam olayım, senin yanında hala o ilk tanıdığın zamanlarda kalan saf, iyi niyetli adamım...
http://fizy.com/#s/2b7hq5
..öyle kaldık yine..sessizliğimizle anlaşıyorduk adeta..iki insanın, araya cinsellik girmeden ne kadar yakın olabileceğinin sınırlarını yeniden yazıyorduk adeta..
bir kaç dakika sonra tekrar ayrıldık..gerindim..uvv..üşüme geldi yine birden o sıcak-büyülü andan çıkınca..saate baktım, sonra da dönüp arkama baktım..aboow..kimseler kalmamış lan..
"nilay?"
"he?"
"kız kimse kalmamış, millet dağılmış, dalmışız bizde..götürecekler haberimiz yok x)"
"saat kaç ki?"
"üç çeyrek.."
"baya olmuş (:"
kalktık, sonra aklıma geliverdi birden,
"ya nilay, yurda götürmeyeyim seni bu gece, bana gelsene? nasılsa izinlisiniz"
düşünceli düşünceli bakındı.."gitsem daha iyi olur ya ayıp olmasın.."
"yook be nolcak..gel işte? şurdan bir taksiye atlarız, 5 dk ya bizdeyiz..bak gene servis de yaparım sana x) yatacak yer, çarşaf marşaf da var, divanda rahat edemem dersen yatağımı da verebilirim :p..kaloriferlerimiz de yanıyor! sıcacık (: gel hadi.."
"bilmiyorum ya (:"
"naz yapma işte len..(: hadi,"
"çok hazırlıksız oldu ama böyle, kotla, montla filan..hiç bir yok yanımda.."
"ben sana eşofman, pijama da verrim kuzum ayıp ettin ya (: onlar mesele değil..hadi"
biraz daha durdu..aslında en başından beri demek istediğini son çare olarak söyledi,biraz da ağzından kaçırdı aslında,
"ya gelirim gelmesine..normalde de geliyorum zaten de..gece kalınca şimdi..tolg... bizim çocuklar yanlış bir şey şey etmesin? :/"
"yok artık..saçmalama ya (: ..ayrıca, ben tolgayla bu meseleyi konuştum daha önce..dedim, bak kız benim de arkadaşım yani, eve gelebilir, kalabilir, yanlış anlar mısın dedim, ihtimal bile vermem dedi (: ..evet başka bahanen yoksa marş marş! (:"
gülmeye başladı.."iyi tamam, benim seni alıkoyuşumun intikamını alıyorsun sanırım, peki (:"
kol kola yola doğru yürümeye başladık,
"tolgayla böyle konuları konuşabiliyor olmanız çok güzel ayrıca" diye ekledi..
"her şeyi konuşuruz biz onunla " dedim..
"evet, sizin konuşacak şeyleriniz vardı ama bu gece gene? ben mani olmiyim şimdi?" dedi gene, gösterdiğim mesajı ima ederek..
"her zaman konuşuruz biz onunla, bir şey olmaz, sen kırk yılda bir geliyorsun "
"peki madem, pes ediyorum (:"
"hah şöyle..allah allahh sanki kızı dağa kaldırıyoruz ya, bu ne naz güzelim, sen bu gidişle evde kalırsın bak demedi deme x)"
"kimse almazsa sen alırsın artık beni ya"
"olabilir tabi, kuma olarak ((:"
"cık, ben ikinci kadın olmam, önce beni al (:"
"ben o kadar bekleyemem ama, şimdi sen 40 ından önce pes etmezsin bu inat varken x)"
"böö gül gül bakalım, görücez senide"
taksi durağına doğru yürümeye devam ettik,
"tolgayla begümü ben tanıştırdım bu arada" dedim,
"hı..hadi ya.."
"evet, begüm bana gelmişti, arkadaşız onunla da tabi (: o ara işte, tanıştırdım..kaynaşmışlar işte sonradan"
"anladım..niye söyleme gereği duydun peki bunu :}"
"bil istedim ya..aramızda sırlar kalmasın ..ayrıca, tolgaya ayarlamaya da çalıştım kızı, yani, daha doğrusu çalışacaktım, ama o işi bana bırakmadı gibi görünüyor şu an"
bir şey söylemeden "sen görürsün,gıcık" anlamı çıkacak şekilde gülümsedi..
"inşallah çıkmaya başlarlar..ondan sonra da sana birini bulucam.."
atarlandı,
"alla alla, part time çöpçatanlığa mı başladın bu aralar hayırdır?"
"sadece size artık kesin sınırlar çizmeyi ve tamamen uzaklaştırmayı amaçlıyorum..yetti lan aranızdaki gerilim..sizin yüzünüzde olan bana oluyor idare edicem diye..ikinizi de birine yamayayım da bari, rahat ederim ondan sonra..geceleri uyku uyuyamıyom lan? o ne düşünür bu ne düşünür diye kasmaktan.."
bir şey demedi önce..sonra gülmesini zar zor bastırarak,
"esmer olsun benimki" dedi, "sarışın kesikle istemiyorum..bi de ee, biraz uzun boyluca olursa sevinirim şöyle 1.90-95 civarı..sıkıldım kısa kısa tiplerle takılmaktan :s" diye ekleyip imalı imalı bana bakınca,
"la..lan? paralarım seni heaaa! manyağa bak sen, kim kısa? hiç, hiç üstüme alınmıyorum güzelim, artise bak..kendine bak sen"
"hahaha gerçekleri kaldıramadı hahah..kriterlerimi duydun şekerim, şu senin basket takımından filan seçelim beraber, anca orası keser beni :p x)"
"sus bak atarım yola ona göre..gülme..(:..mal ya.."
taksiye atladık..ikimizinde yüzünde şapsal bir gülümseme ifadesi var..
eve vardık,
..öyle kaldık yine..sessizliğimizle anlaşıyorduk adeta..iki insanın, araya cinsellik girmeden ne kadar yakın olabileceğinin sınırlarını yeniden yazıyorduk adeta..
bir kaç dakika sonra tekrar ayrıldık..gerindim..uvv..üşüme geldi yine birden o sıcak-büyülü andan çıkınca..saate baktım, sonra da dönüp arkama baktım..aboow..kimseler kalmamış lan..
"nilay?"
"he?"
"kız kimse kalmamış, millet dağılmış, dalmışız bizde..götürecekler haberimiz yok x)"
"saat kaç ki?"
"üç çeyrek.."
"baya olmuş (:"
kalktık, sonra aklıma geliverdi birden,
"ya nilay, yurda götürmeyeyim seni bu gece, bana gelsene? nasılsa izinlisiniz"
düşünceli düşünceli bakındı.."gitsem daha iyi olur ya ayıp olmasın.."
"yook be nolcak..gel işte? şurdan bir taksiye atlarız, 5 dk ya bizdeyiz..bak gene servis de yaparım sana x) yatacak yer, çarşaf marşaf da var, divanda rahat edemem dersen yatağımı da verebilirim :p..kaloriferlerimiz de yanıyor! sıcacık (: gel hadi.."
"bilmiyorum ya (:"
"naz yapma işte len..(: hadi,"
"çok hazırlıksız oldu ama böyle, kotla, montla filan..hiç bir yok yanımda.."
"ben sana eşofman, pijama da verrim kuzum ayıp ettin ya (: onlar mesele değil..hadi"
biraz daha durdu..aslında en başından beri demek istediğini son çare olarak söyledi,biraz da ağzından kaçırdı aslında,
"ya gelirim gelmesine..normalde de geliyorum zaten de..gece kalınca şimdi..tolg... bizim çocuklar yanlış bir şey şey etmesin? :/"
"yok artık..saçmalama ya (: ..ayrıca, ben tolgayla bu meseleyi konuştum daha önce..dedim, bak kız benim de arkadaşım yani, eve gelebilir, kalabilir, yanlış anlar mısın dedim, ihtimal bile vermem dedi (: ..evet başka bahanen yoksa marş marş! (:"
gülmeye başladı.."iyi tamam, benim seni alıkoyuşumun intikamını alıyorsun sanırım, peki (:"
kol kola yola doğru yürümeye başladık,
"tolgayla böyle konuları konuşabiliyor olmanız çok güzel ayrıca" diye ekledi..
"her şeyi konuşuruz biz onunla " dedim..
"evet, sizin konuşacak şeyleriniz vardı ama bu gece gene? ben mani olmiyim şimdi?" dedi gene, gösterdiğim mesajı ima ederek..
"her zaman konuşuruz biz onunla, bir şey olmaz, sen kırk yılda bir geliyorsun "
"peki madem, pes ediyorum (:"
"hah şöyle..allah allahh sanki kızı dağa kaldırıyoruz ya, bu ne naz güzelim, sen bu gidişle evde kalırsın bak demedi deme x)"
"kimse almazsa sen alırsın artık beni ya"
"olabilir tabi, kuma olarak ((:"
"cık, ben ikinci kadın olmam, önce beni al (:"
"ben o kadar bekleyemem ama, şimdi sen 40 ından önce pes etmezsin bu inat varken x)"
"böö gül gül bakalım, görücez senide"
taksi durağına doğru yürümeye devam ettik,
"tolgayla begümü ben tanıştırdım bu arada" dedim,
"hı..hadi ya.."
"evet, begüm bana gelmişti, arkadaşız onunla da tabi (: o ara işte, tanıştırdım..kaynaşmışlar işte sonradan"
"anladım..niye söyleme gereği duydun peki bunu :}"
"bil istedim ya..aramızda sırlar kalmasın ..ayrıca, tolgaya ayarlamaya da çalıştım kızı, yani, daha doğrusu çalışacaktım, ama o işi bana bırakmadı gibi görünüyor şu an"
bir şey söylemeden "sen görürsün,gıcık" anlamı çıkacak şekilde gülümsedi..
"inşallah çıkmaya başlarlar..ondan sonra da sana birini bulucam.."
atarlandı,
"alla alla, part time çöpçatanlığa mı başladın bu aralar hayırdır?"
"sadece size artık kesin sınırlar çizmeyi ve tamamen uzaklaştırmayı amaçlıyorum..yetti lan aranızdaki gerilim..sizin yüzünüzde olan bana oluyor idare edicem diye..ikinizi de birine yamayayım da bari, rahat ederim ondan sonra..geceleri uyku uyuyamıyom lan? o ne düşünür bu ne düşünür diye kasmaktan.."
bir şey demedi önce..sonra gülmesini zar zor bastırarak,
"esmer olsun benimki" dedi, "sarışın kesikle istemiyorum..bi de ee, biraz uzun boyluca olursa sevinirim şöyle 1.90-95 civarı..sıkıldım kısa kısa tiplerle takılmaktan :s" diye ekleyip imalı imalı bana bakınca,
"la..lan? paralarım seni heaaa! manyağa bak sen, kim kısa? hiç, hiç üstüme alınmıyorum güzelim, artise bak..kendine bak sen"
"hahaha gerçekleri kaldıramadı hahah..kriterlerimi duydun şekerim, şu senin basket takımından filan seçelim beraber, anca orası keser beni :p x)"
"sus bak atarım yola ona göre..gülme..(:..mal ya.."
taksiye atladık..ikimizinde yüzünde şapsal bir gülümseme ifadesi var..
eve vardık,
oo bakıyorum bu akşam, gecenin bereketinden midir nedir epey kalabalığız (:
@vurucu tim, tam piçsin sen, fuat akdağ benzetmene 2 dakikadır gülüyorum x)
tekrardan selamlar, sahura kadar 2-3 part daha atsak iyi olur, çünkü önümüzdeki pazartesiye kadar giremeyeceğim :/ memlekete gidiyoruz ailecek, akrabalar, babannneler, halalar, yengeler, bayram malum :/
aslında hiç niyetim yoktu ama babam günün manevi önemini de arkasına alarak "yaşlı insanlar onlar, bugün varlar yarın yoklar oğlum, belki son görüşün olur, gel sende" deyince dayanamadım aq..
neyse devam.. pozitif bir duygusallık var havada bu gece, huzurla karışık.. içime doluyor her nefeste.. hava da güzel.. hayat güzel
@vurucu tim, tam piçsin sen, fuat akdağ benzetmene 2 dakikadır gülüyorum x)
tekrardan selamlar, sahura kadar 2-3 part daha atsak iyi olur, çünkü önümüzdeki pazartesiye kadar giremeyeceğim :/ memlekete gidiyoruz ailecek, akrabalar, babannneler, halalar, yengeler, bayram malum :/
aslında hiç niyetim yoktu ama babam günün manevi önemini de arkasına alarak "yaşlı insanlar onlar, bugün varlar yarın yoklar oğlum, belki son görüşün olur, gel sende" deyince dayanamadım aq..
neyse devam.. pozitif bir duygusallık var havada bu gece, huzurla karışık.. içime doluyor her nefeste.. hava da güzel.. hayat güzel
eve gidince ilk iş önce tolganın odasına uğradık, sonra nilayı benim odaya gönderdim, tolgayla da malum mevzuları sonradan konuşuruz diye söz aldım.. tahmin ettiğim ve tahmin edeceğiniz üzere begümle ilgili gelişmeler var.. dinleyeceğiz bakalım
o gece yine nilayı güzelce ağırladım, fazla sürmedi, 1-1,5 saat sonra zaten gözlerimiz kapanmaya başladı..eh, sabahı etmiştik neredeyse..
yatağını hazırladım, yanına bir bardak su, yanaklarına da iyi geceler öpücükleri koydum, sonra da kendi yatağıma devrildim.. saymadım ne zamandır diye ama, herhalde son ayların en huzurlu uykusunu çektim o gece..
unutulmaz bir yılbaşı olmuştu..ve ben, belki de gecenin başında umduğum üzere, elifin yatağında değildim ama, inanın kendi yatağımda huzurla uykuya dalarken, herhangi bir yatakta olabileceğimden çok daha mutluydum..
olması gereken buymuş.. hayırlısı buymuş demek ki..
ertesi gün öğleden sonra uyandım, saat ikiye geliyor, nilaya baktım göz ucuyla, o da bana baktı çıldır çıldır (:
"günaydın (:
"günaydın, ne zaman uyandın sen? (:"
"10-15 dakka olmuştur en fazla, üşendim kalkmaya :p"
"nasıl rahat uyudun mu?"
"hı hı.. rahatmış koltuğunda"
"evet.. genelde öyle diyorlar zaten" dedim önceki "divan" muhabbetimizi ima ederek, hemen gözlerini pörtletti, tasvip etmez bir tavırla gülümsedi.. kafasını "bu adam olmaz" dercesine sağa sola salladı..
yarım saat kadar sonra evden çıkıyorduk, kahvaltı türü bir şeyler hazırlayacaktım aslında ama vazgeçtim, simit sarayına götürüyorum, orada çay-simit filan yaparız.. sonra da yurduna bırakırım.
yerken bir yandan gene laflıyoruz,
"şey sorucam ben sana.. dün gece sıra gelmedi..şu, yanına gideceğin arkadaşın, kız mıydı erkek miydi? x)"
gözlerimi devirip tip tip baktım buna, sonra da,
"okulda gördüğün sarışın kızı hatırlıyor musun?" dedim..
"he? haaa.." dedi sonra da hafif bir gülümsemeyle simidine döndü.. biraz sonra yine dayanamadı,
"ne yapcaktın gidebilseydin" diye sordu ama yüzündeki muzip gülümsemeyi görmeniz lazım.. erkek olsa o da tam piç olurmuş yani, çakal (:
"valla kız ne yapmak isterse onu yapacaktık yani.. sonuçta çağıran o (: diye karşılık verdim bende..
bu biraz sonra yine half-life deki duvar delici silah gibi gücünü toplamış olmalı ki, tekrardan konuştu,
"oohh valla... kafede edayla takıl..bir yandan o burçak mıydı, o kızla mesajlaşş"
"burçin"
"her neyse..bir yandan da başka kızlarla gece planla.. oooh..ne güzel hayat yaa? acaba böyle mi bütün erkekler? sonra güvenmeyince kötü biz oluyoruz.."
"olabilir" dedim, "ama gecenin sonunda yanımda olan sendin demi?"
bir şey demeden kaş göz yaparak gülümsedi kendi kendine..
"iyi işte.. sevildiğini bil, fazla da kurcalama özel hayatımı, tamam mı şekerim "
tehditkar şekilde başını salladı,
"hı hı..sen o edayı bir üz de hele, kurcalıycam ben seni o zaman, görürsün.."
"napiyim la senin edanı.. takıldık işte bir gece, eğlendi güldü, yeni biri tanıdı..o kadar.. daha da benden bir adım gelmez.."
ağzına tıktığı simidi aceleyle yuttu, susamlarını fışkırta fışkırta konuşmaya çalıştı,
"hooaa son o kodor... sen o kadar ümit ver kıza.. ondan sonra da "benden hamle bık bık bık" az bile yapıyor size çektiren kızlar az.."
"ne ümidi be, iki konuştuk diye? oldu olcak nikay kıyaydık nilay? kızla konuştum artık bi kere... kirlettim kızı.. artık namusumdur heval.."
"öff tamam.. gerizekalı..istemiyor musun sen şimdi kızı? uyuşmadı mı yani kafanız?"
"cık.. kafalar uyuştu da.."
"beğenmedin mi? yuh.. kabahat bende ki senle tanıştırıyorum zaten..o kızı beğenmedin sen ha? tipsiz, tipine bak bi önce, zaten ben o kız sana nasıl baktı anlamadım ya.."
"iltifat olarak alıyorum bunları (:"
"gerizekalı... iyi.. bundan sonra yalvarsan bile yardım etmem zaten.. kızı da soğuturum bir şekilde artık.. napiyim..salak şey ya.."
"ne lan ne? çirkin demedim ki? sadece, elektrik alamadım işte :p ayrıca benim bu güne kadar çıktığım kızların hepsi ondan daha güzel, onu da belirteyim, hani ben çirkinim ama, bir şekilde tavlıyorum yani, kapiş?"
"hıa ha ha! evet hepsi dünya güzeliydi zaten, hele o kırmızı saçlı olan, yelloz gibi bir şeydi... ıyy.. gece görsem korkarım.."
"tabi hocam tabi"
"mal.. bulmuş mis gibi kızı da..şımarıyor.."
" :p "
yurda kadar gene kendi çapında şımarıp trip atmaya çalıştı, ama kapıdan ayrılırken sarılıp öpüşünce gene dayanamadı, döndü bir daha sarıldı, teşekkür etti, ben de teşekkür ettim.. güzel geceydi.. binasına girene kadar arkasından baktım, el salladım..
akşam tolgayla bizim pub a gittik, hamal içeceği, at sidiği bira yerine, iki tane tekila attık muhabbetin başında, o bizi pamuk gibi yaptı, epey bir götürdü sağ olsun (:
tolganın anlattıkları ise beni şok eden cinsten oldu..
lan begüm begüm diyoruz, ama meğer bu, kızın yanındaki kızlardan birini götürmek üzereymiş.. vaaay amına kodumun baretlisi vaaay..
"cansu ha? şu aysun kayacı dudaklı olan??"
"lan.. sıçtırma şimdi aysununa be..hah işte.. kız zaten hazır gibi abi.. begümle biz konuşmuştuk, geçen gün masamıza ilk geldiklerinden beri bir şeyler varmış kızdan yana.. benim de hoşuma gitti zaten.. olucak gibi ama bakalım "
"vay amına koyyim ya..ben de sanıyorum ki, begümle sen... "
"yok be aga.. arkadaşız onla, yardım ediyor işte :p ..neyse, cansu yengen olabilir her an haberin olsun :p öyle aysun maysun karıştırma"
"cuk cuk cuk.. helal olsu hocu.. yani..ne diyim... hayırlı olsun... lan.. bütün sene odandan çıkmadın çıkmadın..iki dakka gün yüzü gördün hemen talibin çıktı.. süpersin la..ne diyim.."
"tabiii olm x) ben o yüzden çıkmıyorum zaten odadan.. boşu boşuna ne dolanıcam, derslerimi geçiyorum, arada boşluk olunca da hemen hatunları sıkıştırıveriyorum boşluğa.. nasılsa anında tav hepsi afasdgdadag"
"deme yauu... aga sen böyle değildin yea, naptın la içerde, kişisel gelişim, kadınlama tavlama klavuzu filan diye kitaplar mı okudun? ahaha"
"kes lan x) ... "
vay anasına ya..adam resmen taş gibi hatunu götürmek üzere... hem de onlar benim stoklarımdı amına kodumun?? ben şey edecektim onlara... sikik ya..nerden gösterdik zulayı.. hemen de ayarlamış.. gerçi yakışıklı çocuktur tolga, benden yakışıklıdır mesela, ama üzerinde saçma bir çekingenlik..ne bileyim.. tutukluk vardı..onu da ne ara atmış bilmiyorum, vahiy mi geldi içerde ne oldu anlamadım (:
ama sonradan da anlayacağım üzere, tolganın bu önceki halleri, çekingelikten değil, tamamen "üşengeçlik" ten ibaretmiş... adam, nasıl diyeyim, sorumluluk almak istemiyor beyler.. hani, kadın tavrası, tribi çekmeye gelemiyor.. sonra, çok artist.. acayip..öyle böyle değil..
istiyor ki, kız ayağıma gelsin, ayağıma geldikten sonra da hep kontrolümde olsun, hiç ekstra bir uğraş çıkarmasın, bu ne derse onu yapsın..
adam uğraşamıyor yani..bir de, şöyle düşünüyor, diyor ki,
"ulan bu kız, her kimse.. misal, aramızda bir şey olur gibi oluyor.. sonra hatunda bir kendini kasmalar, ağırdan almalar filan.. hiç uğraşamam aga.. sonra hem, sen o afra tafraları yapmaya kalkıyorsun bana, sen kimsin ki lan sikik? kimsin? benim ne kültürümle, ne yaşam tarzımla, ne ailemle, ne statümle, ne de sevgimle boy ölçüşemeyecek, güzel olmaktan başka bir numarası olmayan, içi boş, görgüsüz, kültürsüz, köylü köylü tipler %90 ı..şimdi ben, bu kıza mı gideceğim yani.. gideceğim, bir de üzerine bundan başta ret filan yiyecem haaa, öyle hemen de olmayacak yani gittim diye.. sonra peşinden filan koşucaz daaa, anca.. sikerim onun edebiyatını aga.. paramla döverim, hayat felsefemle, genel kültürümle sikerim afedersin.."
evet.. gördüğünüz gibi, filden büyük fil avcısı var beyler..
ben fil isem, tolga kesinlikle avcıdır.. adam benden beter lan? pezeveng..ben de niye bu çocuğu bu kadar seviyorum, niye böyle iyi anlaşıyoruz diyordum..
meğersem azılı maçoymuş da haberimiz yok..
adam pisliğin teki çıktı rıza baba.. (:
o gece yine nilayı güzelce ağırladım, fazla sürmedi, 1-1,5 saat sonra zaten gözlerimiz kapanmaya başladı..eh, sabahı etmiştik neredeyse..
yatağını hazırladım, yanına bir bardak su, yanaklarına da iyi geceler öpücükleri koydum, sonra da kendi yatağıma devrildim.. saymadım ne zamandır diye ama, herhalde son ayların en huzurlu uykusunu çektim o gece..
unutulmaz bir yılbaşı olmuştu..ve ben, belki de gecenin başında umduğum üzere, elifin yatağında değildim ama, inanın kendi yatağımda huzurla uykuya dalarken, herhangi bir yatakta olabileceğimden çok daha mutluydum..
olması gereken buymuş.. hayırlısı buymuş demek ki..
ertesi gün öğleden sonra uyandım, saat ikiye geliyor, nilaya baktım göz ucuyla, o da bana baktı çıldır çıldır (:
"günaydın (:
"günaydın, ne zaman uyandın sen? (:"
"10-15 dakka olmuştur en fazla, üşendim kalkmaya :p"
"nasıl rahat uyudun mu?"
"hı hı.. rahatmış koltuğunda"
"evet.. genelde öyle diyorlar zaten" dedim önceki "divan" muhabbetimizi ima ederek, hemen gözlerini pörtletti, tasvip etmez bir tavırla gülümsedi.. kafasını "bu adam olmaz" dercesine sağa sola salladı..
yarım saat kadar sonra evden çıkıyorduk, kahvaltı türü bir şeyler hazırlayacaktım aslında ama vazgeçtim, simit sarayına götürüyorum, orada çay-simit filan yaparız.. sonra da yurduna bırakırım.
yerken bir yandan gene laflıyoruz,
"şey sorucam ben sana.. dün gece sıra gelmedi..şu, yanına gideceğin arkadaşın, kız mıydı erkek miydi? x)"
gözlerimi devirip tip tip baktım buna, sonra da,
"okulda gördüğün sarışın kızı hatırlıyor musun?" dedim..
"he? haaa.." dedi sonra da hafif bir gülümsemeyle simidine döndü.. biraz sonra yine dayanamadı,
"ne yapcaktın gidebilseydin" diye sordu ama yüzündeki muzip gülümsemeyi görmeniz lazım.. erkek olsa o da tam piç olurmuş yani, çakal (:
"valla kız ne yapmak isterse onu yapacaktık yani.. sonuçta çağıran o (: diye karşılık verdim bende..
bu biraz sonra yine half-life deki duvar delici silah gibi gücünü toplamış olmalı ki, tekrardan konuştu,
"oohh valla... kafede edayla takıl..bir yandan o burçak mıydı, o kızla mesajlaşş"
"burçin"
"her neyse..bir yandan da başka kızlarla gece planla.. oooh..ne güzel hayat yaa? acaba böyle mi bütün erkekler? sonra güvenmeyince kötü biz oluyoruz.."
"olabilir" dedim, "ama gecenin sonunda yanımda olan sendin demi?"
bir şey demeden kaş göz yaparak gülümsedi kendi kendine..
"iyi işte.. sevildiğini bil, fazla da kurcalama özel hayatımı, tamam mı şekerim "
tehditkar şekilde başını salladı,
"hı hı..sen o edayı bir üz de hele, kurcalıycam ben seni o zaman, görürsün.."
"napiyim la senin edanı.. takıldık işte bir gece, eğlendi güldü, yeni biri tanıdı..o kadar.. daha da benden bir adım gelmez.."
ağzına tıktığı simidi aceleyle yuttu, susamlarını fışkırta fışkırta konuşmaya çalıştı,
"hooaa son o kodor... sen o kadar ümit ver kıza.. ondan sonra da "benden hamle bık bık bık" az bile yapıyor size çektiren kızlar az.."
"ne ümidi be, iki konuştuk diye? oldu olcak nikay kıyaydık nilay? kızla konuştum artık bi kere... kirlettim kızı.. artık namusumdur heval.."
"öff tamam.. gerizekalı..istemiyor musun sen şimdi kızı? uyuşmadı mı yani kafanız?"
"cık.. kafalar uyuştu da.."
"beğenmedin mi? yuh.. kabahat bende ki senle tanıştırıyorum zaten..o kızı beğenmedin sen ha? tipsiz, tipine bak bi önce, zaten ben o kız sana nasıl baktı anlamadım ya.."
"iltifat olarak alıyorum bunları (:"
"gerizekalı... iyi.. bundan sonra yalvarsan bile yardım etmem zaten.. kızı da soğuturum bir şekilde artık.. napiyim..salak şey ya.."
"ne lan ne? çirkin demedim ki? sadece, elektrik alamadım işte :p ayrıca benim bu güne kadar çıktığım kızların hepsi ondan daha güzel, onu da belirteyim, hani ben çirkinim ama, bir şekilde tavlıyorum yani, kapiş?"
"hıa ha ha! evet hepsi dünya güzeliydi zaten, hele o kırmızı saçlı olan, yelloz gibi bir şeydi... ıyy.. gece görsem korkarım.."
"tabi hocam tabi"
"mal.. bulmuş mis gibi kızı da..şımarıyor.."
" :p "
yurda kadar gene kendi çapında şımarıp trip atmaya çalıştı, ama kapıdan ayrılırken sarılıp öpüşünce gene dayanamadı, döndü bir daha sarıldı, teşekkür etti, ben de teşekkür ettim.. güzel geceydi.. binasına girene kadar arkasından baktım, el salladım..
akşam tolgayla bizim pub a gittik, hamal içeceği, at sidiği bira yerine, iki tane tekila attık muhabbetin başında, o bizi pamuk gibi yaptı, epey bir götürdü sağ olsun (:
tolganın anlattıkları ise beni şok eden cinsten oldu..
lan begüm begüm diyoruz, ama meğer bu, kızın yanındaki kızlardan birini götürmek üzereymiş.. vaaay amına kodumun baretlisi vaaay..
"cansu ha? şu aysun kayacı dudaklı olan??"
"lan.. sıçtırma şimdi aysununa be..hah işte.. kız zaten hazır gibi abi.. begümle biz konuşmuştuk, geçen gün masamıza ilk geldiklerinden beri bir şeyler varmış kızdan yana.. benim de hoşuma gitti zaten.. olucak gibi ama bakalım "
"vay amına koyyim ya..ben de sanıyorum ki, begümle sen... "
"yok be aga.. arkadaşız onla, yardım ediyor işte :p ..neyse, cansu yengen olabilir her an haberin olsun :p öyle aysun maysun karıştırma"
"cuk cuk cuk.. helal olsu hocu.. yani..ne diyim... hayırlı olsun... lan.. bütün sene odandan çıkmadın çıkmadın..iki dakka gün yüzü gördün hemen talibin çıktı.. süpersin la..ne diyim.."
"tabiii olm x) ben o yüzden çıkmıyorum zaten odadan.. boşu boşuna ne dolanıcam, derslerimi geçiyorum, arada boşluk olunca da hemen hatunları sıkıştırıveriyorum boşluğa.. nasılsa anında tav hepsi afasdgdadag"
"deme yauu... aga sen böyle değildin yea, naptın la içerde, kişisel gelişim, kadınlama tavlama klavuzu filan diye kitaplar mı okudun? ahaha"
"kes lan x) ... "
vay anasına ya..adam resmen taş gibi hatunu götürmek üzere... hem de onlar benim stoklarımdı amına kodumun?? ben şey edecektim onlara... sikik ya..nerden gösterdik zulayı.. hemen de ayarlamış.. gerçi yakışıklı çocuktur tolga, benden yakışıklıdır mesela, ama üzerinde saçma bir çekingenlik..ne bileyim.. tutukluk vardı..onu da ne ara atmış bilmiyorum, vahiy mi geldi içerde ne oldu anlamadım (:
ama sonradan da anlayacağım üzere, tolganın bu önceki halleri, çekingelikten değil, tamamen "üşengeçlik" ten ibaretmiş... adam, nasıl diyeyim, sorumluluk almak istemiyor beyler.. hani, kadın tavrası, tribi çekmeye gelemiyor.. sonra, çok artist.. acayip..öyle böyle değil..
istiyor ki, kız ayağıma gelsin, ayağıma geldikten sonra da hep kontrolümde olsun, hiç ekstra bir uğraş çıkarmasın, bu ne derse onu yapsın..
adam uğraşamıyor yani..bir de, şöyle düşünüyor, diyor ki,
"ulan bu kız, her kimse.. misal, aramızda bir şey olur gibi oluyor.. sonra hatunda bir kendini kasmalar, ağırdan almalar filan.. hiç uğraşamam aga.. sonra hem, sen o afra tafraları yapmaya kalkıyorsun bana, sen kimsin ki lan sikik? kimsin? benim ne kültürümle, ne yaşam tarzımla, ne ailemle, ne statümle, ne de sevgimle boy ölçüşemeyecek, güzel olmaktan başka bir numarası olmayan, içi boş, görgüsüz, kültürsüz, köylü köylü tipler %90 ı..şimdi ben, bu kıza mı gideceğim yani.. gideceğim, bir de üzerine bundan başta ret filan yiyecem haaa, öyle hemen de olmayacak yani gittim diye.. sonra peşinden filan koşucaz daaa, anca.. sikerim onun edebiyatını aga.. paramla döverim, hayat felsefemle, genel kültürümle sikerim afedersin.."
evet.. gördüğünüz gibi, filden büyük fil avcısı var beyler..
ben fil isem, tolga kesinlikle avcıdır.. adam benden beter lan? pezeveng..ben de niye bu çocuğu bu kadar seviyorum, niye böyle iyi anlaşıyoruz diyordum..
meğersem azılı maçoymuş da haberimiz yok..
adam pisliğin teki çıktı rıza baba.. (:
son bir part daha atalım, sahur vakti geliyore..
http://fizy.com/#s/1ajc8c
aslında tolgadan biraz daha geniş bahsedecek, şu az önce hızlandırılmış şekilde verdiğim bilgileri, muhabbete bağlayacaktım, ama zaten yeterince uzattığımı düşünüp kısa kestim,
sanırım artık kankamın da nasıl bir adam olduğunu az çok anlamaya başladınız, gayet timsah kendisi (: eyvallah..ben de afrika bizonu (boynuzlandık ya hani bi de o yüzden) kardeş kardeş takılıyoruz cangılda, tropikal yaşıyoruz..
bu son partı, şöyle genel bir toparlama amaçlı kullanalım..
neler oldu..
nilayla arkadaşlığımız önemli bir sınavdan geçti ve bence başarılı olduk..
eda ile işim kalmayacak-olmayacak diye planlıyorum..
burçinin dönüşünü bekliyorum...
elife bir gece borçluyum..
begümle acilen şu tolga konusunu konuşmam lazım... amk uyuttular beni resmen lan..
tolga piçi yavruyu..eehhmm..cansuyu ayarlayacak gibi duruyor..
alper-dilara ikilisi yola devam ediyorlar..zaten bence alper ondan ayrılmaz artık kız siktir etmediği takdirde..ulan bu ne ya..herkesin manken gibi manitası var arkadaş..hatta bir tanesin ki harbiden manken, gibisi fazla yani..
nuriş-beril, yakışıyorlar bence..onlar da umarım uzun soluklu olur..
neco... kardeşim... biz sabuna devam, yapacak bir şey yok..
neco demişken... lan bak bu çocuğu resmen ihmal ve suistimal ediyorum sürekli aq... acilen ona da bir takım alp yapı çalışmaları uygulamam lazım..
önce nilayı unutturucaz bir şekilde..sonra da yeni birilerini düşünmesini sağlıycaz..
lan sorunları çöz çöz bitmiyor be..sıçıcam..böyle grup mu olur lan? şu eşleşmelere bak, şu şeytan üçgenlerine bak... öldürdünüz beni lan..serhat ulueren gibi oldum sizin yüzünüzden..her daim gerginim..ibneler..
yılbaşının ertesinde, tatil gününün ardından okula gittim, şaka maka sanki haftalardan beri gelmiyor gibiyim okula..şu son bir kaç gün öyle yoğun geçti ki..yani bir aya yetecek entrika ve olayı 3 güne filan sıkıştırdık her halde..olaylarr olaylarr..
bir zamanlar başım öne eğik, kimse tarafından siklenmeden, adeta hayalet gibi girip sırama kös kös çökene kadar bir allahın selamını bile alamadığım ve lanet ettiğim sınıfımda ise bu aralar bildiğin fan boy um... hoşuma gidiyor mu peki? eh, bir yere kadar..ama önceki iki yüzlülüklerini unutmadığım için, ben de herkesle yüzeyselim..canım cicim, selam, meraba..bu kadar işte..ayak üstü muhabbetler, espriler, sahte gülüşmeler..
bu kadar yaklaşabilirsiniz bana..maksimum bu yani..sikerim sizin dostluğunuzu arkadaşlığınızı..uzak olun benden, lazım değil...
nilay ve neco yeter bana..tuğçeyi muğçeyi de artık eskisi gibi umursamıyorum..tamam işte..arkadaş mıyız? arkadaşız..selam-selam..bu kadar..düşman değiliz hoş kimseyle..valla bak..ayşenle ozanla bile düşman değilim artık..serhatla da değilim..
çünkü nasılsa serhatın amına koydum..koydum mu? koydum..daha da bir yamuğu oldu mu? olmadı..
peki zamanı geldiğince ayşenin de amına koyacak mıyım? koyacağım..o zaman sıkıntıya, kasmaya, germeye gerek yok..
bazı hınçlar alındı..bazıları ise mutlak surette alınacak... sabırla ve sükunetle bekliyorum..doğru zamanı..
"bu kararlılığını yeniden görmek çok güzel" diye pis pis gülerek tebrik ediyor şeytan beni..
"yeniden derken? ben hiç yitirdiğimi düşünmüyorum?"
"aa? acaba?..yılbaşı gecesi desem?"
"cık..nilayla arama hiç bir şey giremez..iş başka, arkadaşlık başka.."
"aah..ah..hala fazla merhametlisin tsigalko..haaala... bütün hayatı boyunca azılı düşmanının peşinden koşan, sonunda onu yakaladığında da tetiği çekecek cesareti bulamayıp silahını atan çakma kahramanlar gibi olmandan korkuyorum.."
"tetiği çektikten sonra konuşalım o zaman bir de.."
"hıh (: ..öyle olmasını umuyorum..unutma,ben hep senden taraftayım "
sümsük kediler gibi, yavşak sevgilisinin boynuna asılan, kucağına sokulan, o sahte gülümsemeleriyle, parlayan gözleriyle, bebek taklidi yapa yapa konuşan ayşene doğru kayıyor gözlerim..
bir gün..elbet bir gün..
aslında tolgadan biraz daha geniş bahsedecek, şu az önce hızlandırılmış şekilde verdiğim bilgileri, muhabbete bağlayacaktım, ama zaten yeterince uzattığımı düşünüp kısa kestim,
sanırım artık kankamın da nasıl bir adam olduğunu az çok anlamaya başladınız, gayet timsah kendisi (: eyvallah..ben de afrika bizonu (boynuzlandık ya hani bi de o yüzden) kardeş kardeş takılıyoruz cangılda, tropikal yaşıyoruz..
bu son partı, şöyle genel bir toparlama amaçlı kullanalım..
neler oldu..
nilayla arkadaşlığımız önemli bir sınavdan geçti ve bence başarılı olduk..
eda ile işim kalmayacak-olmayacak diye planlıyorum..
burçinin dönüşünü bekliyorum...
elife bir gece borçluyum..
begümle acilen şu tolga konusunu konuşmam lazım... amk uyuttular beni resmen lan..
tolga piçi yavruyu..eehhmm..cansuyu ayarlayacak gibi duruyor..
alper-dilara ikilisi yola devam ediyorlar..zaten bence alper ondan ayrılmaz artık kız siktir etmediği takdirde..ulan bu ne ya..herkesin manken gibi manitası var arkadaş..hatta bir tanesin ki harbiden manken, gibisi fazla yani..
nuriş-beril, yakışıyorlar bence..onlar da umarım uzun soluklu olur..
neco... kardeşim... biz sabuna devam, yapacak bir şey yok..
neco demişken... lan bak bu çocuğu resmen ihmal ve suistimal ediyorum sürekli aq... acilen ona da bir takım alp yapı çalışmaları uygulamam lazım..
önce nilayı unutturucaz bir şekilde..sonra da yeni birilerini düşünmesini sağlıycaz..
lan sorunları çöz çöz bitmiyor be..sıçıcam..böyle grup mu olur lan? şu eşleşmelere bak, şu şeytan üçgenlerine bak... öldürdünüz beni lan..serhat ulueren gibi oldum sizin yüzünüzden..her daim gerginim..ibneler..
yılbaşının ertesinde, tatil gününün ardından okula gittim, şaka maka sanki haftalardan beri gelmiyor gibiyim okula..şu son bir kaç gün öyle yoğun geçti ki..yani bir aya yetecek entrika ve olayı 3 güne filan sıkıştırdık her halde..olaylarr olaylarr..
bir zamanlar başım öne eğik, kimse tarafından siklenmeden, adeta hayalet gibi girip sırama kös kös çökene kadar bir allahın selamını bile alamadığım ve lanet ettiğim sınıfımda ise bu aralar bildiğin fan boy um... hoşuma gidiyor mu peki? eh, bir yere kadar..ama önceki iki yüzlülüklerini unutmadığım için, ben de herkesle yüzeyselim..canım cicim, selam, meraba..bu kadar işte..ayak üstü muhabbetler, espriler, sahte gülüşmeler..
bu kadar yaklaşabilirsiniz bana..maksimum bu yani..sikerim sizin dostluğunuzu arkadaşlığınızı..uzak olun benden, lazım değil...
nilay ve neco yeter bana..tuğçeyi muğçeyi de artık eskisi gibi umursamıyorum..tamam işte..arkadaş mıyız? arkadaşız..selam-selam..bu kadar..düşman değiliz hoş kimseyle..valla bak..ayşenle ozanla bile düşman değilim artık..serhatla da değilim..
çünkü nasılsa serhatın amına koydum..koydum mu? koydum..daha da bir yamuğu oldu mu? olmadı..
peki zamanı geldiğince ayşenin de amına koyacak mıyım? koyacağım..o zaman sıkıntıya, kasmaya, germeye gerek yok..
bazı hınçlar alındı..bazıları ise mutlak surette alınacak... sabırla ve sükunetle bekliyorum..doğru zamanı..
"bu kararlılığını yeniden görmek çok güzel" diye pis pis gülerek tebrik ediyor şeytan beni..
"yeniden derken? ben hiç yitirdiğimi düşünmüyorum?"
"aa? acaba?..yılbaşı gecesi desem?"
"cık..nilayla arama hiç bir şey giremez..iş başka, arkadaşlık başka.."
"aah..ah..hala fazla merhametlisin tsigalko..haaala... bütün hayatı boyunca azılı düşmanının peşinden koşan, sonunda onu yakaladığında da tetiği çekecek cesareti bulamayıp silahını atan çakma kahramanlar gibi olmandan korkuyorum.."
"tetiği çektikten sonra konuşalım o zaman bir de.."
"hıh (: ..öyle olmasını umuyorum..unutma,ben hep senden taraftayım "
sümsük kediler gibi, yavşak sevgilisinin boynuna asılan, kucağına sokulan, o sahte gülümsemeleriyle, parlayan gözleriyle, bebek taklidi yapa yapa konuşan ayşene doğru kayıyor gözlerim..
bir gün..elbet bir gün..
herkese iyi geceler, iyi sahurlar,
haftaya pazartesi görüşürüz, word e yazıp dönünce toplu atabilirim,
görüşmek üzere, şimdiden iyi bayramlar hepinize (:
haftaya pazartesi görüşürüz, word e yazıp dönünce toplu atabilirim,
görüşmek üzere, şimdiden iyi bayramlar hepinize (:
herkese selamlar panpalar,
bayramınızı en içten dileklerimle tebrik ediyorum (:
henüz döndük yoldan, o nedenle çok yorgunum, bir selam çakayım istedim, yarından itibaren yeniden kaldığımız yerden devam ederiz, hepinize sevgiler
bayramınızı en içten dileklerimle tebrik ediyorum (:
henüz döndük yoldan, o nedenle çok yorgunum, bir selam çakayım istedim, yarından itibaren yeniden kaldığımız yerden devam ederiz, hepinize sevgiler
eyvallah güzel yorumlarınız için de, hayırlısıyla bunlara layık olup hikayeyi sonuna kadar götüreceğim ölmez ya da sakat kalmazsam şayet (:
herkese iyi geceler panpalar, geldim, başlıyorum
nerede kalmıştık?
..evet, karmaşık bir ilişki ağı.. sevgililer, arkadaşlar, dostlar, düşmanlar.
bir zamanlar, bu hareketli hayatın ve duygu karmaşasının bana zarar verdiğini düşünürdüm ama, şimdi anlıyorum.. meğer tam aksine, ben bunlarla besleniyormuşum..
karmaşa.. kaos..belirsizlikler..
çöp öğütücüsü hiç çöpten iğrenir mi? ben de bir çeşit çöp öğütücüsüyüm işte.
yılbaşı geride kalmıştı öyle ya da böyle, o gece yaşadıklarımın ya da yaşayamadıklarımın bana neler kazandırıp kaybettirdiği, genel averaj ve puan durumu ilerleyen günlerde netleşecektir diye düşünüyorum.
dönemin bitimini pek da fazla bir zamanın kalmadığı şu günlerde, sıkıntılı olan vize notlarımın da yarattığı vicdanı rahatsızlık sebebiyle derslere daha çok eğilmeye başladım *. hayatım kafe-okul-ev üçgeninde geçiyor zaten, okulda dersleri dinliyorum, kendimi karmaşadan uzak tutmaya (şimdilik) çalışıyorum. evde de işte ders, geyik.. dota geceleri, eycof geceleri.. kafe de de işimizi yapıyoruz malum, o da artık ekstra bir şey gibi gelmemeye başladı be beyler.. valla..hayatımın bir parçası, rutini oldu..onu bile monotona bağlamayı başardım.. öyle doymaz, öyle arsız, öyle maymun iştahlı bir adamım..
bir sonraki hafta sonu yine programda olduğum bir gün, kulakları mı çınladı nedir, ayça geldi. bu ikinci gelişi biliyorsunuz.. öncesinde bana bahsettiği yeni sevgili adayını ise bugün sevgili olarak karşımda gördüm, tanıştık..
lan,
olm, adam, bildiğin böyle.. nasıl diyim.. adam lan işte?! 25-26 yaşlarında, yüzü tıraşlı, modern, metroseksüel, yakışıklı, olgun (muhtemelen iyi sevişen ve zengin) bayaa baya adam aq..
ben bir ayçaya baktım,bir adama baktım, bir de kendimi düşündüm... lan sanki ben öğrenciyim (zaten öylesin salak), onlar da benim velim gibiler!
cidden, çocuk gibi kaldım aralarında, saç-sakal, genç işi gömlekler, ergen işi konversler filan.. cık cık..abi ben harbiden bu kızla mı takıldım zamanında? takılabildim yani.. anaa..bu çifte bayram ziyaretine gitsem el öper, harçlık alırım, o derece..
anlayacağınız, kendimi küçük-çocuk ve ezik hissettim biraz,
acaba ayçanın da amacı bana bunları hissetirebilmek miydi? yoksa kim yeni, eli yüzü düzgün, aile babası olmaya muvaffak, işi gücü yerindeki sevgilisiyle, eski çapulcu fakbadisini tanıştırır ki?
neyse işte..ben bozuntuya vermedim tabi, hatta programdan sonra bir yarım saat filan da masalarında oturdum, ayça beni normal-iyi bir arkadaşı, dostu gibi tanıtmış, beyefendinin de, artık olgunlaşan ve hayata atılan ayça hanımın koca adayı olduğunu hisseder gibiyim.. kızım amacın ne anlamadım ki?
..evet, karmaşık bir ilişki ağı.. sevgililer, arkadaşlar, dostlar, düşmanlar.
bir zamanlar, bu hareketli hayatın ve duygu karmaşasının bana zarar verdiğini düşünürdüm ama, şimdi anlıyorum.. meğer tam aksine, ben bunlarla besleniyormuşum..
karmaşa.. kaos..belirsizlikler..
çöp öğütücüsü hiç çöpten iğrenir mi? ben de bir çeşit çöp öğütücüsüyüm işte.
yılbaşı geride kalmıştı öyle ya da böyle, o gece yaşadıklarımın ya da yaşayamadıklarımın bana neler kazandırıp kaybettirdiği, genel averaj ve puan durumu ilerleyen günlerde netleşecektir diye düşünüyorum.
dönemin bitimini pek da fazla bir zamanın kalmadığı şu günlerde, sıkıntılı olan vize notlarımın da yarattığı vicdanı rahatsızlık sebebiyle derslere daha çok eğilmeye başladım *. hayatım kafe-okul-ev üçgeninde geçiyor zaten, okulda dersleri dinliyorum, kendimi karmaşadan uzak tutmaya (şimdilik) çalışıyorum. evde de işte ders, geyik.. dota geceleri, eycof geceleri.. kafe de de işimizi yapıyoruz malum, o da artık ekstra bir şey gibi gelmemeye başladı be beyler.. valla..hayatımın bir parçası, rutini oldu..onu bile monotona bağlamayı başardım.. öyle doymaz, öyle arsız, öyle maymun iştahlı bir adamım..
bir sonraki hafta sonu yine programda olduğum bir gün, kulakları mı çınladı nedir, ayça geldi. bu ikinci gelişi biliyorsunuz.. öncesinde bana bahsettiği yeni sevgili adayını ise bugün sevgili olarak karşımda gördüm, tanıştık..
lan,
olm, adam, bildiğin böyle.. nasıl diyim.. adam lan işte?! 25-26 yaşlarında, yüzü tıraşlı, modern, metroseksüel, yakışıklı, olgun (muhtemelen iyi sevişen ve zengin) bayaa baya adam aq..
ben bir ayçaya baktım,bir adama baktım, bir de kendimi düşündüm... lan sanki ben öğrenciyim (zaten öylesin salak), onlar da benim velim gibiler!
cidden, çocuk gibi kaldım aralarında, saç-sakal, genç işi gömlekler, ergen işi konversler filan.. cık cık..abi ben harbiden bu kızla mı takıldım zamanında? takılabildim yani.. anaa..bu çifte bayram ziyaretine gitsem el öper, harçlık alırım, o derece..
anlayacağınız, kendimi küçük-çocuk ve ezik hissettim biraz,
acaba ayçanın da amacı bana bunları hissetirebilmek miydi? yoksa kim yeni, eli yüzü düzgün, aile babası olmaya muvaffak, işi gücü yerindeki sevgilisiyle, eski çapulcu fakbadisini tanıştırır ki?
neyse işte..ben bozuntuya vermedim tabi, hatta programdan sonra bir yarım saat filan da masalarında oturdum, ayça beni normal-iyi bir arkadaşı, dostu gibi tanıtmış, beyefendinin de, artık olgunlaşan ve hayata atılan ayça hanımın koca adayı olduğunu hisseder gibiyim.. kızım amacın ne anlamadım ki?