melihkagan

part78


Birkaç derin nefes alışverişten sonra kalktım..komidinin üzerindeki ıslak mendillerle kasıklarımı sildim, tuvalet kağıdıyla da kuruladım..bokseri giyip, arasına bir miktar da tuvalet kağıdını siperledim..regl olmuş karılar gibi oldum böyle ama olsun..”molpediniz vaar mı?”..

Ben ayaklanınca karı “beş dakikan daha var” dedi,

Hadi ya?..zaman yavaş geçmiş demek ki lan iyi valla..

“tamam fark etmez” deyip pantolonu çekiyordum ki karı tekrar,

“herif laf eder, bekle işte 5 dakika daha..” dedi..

Tövbe estağfurullaah..lan daha çok işine gelmesi lazım, ne diye laf edecek? Sanki çok da sikinizde müşteri memnuniyeti…bir de kartını ver istersen, hatalıysan ben seni ararım..

..dönüş yolunda ise, az önce bedenen bitirdiğim sikiş nöbetini bu kez kafamdaki düşünceler devralmıştı..

Az önce yaptığım şey…

Ne kadar da tuhaf..ne kadar da yabancıydı bana…

Zaten daha yolun ve yolculuğun başından beri, ben sanki ben değildim..ele geçirilmiş gibiydim..sanki kendi içimden, gözlerimin arkasından yine kendimi izliyor gibiydim..müdahale etmeksizin..

Daha önce hiç böyle icra etmemiştim sevişme eylemini…bu kadar ruhsuz, duygusuz nasıl olabilirdim?..

Zaten şu son iki haftada, ne kadar “olmam” dediğim şey varsa olmuştum…kavgacı, kaba, gamsız, ruhsuz..

Düşün, sevişirken bile bu hale gelebildiysem, ki hep “en hissederek yaptığım şey “ diye bahsederdim bundan…

Meleğin “yolculuk” ve “tehlikeler” derken neleri kastettiği artık daha da belirginleşmişti kafamda..ulan..git gide, attığım her adımda insanlıktan çıkıyordum resmen..nasıl piç olduğumu mu anlatıyordum size?..hayatımı zindan eden kadınların ve adamların beni piç etmesinden bahsettim durdum bunca sene..yo hayır..

3 senede gelemediğim noktaya birkaç gün içinde gelmiştim işte?..sanki uzun metrajlı bir filmi ffx5 şeklinde hızlıca oynatmak gibiydi yaşadıklarım..

Sınıf arkadaşımı siktim lan ben?

Yetmedi,bir de keraneye gittim..

insanları tehdit ettim, kavgalar çıkardım..

Ve tüm bunlar daha da bitmedi..yarın bir de neslihanla buluşacağım..o buluşmanın sonu, gene benim odamda bitecek..

O zaman ne yapacağım?..

Sıçayım böyle işe afedersin..kendimi o geceye nasıl hazırlayacağım?..kaybettiğim, bir an da, dakikalar içinde satıverdiğim ruhumu, nasıl tekrar geri alabileceğim?..

http://fizy.com/#s/1ahc3l 

Midem bulanmaya başlamıştı yine..

Bir şeyler yolunda gitmiyordu beyler…hani, sanki bir sorun yokmuş gibi geliyor size, “nesi var oğlum? iki tane sikiş yaptın, bazı gerçeklere ulaştın, üstüne bir de içinde kalan intikamları aldın, daha Allahtan belanı mı arıyorsun?” diyorsunuz biliyorum..

Ama bu ben değilim ki?

O konuşan, sevişen, dövüşen adam ben değilim beyler?..yirmi yılın öğretisini, karakterini, yetiştirişini nasıl bir anda çöpe atabildim?..

Bu yeni dönüştüğüm adam..

Hiçbir şeyden anlamıyor..

Hiçbir şey bilmiyor..allah kahretsin ki bilmiyor işte..

iç güdüleriyle hareket eden, kurt gibi, ayı gibi, hayvan gibi bir şey bu yeni tsigalko..

Sinirlendi mi dövüşen, gaza geldi mi sevişen…hoyrat..bunlar haricinde başka bir şey bilmeyen..

Eve gidince, bizimkilerin gır gır şamatasıyla karşılanacağımı bildiğim için sokaklarda dolandım biraz..gerçi bir yandan da bir an evvel eve gidip duşun altına girmeyi hayal ediyorum..

Düşündüm..

Düşünmeden yaptıklarımın, sonuçlarının neler olabileceğini düşündüm..

Dipten ve iğrençliklerden bahsediyordu melek…ve ben bugün gerçekten dipleri görmüştüm…aşka, insanlığa, sevgiye ve sevişmeye bu denli hakaret edilebilineceğini bilmezdim..
Söylesenize beyler, kediden, köpekten, attan, eşekten farkım neydi benim?..neydi az önce yapıp ettiklerim..

Böylesine bir yapaylık..böylesine soğuk…böylesine robotik…

insan işi değildi bu..olamazdı…

Çoğu kişi için..hatta insanlığın %99 u için kerhaneye gidip sikişmek son derece doğal ve üzerinde fazla düşünülmemesi gereken, ara ara hatırlanıp geyiği yapılacak eğlenceli bir mevzu olabilirdi..

Ama benim için, ölü ruhlar ve satılık bedenler diyarında çıktığım karanlık bir yolculuktan farklı değildi..bu deneyim, evet eğlenceli başlamıştı ama, beni çok kötü etkiledi..

Bir kadın kendine bunu nasıl yaptırabilirdi?

Ve bir erkek bunu nasıl yapabilirdi?

insanlar aşka ve tutkulara bunu nasıl yapabilirlerdi?..

http://fizy.com/#s/1cj4e2 

öff…yine bu ayarsız halim..ve 180 derece dönen, değişen karakterlerim..kendimden de iğreniyorum aslına bakarsanız..aynı anda nasıl hem bu kadar güçlü ama bu kadar da zayıf olabiliyorum hayret ediyorum..
kurbanlarını, gözünü bile kırpmadan, serin kanlı bir şekilde, amansızca öldüren, ama yarım saat sonrasında da pişman olan, oturup ağlayan şizofrenik katiller gibiyim..

ne emmeye geliyorum ne gömmeye..

bir türlü bulamadım kendimi..yirmi yaşına geldim..hala oturtamadım karakterimi..

ve en kötüsü de, bunun farkında olmam sanırım..göz göre göre, engel olamıyorum kendime..ve günden güne büyüyor içimdeki pişmanlıklar..

böyle yaşayamıyorum..olmadığım gibi davranamıyorum ben..olduğum gibi davrandığım zaman ise, yaşatmıyorlar bu dünyada…tutunamıyorum…fazla iyi, fazla naif geliyorum entrikalarına..

kırıp döküyorlar, yağmalıyorlar yüreğimi..bu sefer de ayarım kaçıyor, onlardan da beter zulmeder oluyorum kendi seçtiğim kurbanlara..

yok ayarım…

dengem…balansım..

ya donuk, sıfır noktasındayım hep, ya da yüz derecede kaynıyorum…

…eve dönünce bizim çocukların üzerimden çevirdiği geyiğe ortak olmaya çalıştım..ama aklım ertesi gecedeydi..
Oof of..keşke en azından neslihanı bulaştırmasaydım bu işlere..tamam, o da pek acınılacak, sağlam bir kız değil belki ama, benim zalim halimin kurbanı olmayı da hak etmiyor..

Yarın gece nasıl davranmalıyım?..

Ya bir korkak gibi kaçak dövüşür ve kızın umudunu, gururunu kırarım…

Ya da hem ona hem de kendime, nasıl sevebildiğimi, nasıl sevişebildiğimi yeniden kanıtlarım..

Çünkü bugün, o malum yerde olanlar çok korkuttu beni..ya hep öyle kalırsam? Ya bir daha eskisi gibi olamazsam?
…ertesi gün , cumartesi, öğleden sonra buluştuk neslihanla…cerenin gün içinde gelen 2 mesajını görmezden geldim..

Aldık başımıza belayı amına koyim..

Hem, sadece o da değil..

Bu ozan meselesi ne olacak, nereye kadar varacak?

Nilayla olan sorunumu gerçekten çözebilecek miyiz?

Buseye karşı kendimi tutmada ne derece başarılı olabileceğim?

Burçinden nasıl ve ne şekilde bir intikam almalıyım? Ya da, intikam almalı mıyım?

..bilinmezlikler..bilinmezler…

Ne işler açtım başıma böyle kaşla göz arasında?..yeni yeni aymaya başladım daha..

http://fizy.com/#s/1s4ldk 

Gün boyu kordonda takıldık neslihanla, geçen gece diskosuna gittiğimiz yerin bu kez kafe kısmında oturduk akşam üstü..bildiğim güzel bir kebapçıda yemek yedik..bir ara koluma girdi, aheste adımlarla yürürken taşlı sahil yolunda..

Çok da hoş olmuş gene bu akşam..allahım..ne yapıcam ben?... hiç bir geleceğimin olmadığı bu kızı, ne yapacağım da son sürat gitmekte olduğumuz yoldan döndüreceğim?..

Döndürmesem?..ama o zaman da yine üzülenler, kırılanlar olacak…gene kötü adam ben olacağım..hayır..ayşen sonrası mine, buse sonrası Neslihan…ve arada, sırf zevk için başka kaynayanlar…

Hepsinden ayrı bir yerlerde ebru..

Kız keyifsizliğimi fark etti,

“yordum mu seni, sessizsin?” dedi tatlı tatlı..birbirine yakın yükseklikte sürtünen omuzlarımızın ısıttığı o buğulu atmosferde iyice dalgınlaşmış, romantik bir hava yakalamıştık…ayaklarımız, istemeden atıyor gibiydi adımlarını..öylece dikilip yolun ortasında da kalabilirdik..itirazımız olmazdı..belki biraz daha yaklaşmak şartıyla tabi..

“yoo..dalmışım öyle” dedim gülümseyerek..gözlerimiz takılı kaldı bir süre birbirimizde..ama yolda yürürken önümüze bakmak zorundayız (:

“seni kaç gibi götüreyim yurduna?” diye olta attım..bakalım ne diyecek..

“bilmem..on iki buçuğa kadar vaktimiz var (:”

“sonra balkabağına mı dönüşüyorsun yoksa :p”

“(: ee evet, oyarlar yani kabak gibi”

Gülmeye başladık..fena espri değildi aferin..halka in şöyle biraz işte.. (: elit besyo kızı seni..

Biraz daha yürüdükten sonra bu konuştu,

“bu sefer disko planın yok herhalde, gene sarhoş olurum diye mi korkuyorsun?” dedi rahat bir tavırla gülerek..ama gözlerindeki heyecanı ve beklentiyi hissedebiliyordum..

Çok hoş duygular lan aslında…valla…bir kadının koluna girmiş, size öyle derin derin bakması…insanın içi eriyor..sarası, sarmalayası geliyor karşısındakini..

Ama doğru duyguları, doğru insanlara karşı hissetmek gerek..yanlış insanları, yok yere üzüp, heyecanlandırmak, belki bazılarınız için bir tatmin aracı, ego büyülteci olabilir ama,

Benim için değil…ben, hala eski günahlarımın cezasını çekiyorum..her gece prangamın zincirleri oluyor hayatında karanlık izler bıraktığım masum insanlar..

http://fizy.com/#s/1agwcl 

Hemen cevap vermedim..tereddütle gülümseyerek gözlerinin içine baktım..utangaç, mahcup erkek rolü yapıyorum..

“bilmem..evet o konuda biraz korktuğum doğrudur (: ..ama izin alabilir misin ki?”

“haha..söz bu sefer bir birayla idare edeceğim gece sonuna kadar, o da ayıp olmasın diye :p ..alırım?”

“aslında, bize davet etmek istiyorum ben seni” dedim yine aynı mahcup tavırla, “birayı da bakkaldan alırız..ama bilmiyorum gelir misin?”

Vurgularımda “yanlış anlama beni” tarzı bir tonlama vardı..”seni eve atıp becermek niyetinde değilim..sadece misafir etmek istedim” der gibiydim..

“gelirim, neden gelmeyeyim ki?” dedi…bu sefer de o “ne demek istedin?” der gibi baktı bana..

“ya..yanlış anlamanı istemedim çünkü..biliyorsun insanlar tuhaf biraz..çeşit çeşit..o yüzden çekiniyorum biraz böyle davet ederken filan :}” dedim muzipçe,

Güldü,

“doğrudur..ama senin çekingen olduğuna inanmıyorum kesinlikle (: bence bu geceye özel cici çocuk taklidi yapıyorsun sırf beni kötü emellerine alet edebilmek için x)” deyip kahkahayı bastı…

“tüh ya…yemedin demi…neyse artık, başka avların peşine düşücez napalım :p (:”

Gülüştük..

Biraz daha dolaştıktan sonra, önce izin alması için kızın yurduna uğradık..ardında da bizim eve doğru yürümeye başladık..

Bu gece gerçek bir sınav vereceğimi hissediyorum..doğru cevabı olmayan soruların olduğu, cevap anahtarı olmayan bir sınav..

Ben neyi yaparsam..neyi seçersem, o doğru olacak bu gece..

Kendim için seçeceğim ben de..kendi doğrularımı seçeceğim…

herkese iyi geceler panpalar, sevgiler,

görüşmek üzere (:

herkese iyi geceler (:

panpalar pazartesileri çok ağrı geçiyor, o nedenle bu gecelik izninizi istiyorum, biraz ense yapayım

yarın gece gene devam ederiz kaldığımız yerden, hepinize sevgiler.

not: özel mesajlarınızı da vakit buldukça yanıtlayacağım, yorumlarınızı eksik etmeyin (:

herkese iyi geceler panpalar, 

yarın gece 1. yılımıza yakışan (:p) bir gece olsun istiyorum, o nedenle dün ve bugün dinlemeyi tercih ettim,

yarın gece ne zaman başlayacağımız belli olmaz ancak en az 25-30 part düşünüyorum, 3. yılın sonlarına ulaşacağız, ondan sonra da 1-2 gecelik bir şey kalır geriye zaten.

yarın gece görüşmek üzere, yerlerinizi ayırmaya başlayın :p

herkese iyi geceler (:

şarkı seçiyorum panpalar, bu gece bizim gecemiz olacak.. yıl dönümümüzü özel ve güzel kutlayalım istiyorum.

yarım saat içinde ilk part ile geleceğim,

@sikertmeden geçtim, sana da özel olarak teşekkür ediyorum, duygulandım be, her şey olabilirim ama yalancı değilmişim demek ki (: eyvallah

burakt94 panpam, zaten onlara hikaye sonunda değineceğim ziyadesiyle (:

casting bölümü yapacağım ki karanlık nokta kalmasın akıllarda, belki kimlikler ve mekanlar konusunda çok ağzı sıkı olabilirim ama hikaye için aynı şey geçerli değil, sıçtığım boka kadar paylaştım sizlerle yani biliyorsunuz (:

ayrıca bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım, 2-3 gecemiz kaldı derken, bu yıldan bahsediyordum ben, yani olayların geçtiği üniversitenin 3. senesini. hatta başta da söylemiştim, "çok yoğun bu yıl yaşananlar, nasıl yazacağımı ben de bilmiyorum" diye..
çok şükür kuyruğuna kadar geldik (:

ama evet, haksız da sayılmazsınız sona yaklaştığımız konusunda, zira 4. sene çok daha kısa sürecektir, taş çatlasa yılbaşına kadar daha mevzumuz kaldı, ondan sonra bir bakmışsınız, ben yokmuşum (:

http://fizy.com/#s/3woq98 

Eve varınca tolgayla mutfakta karşılaştık, malum mutfak hemen girişe yakın, bu ilk beni görünce,

“oo teşrif ettin mi sonunda ker…” dedi ve kaldı çünkü arkadan gelen neslihanı da fark etmişti..

“..koçum” diye sonlandırabildi cümleyi, en fazla bu kadar düzeltilebilirdi çünkü (:

“geldim kardeşim ” deyip o sırada kendine sandviç hazırlamakla meşgul olan tolgayla yumruklarımızı tokuşturmak vesilesiyle selamlaştık, neslihanı da ayak üstü tanıştırdım mecburen tabi.

Tolganın, yine minileri çekmiş olan nesli ile selamlaştıktan sonra bana çaktırmadan bir bakışı var ki, sanki “bu sefer de eve mi orospu getirdin lan?” der gibi..zor tuttum kendimi gülmemek için..

Neslihanla içeri geçtik,

Saat on ikiye geliyor..bu saatten sonra evde ne yapılırdı ki aslında beyler? Yemek desen yenmez, ders desen çalışılmaz, televizyon izlenmez, pişti oynanmaz..

Ne yapılır?..

Odaya girince, “bak eğer rahat edemezsen üstündekilerle pijama verebilirim” dedim masum bir tonlamayla,

Kız, “yoo sorun değil şu an, belki daha sonra alabilirim ” dedi..

“gece kalıcan demi bende?”

“e izin aldık ya o kadar boşuna mı? (:”

“hah yani, ona göre bir şeyler hazırlayayım ben ondan sordum (:”

“gerek yok ya, ne hazırlıycan şimdi?”

“sürpriz (:”

“(:”

Gittim yine abur cuburlu bir tepsi hazırladım, çerez, çikolata da var, viski şişesini de aldım yanıma..tolga sikicek belamı habire karılara içirip duruyorum diye, adamın zulasını çürüttüm resmen (:

Kız beni elimde tepsiyle görünce el çırptı,

“oo hazırlık yapmışsın epey bakıyorum :p”

“yoo her zamanki konuk karşılama şeklim bu, kendini o kadar da özel hissetme yani :p”

“hıı..gelenin gidenin çok demek ki? (:”

“bilmem..göreceli bir kavram (:”

Sandalyeleri çekip bilgisayarın karşısına geçtik, müzik açtım fona, bir yandan laflıyorum, internette komik videolar izliyoruz, bebeklerin limon emip kendilerinden geçtiği, tekno müziğe kafa sallayarak eşlik ettiği tarzda şeyler..

http://fizy.com/#s/1ahm22 

O ara muhabbetti, gülüşmeydi derken birer duble de yuvarladık..baktım bu hemen maymalamaya başladı,

“tamam sana daha yok (:”

“yaa o kadar da ezik değilim ben (: öyle karşımda içmeye utanmıycak mısın bana vermeden? :p”

“ben sana muzlu süt getireyim onla eşlik et x)”

“öff..gıcık..koy hadi biraz daha (:”

Biraz daha ekledim dibini gören bardağına, “bundan fazlası yok ama, lütfen bu gece sızmanı istemiyorum artık x)”

“tam tersine içtikçe canlanıyorum şu anda (:”

Bu sefer çocukluk resimlerimi göstermedim aq..yeter..bokunu çıkardık..

Zaten eve her kız getirişimde aynı şeyleri yapa yapa kendimden nefret etmeye başladım..şimdi o, günde 4-5 farklı sınıfa aynı konuyu anlatan hocaların nasıl hissettiğini anlayabiliyorum..

insan bayıyor be..gerçi benim gece sonunda ulaştığım ödül, ders bitimindeki teneffüs aralarıyla kıyaslanamaz ama,ben de kendimden bayıyorum yani..çok yapmacık geliyorum kendi kendime..kendi kendimden rahatsız oluyorum artık..

Herkesi kandırabiliyorum, herkesin vicdanını rahatlata da biliyorum belki ama, bir türlü kendime yediremiyorum yalanlarımı, oyunlarımı..

Vicdanım, ışıklar sönüp, karanlığın içinde bir başıma kaldığım her an yakalıyor beni..köşeye sıkıştırıyor, yaftalıyor, sorular soruyor cevap istemeksizin..azarlıyor..hakaretler yağdırıyor yüzüme karşı..sakınmıyor sözünü..

Kız, sandalyede belim ağrıdı deyince divana geçip yayıldık..bence bu istek bel ağrısından ziyade, senin sarhoş olduğunun göstergesi ama neyse hadi..

Yolda yürürken, ya da kafede, barda masada otururken, karanlık ve loş ortamlarda kolaydı, ama odamın florasanının aydınlığında ve arada herhangi bir engel olmadığında, hiç de kolay değil dizlerinin santimlerce üzerine toplanan eteğinin açığa çıkardığı gösterişli bacaklarına bakmamak..

Arada gözlerim kayıyor, yalan değil..kaçamak bakışlarımla, mili saniyeler içinde gördüğüm şaheserleri hafızama atıyorum kare kare…neyse ki göğüs dekoltesi fazla değil de, vücudunun üst kısmına konsantre olabiliyorum az çok..

içkinin ve muhabbetin, o ilk, neşeli, enerjik, eğlenceli kısmı geride kalıp, yerini daha sakin, daha derin, kıvamlı bir hava alınca, hem muhabbetin konusu, hem seslerin tonu, hem de içkinin az önce bünyenizde yarattığı coşku değişiyor..

Bir garip alkol romantizmi..

Sakinlik..ama romantik bir sükunet bu…gözler daha fazla kalmaya başlıyor karşı tarafın gözleri üzerinde..ağızdan çıkan kelimeler biraz daha hisli, biraz daha ağır aksak çımaya başlıyor..tavırlar değişiyor..mimikler değişiyor..

Sanki, aynı anda hem eller, ayaklar birbirine dolaşıyor hem de en ufak bir ayrıntı bile bilinçli..

Ne yapacağını hem bilemez gibisin..hem de ne yapacağından hiç olmadığın kadar emin..

sıçayım bu fizy e, gına getirdi artık, bok ettiler güzelim siteyi..

http://fizy.com/#s/1ahtr8 

“bence iyi birisin sen” dedim neslihana dalgın dalgın..esasen, kendimle konuşuyor gibiydim, sesli düşünüyordum..

“teşekkür ederim..” dedi keyifli bir gülümseme kapladı yüzünü..onun da gözleri bana daldı..

“ama bu iyi değil benim için” dedim..

“neden?”

“çünkü ben iyi biri değilim..seni de benim kafamda sanmıştım başlarda ne yalan söyleyeyim..ama değilsin..”

Kız bu samimi itirafım karşısında şaşkın, duraksadı..küçük bir sessizlik oldu aramızda, sonra endişeli bir sesle sordu,

“bence iyisin ama? Neden böyle dedin ki kendine..ne açıdan kötü birisin yani?”..

Gözlerimi indirdim önce..sonra kaçamak bir bakışla gözlerini buldum..

“senden hoşlandığımın farkındasın demi?” dedim acı acı..

Kızın yüzü bir acayip oldu..gülümsemek ile donukluk arasında kalakaldı..nefes alışlarının hararetinin yükseldiğini, kalbinin daha hızlı çarpmaya başladığını hissettim…benimki ise tam tersine, gittikçe sessizleşiyor..ölüyor gibiydi..yazık..

Birine, ondan hoşlandığınızı itiraf ediyorsunuz ve bu sizi heyecanlandırmak şöyle dursun daha da mayıştırıyor..

Sesinizde umut değil, acı var..

Çünkü esasen bütün güzel kadınlardan hoşlandığınızı ve yine aslında, onların hangisini, nasıl elde ederseniz edin, o ilişkiye sıçıp batıracağınızı bildiğiniz için, heyecanlanamıyorsunuz kısacası…

Nasılsa bok edeceğim…nasılsa yine arkamda -az ya da çok- üzülen birini daha bırakacağım…

Paradigmayı algılayabildiniz mi bilmiyorum ama, beni tek gecelik ilişkilerin, kaşarların, orospuların, kısacası benim dişi versiyonlarımın, bana benzeyen, benim kafa yapımdaki kadınların arayışında olmamın sebebi bu..

Çünkü onlar da, benim gibi, ilerisine bakmıyorlar…mutlulukmuş, ilişkiymiş, aşkmış, sevgiymiş aramıyorlar…sadece zevk peşindeler…ve aslında benimi gibi kendi iplerini kesme düşündeler..

ama işte her zaman da bulamıyorsunuz ki böyle kadınları?..kimi zaman buldum sanıyorsunuz, sonradan boka sarıyor, ayça gibi..
kimi zaman da, işlere, boka sarmadan müdahale etmek zorunda kalıyorsunuz –şayet erken fark ederseniz- ..şu anda yapmaya çalıştığım gibi..

sanırım tüm bu olan bitenin arasında, bana en çok karşılıksız faydayı ve zevki sağlayan kadın elifti…evet elif…kızla defalarca seviştik…sonrasında da başıma en ufak bir duygusal yük çıkarmadı..helal olsun..gerçek bir dişi tsigalko işte…
keşke daha fazla olsa böyle kadınlardan…çünkü görünen o ki ancak böyle hayatta kalabileceğim..
yaşamak için kan emmesi gereken ama insan öldürmek de istemeyen bir vampir gibi…hayvan kanıyla besleniyorum…netice de ben de vahşi bir hayvanım öyle değil mi?..

kendim gibilerini bulmalı, onları sömürmeliyim…tabi o sırada da, kendi kafalarınca onlar da beni sömürüyor olacaklar..
onları arayıp sormadığımda, duygusallığa vurmadığımda, kısacası onlara kendimi kaptırmadığımda, “helal olsun tsigalkoya, başıma iş-aşk çıkarmadı, sikişti ve geçti sağ olsun” diyebilecekler..

elif, eminim öyle diyordur arada aklına geldiğimde..bana teşekkür ediyordur…ne de olsa deliler gibi sabahlara kadar seviştiğimiz o geceler, hayatımın en zevkli geceleriydi belki de…

daha çok elif lazım bana…daha iyi tespit edebilmeliyim elifleri…artık mine-buse-ayça istemiyorum….neslihan da istemiyorum…evet, ondan hoşlanıyorum ve şu anda dörtte üçü çıplak vaziyette karşımda duran düzgün, kalınca bacaklarını topuktan kalçaya kadar yalayabilmek için her şeyi yaparım ama, sonrasında yaşayacaklarımı-yaşatacaklarımı düşününce…kârda mıyım yoksa zararda mı, kestiremiyorum…

http://fizy.com/#s/3y6315 

“öyle misin?” dedi sesi titreyerek..yüzüne renk ve gülümseme gelmişti..gözlerindeki duygular taşacak gibiydi..

Bir şey demeden, sadece mahcup ve beklentisiz bir gülümsemeyle yine gözlerimi önce devirdim, sonra kaldırdım tekrar yüzüne... 

“o zaman..sen de biliyorsundur..benim ne hissettiğimi?” dedi yine heyecanlı bir sesle..

“bilmiyorum…” dedim..”ama nefret et istiyorum” diye devam ettim küçük Emrah modunda…

“nesli ben…başlangıçta sana farklı duygularla yaklaştım..dedim ya, seni de benim gibi sanmıştım..ama değilsin işte..sonradan da hoşlandım senden..nasıl oldu bilmiyorum..ama aynı anda seni hem seviyor hem de istemiyorum…beni hem sev, hem de kaçıp kendini kurtar istiyorum…sana göre değilim…üzüntünden başka bir şey veremem sana..adam gibi bir ilişki yürütemem…seni mutlu etmeyi beceremem…ama, istiyorum da seni..saçlarını okşamak için, yüzüne dokunmak için her şeyi yapardım..tutuyorum kendimi…”

..kızın söylediklerimi sindirmesi biraz zaman aldı…uzun saniyeler sonrasında, gülümsemesi kaybolmuştu ama gözlerindeki, yüzündeki kararlılık ve duygu yoğunluğunun arttığını fark ettim…şimşekler çakmakta aramızda….fırtına patladı patlayacak…

“sadece…sevişmek için…takılmalık birini arıyorsun sen” dedi… “gerçek bir şeyler yaşamaktan korkuyorsun…ama böyle kadınlar var mı gerçekte?..bu ülkede yok bence en azından…dışarıdan biraz, o yolların yolcusu gibi görünüyor olabilirim..evet açık giyiniyorum..toplasan on kelime etmediğim bir adamın mesajla yaptığı çıkma davetini kabul filan ediyorum..içkiyi fazla kaçırıp evinde sızıyorum…ama bu senin kafandaki gibi biri olduğumu göstermez…ki zaten sen de anlamışsın…zaten o kafada bir kadın yok bence..”

“var..” dedim buruk bir şekilde…”sayılarını bilsen şaşardın..”

Karmaşık duygularla yüzüme bakmaya devam etti…tekrar konuştum, gecenin son cümlesi olmasını umarak..

“kafama, çantayı geçirip..kalkıp gitsene evimden?..kendini de beni de kurtarsana..” dedim sakin ve bedbaht bir şekilde..

Tam tersine, divanda geriye yaslandı..daha da yayıldı..gözleri hissettim, benim yere eğili gözlerimin üzerinde..kaldırıp yerden, karşılık verdim onunkilere..

Sessiz saniyeler.. aramızdaki santimleri azaltırken..ona doğru çekildiğimi hissettim…istiyordum bu kızı.. çılgınlar gibi…ama kendi zevkimden çok, onunkini düşünüyordum…hayatının en güzel gecesi olsun istiyordum.. saatlerce, sabaha kadar kendinden geçsin, adımı sayıklasın ve bana, onunla böylesine aşkla, hissederek birlikte olduğum için teşekkür etsin…

Bu isteğimin altındaki gizli riya ise, aslında yine, kendime, kendimi kanıtlama isteğimdi.. tabi ya..

Genelevdeki o ruhsuz, yaralayıcı, travmatik tecrübemden sonra, öyle biri olmadığımı, yeniden sevgiyle sevişerek gösterecektim kendime…

Özümü kaybetmediğimi, o kadar da bozulmadığımı delillendirecektim…

Yani, yine aslında kendimi düşünüyorum…

biliyorum.. biliyorum….berbat, hastalıklı, lanet edilesi biriyim…güzel bir çiçeğin sapına gizlenmiş zehirli dikeni gibiyim.. kadınlar, çiçeğin görüntüsüne ve kokusuna kapılıp ona dokunmak, ona sahip olmak, hatta vazolarında suya koymak, kitaplarının arasında kurutup bir ömür saklamak istiyorlar ama, diken yaralıyor onları her seferinde…canlarını yakıyor.. zehirliyor..kan kusturuyor onları…şanslı olanlar, erken vazgeçip, kurtarıyorlar kendini.. kimisi de bu arzularının uğrunda helak oluyor…kimileri de üzerine basıp geçiyor çiçeğin…hem de dikenin onlara zarar vermeyeceğini bildikleri halde.. parçalıyorlar yapraklarını, kökünden söküyorlar, darmadağın ediyorlar..

Bir zamanlar o dikenlerim de yoktu benim..

Ama kadınlarla daha ilk ciddi karşılaşmamda hunharca ezilince, bir daha aynı kadere uğramamak için, onları kanatmayı huy edindim..

incittiğin kadar incinirsin derler..

Yanlış..

incittiğim kadar güvendeydim..

Ne zaman ki dikenlerimi gizledim, yine ilk fırsatta tekmeleyip asfalta fırlattılar beni.. üzerimden otomobiller, kamyonlar, hatta bisikletler geçti…

@genzonun sapkasi, panpa millet fake hesabım filan sanacak, yapma bunu, fan man, mahcup ediyorsun beni

http://fizy.com/#s/3xx4jg 

…kontrolümü kaybetmiştim artık..

Neslihana iyice yaklaştım..o da, sanki ben başkasına diyormuşum gibi, inadına kaçmıyor benden…gitmiyor..gitsene işte…gitsene kızım….bıraksana beni kendi lanetimle..

Dudaklarım, her zamanki güzergahını değiştirip, yanağa temas ettiler bu kez…

Kısa ama tutkulu bir öpücük bıraktım elmacık kemiğiyle, dudağının kenarının komşu olduğu o kritik noktaya..nefesim, yanağından sekip, gene kendi dudaklarımı ısıttı..

Geriye çekildi birkaç saniye..

Fısıldadım son kez, bir umutla..

“git ne olur..” …ama ağzım hariç bütün vücudum kalması için yalvarıyordu oysa…başta gözlerim…seferber olmuşlardı onu burada, yanımda tutmaya..

Kızın elleri boynuma, yanağıma dolandı..

Cevabımı almıştım sanırım..

Yeniden yaklaştım ben de..yeniden öptüm aynı yerden..sonra bir daha..biraz aşağıdan bir daha…biraz daha aşağıdan yeniden…

Tıpkı cerenle başlayan ön sevişmemiz gibi, yine ardı ardına, hissettiren öpücükler konduruyordum yüzünün ve dudaklarının etrafına..

Deliklerinin açısını göremediğimiz bir prize fişi takmaya uğraşır gibi, dudakları hariç, onların komşu olduğu her nokta tecrübe etti öpücüklerimi..

En sonunda, elektrik geldi..

Özverili bir şekilde ona sunduğum alt dudağımı arzuyla kıstırdı kendininkilerin arasında..bütün vücudum karıncalandı..

Tutkuyla emdi birbirini artık beynimizden bağımsız hareket eden, özerk ağızlarımız..elinde meşale ile ormanı ateşe vere vere ilerleyen yağmacılar gibi, ateşe verdik birbirimizin vücudunda dokunduğumuz her yeri..

Allahım..neler yapıyorum ben..nasıl yapıyorum…

Kaybettiğimi sandığım, beni ben yapan duygularıma yeniden kavuşmanın hevesiyle, resmen sevgi fışkırıyorum..

Bir elim ensesinde, saçlarının arasında, diğeri beline dolanmış..omurlarının, kaburgalarını üzerinde, parmak üstü dans etmekte..

Üzerine yüklendim hafif hafif..divana uzandık yeniden..o divanı, evi boşalttığımız sırada spotçuya vermeye kıyamadım lan resmen..anılarım vardı üzerinde (:

http://fizy.com/#s/3xp4qn 

Dudaklarımı zor ayırdım onunkilerden..ıslak, sesli bir vedalaşma oldu..nefes almayı bile ertelediğimi dakikaların ardından ilk kez göz göze geliyorduk..

Elimi pembeleşmiş yanağında, alnında, yarı aralık göz kapaklarının üzerinde gezdirdim..

Kız yeniden hamle yaptı beni yaklaştırmak için..direnmedim..ama yine rotamı değiştirdim..saçlarıyla perdelenmiş boynuna gömdüm yüzümü..yavaş yavaş araladım perdelerini, o sırada bluzunun askısı da sıyrılıverdi omuzlarından..pürüzsüz tenini, bir parmak en fazla ne kadar hissedebiliyorsa, o kadar hissetti parmaklarım..dayanamadım, oraları da boğdum öpücükere..sonra boyna döndüm tekrar..

Vücudunu tatlı, belli belirsiz kasılmaları..fondaki sessizliğin yerini almaya başlayan heyecanlı soluklar..damarlarının içinde hızlanmış kanın yüzüşünü bile hissedebiliyorum sanki…

Dakikalar sonra, yine sarmaş dolaş, yine yarıdan fazla çıplak..eteğini beline sıyırıp, altımda bokser ile gecelerdir rüyalarıma giren bacaklarının arasına, bu kez ben girmiştim..

Altından girip üzerinden çıktığım, avuçlarımın, dudaklarımın arasında defalarca kıstırdığım göğüslerini, ne yapsam da daha fazla sömürebilsem diye çıldırıyordum içten içe…yutasım geliyordu her öpüşümde..o, altımda fıkır fıkır oynayıp ben de tempo gözetmeksizin, tamamen doğaçlama bir şekilde üzerinde gidip geldikçe, vücudum genişliyor gibi oluyordu sanki..her temasta biraz daha yükseliyordum göğe…eve bir şeyler geliyordu..bu belli..bir şeyler yukarıya doğru hareket etmekte..bir volkan patlayacak birazdan..

“Titreyerek-sarsılarak-zangırdayarak boşaldım” gibi kalıplar inci sözlük sayesinde piç edildiği için (: burayı nasıl tanımlasam bilemedim ama müthiş bir fiziksel zevk anı olduğunu bilin istiyorum..

Sevişmek güzeldir…sürtünerek, donunuza boşalmak bile bu kadar güzelken..seksin nasıl bir halet-i ruhiye olduğunu varın siz düşünün..
Her ne kadar, dünyanıza yeni bir güneş doğmuyor olsa da, insan oğlunun dünya üzerinde alabileceği en büyük fiziksel zevk anıdır orgazm..

Eğer bunu, sevdiğiniz bir partnerle, gerçekten hissederek yaşasanız, bu kez o fiziksel zevke ruhi zevk de iştirak edeceğinden, gerçek bir vuslat yaşayabilirsiniz..

Ha, gerçi bana hala “sevdiğin insanla sevişmek mi, yoksa fenerbahçenin Avrupa kupasını kazanması mı?” diye sorsalar, Fenerbahçe derim orası ayrı,

Deividin, chealsea maçında önümdeki kaleye 35 metreden astığı füzeden sonra çıldırıp ağlamıştım mutluluktan.. (:

En son da 90+4 dörtte antepe altığımız golden sonra öyle çıldırdığımı hatırlıyorum 2 sene önce, önümdeki korkuluklar olmasa sahanın içine düşmüştüm kesin (:

Bazı şeylerin yeri başka oluyor tabi..aşk var, Fenerbahçe aşkı var..

Neyse..

Bu derece tutkulu bir boşalmayı ben de beklemediğim için sonrasındaki saniyelerde epey ambale oldum..kızın üzerine çöktüm..nefes nefese kendimi toparlamaya ve az önce yaşadığım deneyimi sindirmeye çalıştım..

“yatağa geçelim mi?” diye fısıldadım zorlukla..

“tamam” dedi..

Üzeriden kalktım.. şöyle bir baktım saçı başı birbirine girmiş, üstü çıplak, eteği sıyrık, sere serpe yatan kıza..

“nesli?”

“efendim..”

“bakire misin?”

Kız bir an için duraksadı, daha önce böylesine direkt bir soruyla karşılaştığı sanmıyorum,

“e..evet?”

“tamam o zaman ileri gitmeyiz” dedim güven vermeye çalışan bir şekilde..

“gitmeyelim” dedi o da onaylar gibi..

Islak donu çıkardım altımdan.. kız refleks olarak gözlerini kaçırdı önce, sonra da yaptığı şeyin salaklığını fark edip geri getirdi..

Yatağa geçtik hemen, ne olur ne olmaz diye yedek don, kondom ve peçeteleri bir çırpıda yakınlardaki komidinin üzerine konuşlandırdım,

Eteğini de çıkardı tamamen.. şimdi ben çırılçıplak, o sadece donla kaldı.. hani öyle kadınlar yoktu neslicim?..hani sen öyle değildin?..ne farkı var şimdi seninle yaptığımızın diğer “öyle kadınlar” ile yaptıklarımızdan?..sikimsonik bir bekaret fasilitesini gözetmekten başka bir farkı var mı?..

Yok bence.. mesele, eğer bir çubuğun bir deliğe girmesiyse, o zaman tamam..ama inan sen, bazı siktiğim kadınlardan daha fazla duygu ve temas aldın bedenine.. yani totalde, onlardan daha “ileri gitmiş” oldun benle..

Yine de, bakireye saygı..o kadar da kudurukluğa gerek yok.. kendisi razı olsaydı bile ben yapmazdım diye düşünüyorum..git salatalıkla mı delersin, ne yaparsın bilmem artık, ama onun vebalini bana yükleme yani..

Yatağı, çarşafı sırılsıklam ettiğimiz, vücutlarımızın neredeyse birbirine kaynadığı (neredeyse)..altlı üstlü, vardiya değiştire değiştire, kokularımızı birbirinin tenine kazıdığımız uzun saatler sonunda, üst üste uyuya kaldık nihayetinde..

Harika bir geceydi benim için.. ruhumun ölmediğini kendime kanıtlamayı bilmiştim..

Neslihanın da keyif aldığına şüphem yok..

Ama işte bundan sonra olacaklar…biraz problem…gerçi ben seni uyardım neslicim…bak, eğer iki üç gecede bir böyle anılarımız olsun 
istiyorsan, bana her türlü uyar..

Çıkmaz dolaşmayız, yatak haricinde hiçbir arada olmayız da demiyorum ama, benden sakın sevgili, flört özverisi bekleme..

Kendime tahammülüm yok benim.. sana hiç olmaz..



Pazar sabahı kahvaltıda buna benzer mevzuları konuştuk.. tabi az önce kendime söylediğim şekilde direkt ve öküzce söylemedim kıza, ama mesajı aldı bence.

“belki zamanla paylaştığımız şeyler artar” dedi..

“olabilir tabi.. neden olmasın? Güzel giden bir şeyi bozmak olmaz zaten (:” dedim..

“dün gece.. bilmiyorum her sevişme böyle mi olur..ya da sen herkese böyle mi davranırsın bilmiyorum ama.. farklıydı bence.. duygularını hissettim tsigalko…sakın sen kendini boşu boşuna kasıyor olma? Kendine boş yere duvarlar örmüş olma?..yani duygularını kullanırım diye, tripcan takılırım diye korktuğun için böyle bir imaj yaratıyorsan.. gerek yok cidden..”

Anlayışla gözlerine baktım..

Yazık yavruma.. daha hiçbir şeyden, hakkımdaki hiçbir şeyden haberi yok..

“ikisinin ortasında bir durum diyelim..”dedim.. “dediğin gibi, zamanla belki varsa bile kalkar o duvarlar..biz giderine bırakalım”

Dalgın dalgın çayını yudumlarken sordum,

“kendini pişman filan hissetmiyorsun demi?..ben de sana sevgilisi olan diğer kızların sahip olduğu gibi bir ilişki verebilmek isterdim, ama elimden bir yere kadarı geliyor.. onlara özenip, sonradan bana ve kendine lanet eder misin?”

“onların sahip olmadıklarına da ben sahiptim ama dün gece” dedi muzipçe…güldük…sonra ciddileşti,

“tabi ben de o ilişkilerin özenilecek yanlarını istiyorum.. isterim yani…kim istemez ki sevdiği adamla el ele dolaşmayı, omuz omuza oturmayı..bir şeyler paylaşalım isterim tabi…güzel şeyler.. sadece yataktan yatağa olursa kötü hissederim kendimi..”

O sözlerden sonra, neslihanın aslında sandığım kadar da masum ve iyi bir kız olmayabileceğini düşünmeye başladım.. tamam, bakire olabilir ama sonuçta bu tip şeyler biraz da beyindedir yani..

Normal bir türk kızını düşünebiliyor musunuz, böyle konuştuğunu ya da o şeyleri yaptığını…hadi al koy bakalım mineyi filan bu yere..

Lan busenin aşkından geberiyordum ben, onunla bile bu noktaya kadar gelmedik yatakta.. yarısına bile gelmedik belki de…

Burçini öpünce bir anama küfretmediği kalmıştı mesela…onun da anasını sikeceğim zaten dur.. daha o var sırada demi.. işimiz bitmedi seninle..

Yani sonuç olarak evet, Neslihan, bir ceren, elif, ayça değil belki ama, asla bir buse, ebru da olamaz..

He deyip geçeceğim sanırım bu ilişkiye işte.. artık ne kadar ilişki denebilirse..

Ben kendimi bağlı ya da bağımlı hissetmiyorum kesinlikle.. sadece dediğim gibi, 2-3 gecede bir yaptıklarımızı tekrarlasak, iyi olur ikimiz açısından da bence..hem spor oluyor bak ne güzel..

Gerçi spor dedim de..lan 2 gecedir üst üste sikiş yapıyorum, bu son 4-5 günde de 3. mü ne oldu ve artık ayakta zor durur haldeyim.. kızı yolladıktan sonra yatar dinlenirim artık..bu pazarı enseye ayıralım..

Neslihanı yolcu ettim..

Giderken şımarık bir öpücük kondurdu dudağımın kenarına.. yapma bunuuu..

Pazar günüm, akşamına kadar arzu ettiğim şekilde geçti..

Akşamüstü tolga odama geldi,

“kardeşim, bu akşam misafirin var, kendini hazırlamaya başla ” dedi.

Neden bahsettiğini anlamamıştım,

“he? Ne misafiri aga? (:”

Tolga durdu birkaç saniye,

“nilay gelecek” dedi tedirgin bir tonla..”seninle konuşacaktı ya hani..”

Ne?…şimdi sırası mı?..

“buraya mı geliyor? Ne alaka ya, ben sonra bir ara konuşurum onunla..şu an pek hazır hissettiğim söylenemez aga..”

“olm.. hazır değilsen de hazırlan işte.. gece de hep beraber dışarı çıkıcaz..”

“hep beraber?”

“bizim tayfa, kızlar filan işte..”

“iyi..” dedim.. tolga son kez uyarısını tekrarlayıp odadan çıkıyordu ki durdurdum,

“tolga?”

“he?”

“bir şey sorucam sana..”

“sor amk?”

“bu..nilay-neco meselesini konuşmadık biz seninle?..”

Tolga bir an durgunlaştı, sonra gülümsedi..

“geçmiş geçmişte kalmış kanka…ikisi gelip benimle konuştular.. aslında buna da gerek yoktu…ikisini de anlayabiliyorum ben.. onlar da beni anlıyorlar.. sorun yok yani.. allah hepimizi mutlu mesut etsin, ben mutlu muyum? Mutluyum.. onlar mutlu mu? mutlular..o zaman sorun yok abi..”

Dik dik baktım tolgaya..lan acaba bu ilişkiyi namus meselesi haline getiren bir tek ben miyim? Kıyamayan bir tek ben miyim?..yani tolga, gerçekten böyle düşünüyorsa çok iyi tabi…ben de kendimi bu şekilde düşünmeye alıştıracağım, şayet bu gece nilay beni ikna etmeyi becerebilirse..

..bir saat sonra nilayla odamda karşılıklı oturmuştuk..ben yatağa yanlamasına oturup sırtımı duvara vermişim, o da divanda..

“yüzüne bakmayı özlemişim” dedi.. elleri birbirine bitişik, dizlerinin arasında.. kedi gibi büzülmüş koltuğa..

Ağız kıvırdım..

“önce..sen konuş istersen.. beni..tam olarak nelerle suçladığını bir söyle.. çünkü..konuşamadık..o kadar hızlı gelişti ki her şey.. gerçi ben necodan duydum bazı şeyler..ama sen de söyle..”

Ezile büzüle konuşuyordu karşımda.. neconun adını söylerken daha da ufalmıştı..

Nefesimi topladım.. söyleyeceklerimi bir çırpıda söyleyip, sonrasında sözü savunmaya bırakacaktım..

“burçinle ortak olup, ki neden ortak olduğunuzu da anlayamadım hala gerçi, bana ve buseye komplo kurdunuz” dedim.. “buseye, benim eski vukuatlarımı anlatan ve taciz eden mesajlar yolladın, kızla bu yüzden ayrılma noktasına gelince, ben mesaj gönderen numarayı alıp seninle mesajlaştım ve seni tehdit edip parka çağırdım.. tabi sen olduğunu bilmiyordum aslında o zaman mesajları gönderenini…sonra da..parkta gördüm seni işte…hayal edebiliyor musun o an bana yaşattığın şeyleri? Ağzıma sıçtın sen benim nilay..”

Kız sükunetle dinledi önce.. sözlerim bitince birkaç saniye tepkisiz kaldı yüzü..ve nasıl olduysa, bir anda, yarım saniye içinde buruştu yüz hatları, belli ki zaten tıka basa dolu olan göz pınarları taştı, sel oldu…karşımda hüngür hüngür ağladı bir iki dakika boyunca.. sesini ellerinin arasına bastırmaya çalıştı.. aynı elleri yüzünü gizlerken de kullandı..onu öyle görmemi istemiyordu belli ki…

Bütün hırsıma ve şu sıralarda bünyeme hakim olan zalim umursamazlığıma rağmen içim acımadı dersem yalan söylemiş olurum..

Kalkıp yanına gitmek, başını omzuma yaslamak bile geldi içimden ama kendimi tuttum.. konuş nilay..

Biraz sakinleşmesini bekledim.. hıçkırıkları kesilince,

“seni dinliyorum” dedim ruhsuzlaştırmaya çalıştığım bir ses tonuyla.. güçlü görünmeye çalışıyordum..

Kendini toparladı.. burnunu çekti.. yutkundu..saçlarını yüzünün önünden çekti..

“en başından alayım mı?” dedi titrek bir sesle,

http://fizy.com/#s/1hah4l 

Kafamla “olabilir” işareti yaptım..öff..amma da kasıntıyım ha..

“biz..burçinle, Necati ile sizin canlı müzik yaptığınız yere gittiğimizde tanıştık..hatta ben çağırdım onu masaya durumları bildiğim için..”

iyi bok yedin aferin..

“o zaman arkadaş olduk bununla işte..senin uyarını dinlememekle salaklık ettiğimin farkındayım şimdi..tsigalko, benim ne bu olanlardan, ne de o mesajlardan haberim var benim..sen büyük ihtimalle burçinin kendisiyle mesajlaşmışsın zaten..o da, bizi birbirimize kırdırabilmek için ortaya beni atmış..evet ben o parka gittim..ve bir saate yakın bir süre boyunca burçini bekledim..kendisi çağırmıştı..ben ona arkadaş gözüyle baktığım ve bu söylediğin şeyleri yaptığını bilmediğim için hiç şüphelenmedim..çünkü olayları bana sen de anlatmamıştın..bir iletişim kopukluğu yaşıyorduk o sırada hatırlarsan..”

Duyduklarım karşısında,beynim kafatasımın içinde kendini bir sağa, bir sola atıyordu..kontra bir soruyla karşılık verdim,

“iyi de, Burçin böyle bir riski nasıl alabildi? Yani bizim senle o sırada aramızın kötü olduğunu nerden biliyordu da seni de olayın içine kattı? Ya ben sana anlatmış olsaydım olanları da, sen de onu benle anlaşıp tuzağa çekseydin ne olacaktı? Bunu düşünmemiş midir yani sence?”

Kız yeniden hıçkırıklara boğuldu..kendine geldiğinde,

“çok aptalım ben..çok..malım..gerizekalıyım..allah belamı versin..allah kahretsin..ben kendi ağzımla söyledim çünkü tsigalko..söyledim..çünkü çok yalnızdım o aralar..sen zaten kendi derdindeydin..bir neco vardı konuştuğum, onu da sen malum konuyu anlatıp aklımı karıştırınca bir süre kendimden uzaklaştırmak zorunda kaldım..düşünebilmek için..yani ben burçini teselli edeyim derken, aslında o beni teselli etmeye başladı..sahiplenmiş gibi yaptı..gafil avlandım..” dedi ağlayarak..

Off…

Telefonumu çıkardım, yataktan atlayıp yanına gittim, oturdum, telefonun ekranını yüzüne sokarcasına,

“yani şimdi bu, bu ,b u mesajları sen atmadın bana öyle mi? haberin bile yok öyle mi?” dedim tüm mesajları tek tek okutarak..hönkürdü,

“yemin ediyorum haberim yok tsigalko..necati, senin beni nelerle suçladığını söylediğinde saatlerce kendime gelemedim..”

Derin bir nefes alıp karşımda darmadağın duran, bir zamanlar en yakınım olan kıza baktım..bir orospunun bizi getirdiği hale bakar mısınız?..

Ama, belleğim, son bir soru çekip çıkardı acı hatıralarımın arasından..final sorusu..

yaptığınız muhabbeti sikeyim bu arada ahaha, gece gece yardınız beni burda, telefon bağlantısı alıyor musunuz oturuma :p



next--->
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol