melihkagan

part63

gecenin geri kalanı, kendi adıma harika geçti diyebilirim, diyorum ya, kızla konuşuyorum bir kere! bu bile harika zaman geçirmem için başlı başına bir sebeptir..


bir ara dışarı çıktı, ablası aramış.. masadan giderken, masaya gelirken.. şöyle bir endamına, yürüyüşüne, etrafına saçtığı ışıltıya baktım da yeniden.. budur abi.. ötesi yoktur yani..bu kız, o kız. 

ve inanıyorum ki, kader onu bana yazmış.. yoksa neden çıksındı ki karşıma? ne gereği vardı ki, girmesine hayatıma?..bu bir işaret.. benim mehdim, beklediğim, beklenenim geldi.. günahlarından ve geçmişinden tövbe edip, aşk ile vuslata varma zamanıdır zaman..bu yolda çile de çekilecekse şayet, helal olsun şimdiden.. peşinden fizana gelmeye razıyım.

... 

çıkışta kızları yurda kadar götürme görevini şevkle istedim ve yerine getirdim, normalde bu işi nuriş yapardı, sonuçta onun sınıfının kızları, ama bu gece ve bundan sonraki gecelerde, ben bu sorumluluğu almaya gönüllüyüm (:

gülşen, buse, bunların tayfadan bir kız daha + nilaylar filan aynı yerde kalıyorlar, zaten şehir merkezinde, en büyük yurtlardan biri burası, başka şubeleri filan da var, benim tanıdığım takıldığım kızların en az yarısı burada kalıyordur her halde.

"dönem arası iyi yer bulabilmişsin yurtta?" dedim

"var ya yer gene epey, sıkıntı olmadı (:"

"hıı.. başka arkadaşlar da var da burda kalan, dolu-full çekiyoruz diyorlardı, o yüzden şey ettim (:"

"e kalabalık tabi baya, ama yine de yer var-mış x)"

"evet x) gördüğün üzere diyorsun (:"

"aynen (:"

vedalaşacağız birazdan..el mi uzatsam..ne yapsam.. gündeki teyze öpüşü yapsam çok mu şey olur.. hani..erken..pff.. sıçiyim ya..lan tsigalko..sen düşünmezdin be olm bunları? ne oldu sana böyle..

karambolde kaynamasın diye, kapıya varmamızdan biraz önce, bütün cesaretimi toplayıp,

"numaranı alabilir miyim?" dedim... evet? aynen böyle dedim aq..ne diyecem ya? gayet net işte.. kelime oyunu yok, edebiyat parçalama yok, ima yok.. telefon numaranı öğrenmek istiyorum buse..sen de benimkini öğreneceksin böylece, ve arada gaza geldikçe sana mesaj atıp kendimi hatırlatabileceğim, belki, yüzüne söylemeye korktuklarımı söyleyebilecek, bir yerlere davet edebilecek, bazı şeyleri itiraf edebileceğim.. bütün amacım bu. 

nefesimi tutarak geçirdiğim 1-2 saniyenin sonunda,

"vereyim (:" dedi tatlı tatlı.. hemen telefonu çıkardım, aceleden az daha elimden düşürüyordum... güldük.. sikiyim..direkt mr.bean a bağladım ya..daha ne kadar acemileşebileceğim bakalım..

numarasını aldım, çaldırdım, kaydettik..

bu arada, kendi aralarında muhabbet çevirir gibi görünen diğer ikilinin de çaktırmadan bizi süzdüğünü fark etmemiş değilim yani..az değilsiniz siiizzz... siz var yaa (:

http://fizy.com/#s/1ajf0h 

vedalaşırken ne yapacağımı düşünmeme gerek kalmadı, sağ olsun direkt kendisi kibarca sarılıp gündeki teyzeler moduna geçirdi ikimizi de..bebeğim benim..kelebeğim..

binalarına gidene kadar arkalarından baktım, vee vee yine o son saniye bakışını almaya hak kazandım..

sırtımı dönmüş evime doğru yürümeye başladığımda, sanki ayağımın altındaki asfalt yumuşamış gibi geldi..yürümüyor, yüzüyordum resmen..ayaklarım hissizleşmişti mutluluktan, diz kapaklarım uyuşmuş, kaşınıyor, gıdıklanıyor... her yanım tuhaf tuhaf karıncalanıyor..

oh..manyak mutluyum lan..sanki fenerbahçenin şampiyonlar ligi finali maçına gidiyormuşum gibi bir heyecan dalgası içerisindeyim..aslında kendi final maçımı oynuyorum..bir kazansam..daha başka kupa, şampiyonluk filan istemiyorum.

eve gidince adrenalin birikimi yüzünden bırakın uyumayı, yerime bile oturmakta zorlanır halde buldum kendimi, çocuklarla alt katta bir araya gelip muhabbet ettik, tolgaya takıldım epey, adam yeni manita yaptı, daha taze onun mevzusu da, kızdırmamak olmaz

"abi yenge, sporcu ya şimdi, mesela kondisyonu filan epey vardır demi?"

"huahahghag"

"adagdaad"

"yeaaaa ne demeee çalışıyonuz amına koyim? olm kızla daha yeniyiz lan..mallaşmayın yea..amk abazalarına bak.."

"ya kardeşim biz arkadaşın olaraktan, bir takım uyarılarda bulunmakla yükümlüyüz yani, ne kızıyorsun, senin düşünüyoz afsafasdf"

"agadgdgad"

"sikerim sizi ibneler..sen? sen hele hiç gülme alper, ne boklar yediğini ben biliyorum sus (:"

"ne var olm? ciddi düşünüyoruz biz? seviyeli bir ilişkimiz var "

"hassiktirin lan..gülme piç..amcık ya (: ... daha düne kadar donla gezen kızlar görüyordum evin içinde pezevenk"

"tolga amına koyim emi"

salak ya, bağır bağır, elifle tsigalko sikişiyor de..

"oooo, kim lan o donla gezen? afasgfag"

bizim piçlere malzeme lazım zaten, bana sardılar şimdi de,

"ya ayçayı diyo be..amk.."

"heaa..e olm o eski be sende, tolga ben de yeni hatun var sandım ehehe"

bir şey demeden güldük, tolgaya "ağzını sikerim" bakışı atıp kaş göz yaptım, ibne, ince ince sırıtıyor hala, hani birini tren raylarına doğru hafifçe itip sonra çeker, "la bak tutmasam düşüyordun ehehe" diye ergenlik yaparsınız ya, aynen o yaptığı yani..mal..

seviyesizliğin dibine vurduğumuz, emmeli gömmeli erkek muhabbetinin ardından saat epey geç olunca dağılmaya karar verdik, yarın okul var zaten aq..

"beyler yarın cuma, abdest almayı unutmayın la..hişş cenabetler... yıkanın olm yıkanın, üç gulhuvalla bir elham.."

"hadi iyi geceler gülüm"

"iyi geceler, götünüz açık uyumayın"

"iyi geceler yavrular"

"iyi geceler kankii"

bizim kata çıktık, içeri girer girmez,

"olm..sen..ne sikik adamsın lan?" diye payladım tolgayı,

"ne var göt? bir şey mi dedik? nasıl tırstın ama ahahaha bembeyaz oldun aq agfdagdag"

"olm tırsıcam tabi lan? nerelere gider o muhabbet biliyor musun?"

"ya salaklaşma, kim kime söyleyecek? ben de söylemem, söylemedim zaten aq..nabiyim, ağzımdan kaydı öyle birden azıcık x)"

"ağzını sikerim"

"ya sen onu geç de, ben bir şeyler duydum sanki hacı ama? ne ayaksın? sen de bir haller varmış bu aralar "

"sorma..konuşuruz bakalım.."

"ya anlat işte be (:"

"olm böyle geçiştirerek olsun istemiyorum, masa muhabbeti yaparız.."

"cık..yarın da cuma ya..ondan sonraki günde senin çalgın çengin var..saat kaç lan?"

"bir buçuk..buçuğa beş var?"

"bizim pub kaça kadar açık?"

"napçan olm? lan? manyak mısın bu saatte (:"

"gidelim lan? nolcak aq, iki bira içer, konuşur geliriz.."

"aga..çok geç oldu be ama?"

"gidek la? hadi la? x)"

baktım ciddi mi diye yüzüne, şapşal şapşal sırıtıyor.."heey allahım" der gibi ellerimi yana açtım, koridordan geri dönüp sokak kapısına doğru ilerdim,

"helaaal"

"gel hadi amk gel.. (:"

giydik tekrar ayakkabılar, gecenin köründe mekana gidiyoruz..

biralarımızı alıp köşe masalardan birine geçtik.."erkencisiniz gençler x)" dedi bizim abi, güldük, üzerimizde kapüşonlu montlar, altta kalın eşofmanlar, saç baş incin, undergraund rapçiler gibi dolanıyoruz anasını satayım.

"eeeeeeeeee bilaaderim, başla bakalım, ne ayaksın? (:"

"dertliyim broo... hiç sorma.. bütün dertlerim böyle olsa ama keşke..;)"

"eaallah allah?? söyle derdini derman bulak? (:"

ona da, tıpkı size anlattığım gibi, ballandıra ballandıra anlattım, "bu sefer kesin" dedim, "vuruldum" dedim, "yandım" dedim.."seviyorum" dedim..

verdi gazı bu da, sırıtmaktan yanaklarım yarılacak, bir de gece gece aç karnına hızlı hızlı çakınca biraları, çarptı mı? ooh.. pamuk helva gibi olduk gene anasını satayım..

burçin den de bahsettim,

"aabi, kız bana bitmedi işimiz dedi yeaa x))"

"oo ohoho... harbi kızzz.. çtonk (bardaklar tokuşur)..ben bitti demeden bitmez hüleeen! x)"

" x) ... ya kanka.. bakma taşağa sarıyorum da..bu karı bir rezillik çıkarır diye de tırsıyorum bi yandan aq.."

"ya olm ne yapabilir aq..ne diyecek, tsigalko beni sikti mi dicek? o zaman kendi de orospu olur?..bi sikim yapamaz raaad ol sen.."

"aga bana ne yapıcak zaten, ben kıza pislik yapar diye korkuyorum.."

"buse ye?... olm biliyo mu ki bu kız buseyi bilmemneyi?"

anaaa..
harbi lan..

burçinin buse meselesinden haberi yok ki?

"aa... doru diyon lan... yok, bilmiyo.."

"o zaman bilmemesini sağla işte sizin iş kesinleşene kadar.."

"aynen..bak ben hiç öyle düşünmemiştim aga.. sağ ol ya"

"salaksın olm sen.."

"ya mal benim gözüm dünyayı mı görüyo aq?..bu sabah ne yediğimi hatırlamıyorum ben... "

"yarraaaa mı yedin aga aşk olsun, nasıl hatırlamazsın huhahaha"

"x)..amcık.."

"tokuşturrr" ..çtonk..

sabaha karşı 4 e doğru çıktık bardan.. adam kapatacak zaten yarım saate.. bildiğin bar da sabahladım be..anam babam da oğullarını okul okuyor biliyo... ey gidi.. oğlunuz yavşaklık peşinde, ibnenin teki sizin bu oğlunuz..iyi huylu, melek tsigalko var ya, o ne pezevenktir ooo..

..sabahın beşinde, kanınızda bilmem kaç yüz promil alkolle yatağa yeni yatmış olduğunuz bir günün ardından, saat 9 da başlayan bir derse gitmeniz (gidebilmeniz) tabi ki teknik olarak mümkün olmuyor (: 

hep bu içki yüzünden, alkol bütün kötülüklerin anasıdır... anasını sattığımın dünyası!.kafayı yorrmam sonuna baakmam ben adam ooollmaaamm..ne diyorum lan ben..lan? oha, saat beş olmuş! akşam beş? ohaaaa... 

zorlukla kaltım yataktan, kış günü, terden yapışmışım yatağa resmen.. uffs..başımı mengeneyle sıkıyorlar sanki..bir daha aç karnına içenin taa... 

gittim yüzme bir su çarptım,

tolga hıyarının odasına girdim kapıyı tıklatıp, kalkmış, önünde bilgisayar, melul melul ekrana bakıyor.. daha uyanmış bu da belli mahmurluk var..

"nabıyon lan?"

"iyi aga.. tünaydın.."

"tünaydın..(: banyoda işin var mı?"

"duş alıcam birazdan? noldu sende mi gircen?"

"hee..sen şimdi nabıon? ben hemen girer çıkarım"

"ferre izliyom ya..asılcam.. tamam sen gir madem önce"

ehehe göt ya..

"iyi girdim ben..iyi seyirler :p"

"eyvallah hocu"

göt ya, cuma diye içki içmez, açmış ferre izliyor (: ulan tolga ne adamsın..iyi ki hayatımda varsın.. hırbo (:

cumartesi gecesi programına kadar kayda değer bir şey olmadı..

kıza mesaj atmaya çekindim hemen, ne biliyim, öyle mal bulmuş mağribi gibi saldırmak istemiyorum.. doğal gelişsin bazı şeyler demi? bak ne güzel, hoş bir elektrik var aramızda..onu zedelemeyelim.. benim acelem yok nasıl olsa.. onunla yan yana olduğum her saniyeden keyif alıyorum zaten fazlasıyla..

cumartesi gecesi buse(ler) gelmedi.. doğaldır, her programa gelecek diye bir şey yok.. yalnız o gece enteresan şeyler oldu diyebilirim.. mesela nilayla neco bütün gece baş başa bir masada takıldılar.. neyse ki bizden de pek kimse yoktu..ben artık, milletin adına bile rahatsız oluyorum o derece, milletin ne düşünebileceğini, onlar yerine düşünmeye başladım şu nilay-neco-tolga (ve hatta ben) ilişkileri konusunda..

ara verdiğimizde yanlarına gittim filan.. ortamın nabzını ölçtüm.. huzursuzluğumu belli etmeye çalıştım ama farkında bile olmadıklarına eminim..

amaan tsigalko? iki arkadaş, iki sınıf arkadaşı, gelmişler oturuyorlar işte? ne var bunda bu kadar huysuzlanacak? sen de amma kötü niyetlisin haa.. için fesat... 

..burçin yine yerindeydi.. delici bakışlarını görmezden geldim.. tıss..bir sapığımız eksikti iyi mi?..şizof mudur nedir amk.. istemiyorum seni kızım? git lan..

enteresanlıklar bitmek bilmedi, elif de geldi o gece,

10-12 programımızı sona erdirip sahneyi terk ettikten sonra, yarım saat kadar önce gelip neco ve nilaya katılmış olan elifle sıcak bir şekilde selamlaştık, ben de oturdum masaya, dördümüz laflıyoruz işte..

ne tuhaf masa.. neco nilaydan hoşlanıyor... bunu bir tek ben biliyorum.. elifle benim bir mazimiz var, sadece ikimizin bildiği.. elif nilayı içten içe küçümsüyor, hor görüyor, bunu da yine sadece ben biliyorum.. nilay ne yapmaya çalışıyor, sadece onu bilmiyorum..o da benim nasıl bir sıkıntı içinde olduğumu bilmiyor tabi.. neco, dün gece muhabbeti geçen "donla gezen kız" ın şu an bir kaç santim uzağında olduğunu bilmiyor, elif ise böyle bir muhabbete konu olduğunu..

bilinenleri ve bilinmeyenleriyle, epey alengirli bir yapı var yüzeyin altında anlayacağınız..ama masada, muhabbette, herkes birbirinin yüzüne gülüyor tabi.. elifin mevzusu vardı biraz, şu benden sonra takılmaya başladığı çocukla da yürütememişler.. yazık..kız artık umumiye oldu anasını satayım.. zaten kolay değil öyle uzun soluklu ilişkilerin ardından kendine gelmek.. bakalım kendini bulana kadar daha kaç kucak gezecek..

burçinin bakışlarına hedef oluyorum yine..

ayrıca, nilaya da bir ara iki çift lafım olacak..

tamam anlıyorum..bu ara tolga sevgili yaptı, ben de birine takıldım filan, yalnız kaldı biraz..ama yine de..öff... neyse ya... kendi kendime kuruntu yapıyorum.. susayım en iyisi..

çıkışta, önde neco nilay yan yana ilerlediler gene, oooh.. nilay efendii, hiç pas vermiyorsun bakıyorum? tavırlarda mıyız?..

biz de elifle hemen peşleri sıra çıkışa yöneldik.. burçinin önünden geçerken bilerek kolumu kızın (elifin) beli-sırtı arası bir yerlere attım..tam beline de sarılmadım çünkü hem nilaylar var önümüzde, hem de içimden gelmiyor zaten, hatta şu yaptığım harekette bile kendime kızdım "lan buse?!" diye düşünerekten..

neyse ki tüm bunlar yüce bir amaç için.. burçinden kurtulmak..

o yüzden biraz fedakarlık yapmam gerekiyor işte.. neyse..benim elim buna dolalı, burçinin yanından geçiyoruz.. ikimizi süzdü bu şöyle bir.. epey belli etti yalnız..ben de gece boyu bakmadığım yüzüne, bu kez inadına baktım.. kaçırmadım gözlerimi.."al, görüyor musun yavrum beni? işte ben buyum!" der gibi, meydan okudum..

yüzündeki hayal kırıklığı ve öfkeyi görmek güzel oldu.. düş yakamdan işte tez zamanda.. boş ver beni.. bırak gitsin ya... ben sana layık biri değilim :p sen daha iyilerini hak ediyorsun x)

dışarı çıkınca elimi çektim hemen elifin belinden, kız, gülümseyerek manidar bir bakış attın yandan yandan, sonra da alçak sesle,

"fenasın sen" deyip kaş göz oynattı.. güldüm ben de..ne diyim..

kızları yurtlarına bıraktık necoyla.. nilay, yol boyunca benimle hiç konuşmadı.. masa da pek soğuk değildi ama, var bir şey var..ben anlarım..bu gene bana poz yapıyor "ihmal ediyorsun beni" babında..

ama bu sefer taktik değiştirmiş, yüzüme çemkirmek yerine, sanki kıskandırma, ya da işte tuhaf bir işler peşinde..

ya da ben fazla abartıp kafamda kuruyorum bunları, egoistlik yapıyor, kendimi vazgeçilmez, en çok arzulanan, en seksi , en iyi dost, en iyi sevgili filan sanıyorum..

olabilir, sonuçta hasta herifin tekiyim..her şey beklenir benden..

kızları bıraktıktan sonra eve kadar necoyla da pek konuşmadık..

acaba mahcup oldu da o yüzden mi çekiniyor..

yoksa siklemiyor mu..

sorular sorular.. ulan millette ne dertler var..ben de benimkiler dert diye dolanıyorum işte yalancı pehlivanlar gibi.. sikesim var şöyle sunni gönül meselelerini, aşk üçgenlerini, beşgenlerini..

son bir part daha girip bu gecelik noktayı koyalım panpalar

http://fizy.com/#s/1d3n4i 

şimdi..şöyle bir bakalım..neler var kafamda, tabi buse yi ayrı tutarsak..çünkü onu ana gündem maddesi olarak alıyorum zaten, o kesin. ama ister istemez bazı alt başlıklar da geziniyor beynimin içinde..öyle sikko şeyler var ki başımda, doyasıya aşkımı bile yaşayamıyorum anasını satayım... şöyle bi %100 olamadım gitti... 

bir tarafta burçin meselesi var çıban olarak..inşallah daha fazla zorlamadan çıkıp gider hayatımdan..o sözlerinin blöf ya da anlık sinirle söylenmiş olduğunu düşünmek istiyorum..

bir yanda nilayın yeni acayiplikleri var..kızım..seni bıraktığım, ihmal ettiğim filan yok..ama şu an çok kritik bir zaman dilimi yaşıyorum..ne olur bana biraz zaman versen? saygı göstersen?

begümle bir ara tolga-cansu ilişkisini konuşucam..onu da unutmayayım..bir de ondan dinleyelim bakalım, nedir, ne değildir..

şu olaylara bak ya..hep zorlama, sunni, olmayacak şeyler..ne işi var böyle meselelerin benim vizyonumda? tek düşünmem gereken, içimde kor gibi yanan aşkımken hele..

üff..insan, sosyal bir varlıktır evet..sosyallik de, bazı avantaj ve dezavantajları getirir beraberinde elbette..sefasını sürerken iyi tabi de..işte arada böyle cefasını da çektiriyor namussuz..

yarın pazar..lan..kıza mesaj atsam mı? (: ne dersiniz? gezerik derim? (: valla len..güzel olur ha..ama saat de geç oldu be..neyse..aa, sevgililer günü geliyor ya sahi? bu çarşamba (: ..acaba çıkarabilir miyim o gün? off..hayali bile güzel lan..ıyyhh içim bi acayip oldu heaa x))

yatakta ellerim ensemin arkasında kovuşuk, aşık aşık hayaller kurmakla meşgulken telefonum çalmaya başladı..hay amk sessize de almamışım, iron maiden yıkıyor ortalığı..

kim bu aq bu saate... 

baktım, yabancı bir numara..yanlış aramadır belki..neyse açtım..

"alo?"..

karşıdan ses gelmedi... daha doğrusu ses geldi de, konuşma gelmedi..hışırtı-şapırtı tarzı sesler geliyor..ben tekrar,

"alo?" dedim..sikicem kim bu mal gece gece ya..ihtiyacım olan tek şey telefon sapığıydı, tam zamanında yetiştin eyvallah..alçak sesle küfrettim, tam söylene söylene kapatıyordum ki,

"alo?" diye bir mivaylama işittim..

oha..kız lan bu?..

"alo kimsin??" dedim tekrar sinir olmuş şekilde..

burun çekmeleri..hışırtılar..

"kaydetmedin mi numaramı?"

ne?
telefonu kulağımdan çekip gözümün önüne getirdim, saf saf baktım ekrana sanki bir şey yazıyormuş gibi..ne kaydetmesi..sen kims... 

burçin!

tabi ya..hay kafama... burçin lan bu?

"alo burçin?"

hışırtılar, gülme-sümkürme arası sesler geldi,

"bravoo.." dedi ince bir sesle..

"ne..ne var ya gecenin bu saati?"

"nerdesin sen?"

ooo oohoohohooo... nerde miyim ben? arkadaş laflara ban sen hele? noluyoruz lan?

"sanane kızım?..mal mısın sen ya? niye arıyorsun gece gece?"

güldü-hıçkırdı arası bir şey yaptı,

"rahatsız mı ettim canım?"

çattık..vallahi çattık..katil eder bu beni bak..işte insanlar nasıl katil oluyor? böyle tipler yüzünden?..

"kapatıyorum ben burçin yea, bir daha ararsan bu kadar sakin konuşmam"

"kapatma!! kapatma ağzına sıçtımın çocuğu!..ne yapıyorsun sen yaa! ha! ne yaptığını sanıyorsuuunnn!!! öyle kızla sarılmalarr?! bakış atmalarrr! ne yaptığını sanıyorsun göt!!!"

uh..

telefonu kulağımdan uzaklaştırdım biraz, acayip bağırıyor..felaket..ağlıyor..küfrediyor..çığlık çığlığa gidiyoruz anasını satayım..iyice inceldi sesi resmen beynimin içini deliyor..

beyler, ciddi bir vaka ile karşı karşıya olabiliz..şu an korktum..ciddiyim..

"burçin..içtin mi sen?..tamam bi susar mısın? ha? alkollüsün demi?"

ağlıyor telefonun karşısında..devamlı küfür..bana..anama hatta... uuuh kayıyor da kayıyor..lan ne ağzı bozuk bir karıymışsın sen be,

"içtiysem içtim! sana ne?..kimsin sen? karışamassın sen bana tamam mı?! amcık ağızlı!!... kıza sarılıyor bilmem ne... piç kurusu... " 

hıçkıyor..küfrediyor..hıçkırıyor..lanet ediyor... tekrar hıçkırıyor... 

"burçin..telefonumu kapatıyorum..tamam mı? komple, şu an... bi sus!... şu an, konuşacak durumda değilsin belli... tamam mı? yarın senle buluşuyoruz, yüz yüze konuşucaz bir kez daha, bu işi bitiricez..anladın mı? yarın.."

elimden geldiğince soğukkanlı bir şekilde (karşınızda devamlı ağlayıp bağıran, küfreden bir kadına karşı ne kadar soğukkanlı olunabilirse) konuşup bu trajediyi sonlandırmaya çalıştım, ama daha diyecekleri bitmemişti,

"bitiremezsin oğlum... kolay mı o kadar! hep yalan, hep hikaye miydi..evine geldim kaç kere..öpüştük biz be!... şerefsizz..şerefsiz... (hıçkırıklar)... oynayıp atamazsın beni öyle..allahın belası.."

olm aşiret filan mı sardım acaba başıma farkında olmadan? öpüştük diye evlendirmesinler bizi?..vay amk... neler oluyor..

"sen mi benle oynadın ben mi senle? bir de utanmadan arayıp küfürler ediyorsun, mağdur rolü filan..ne biçim insansın sen ya..nasıl bir kızsın? hiç mi gururun haysiyetin yok senin?" dedim sonunda ben de yüksek sesle..artık kontrolümü kaybetmeye başlamıştım..amk kızı..ağzına sıçıcam senin dur hele dur..

"sen bana haysiyetten şereften bahsetmee!!! agdagfsadhgjyşkadjgfdgjşldfjgşsdadgfmdgdlsglsfdgmşlsmsfdlgmsfşgmsfşlgsfd"

dayanamıyorum artık makine gibi saydırıyor..

"yarın görüşücez seninle burçin..yarın.."

daha fazla dinleyemedim çığlıklarını, telefonu kapattım, en son gene "piç kurusu" dedi sanırım..neyse..iltifat olarak alıyorum bunu..

telefonu kapattım... sinirli, hınç dolu, huzursuz ve sabırsız bir şekilde yatağa uzandım tekrar..vücudum, kavga öncesi gerginliğiyle dolmuş gibi..

serhatı tuvalete çekmeden önce de böyle bir kasılma gelmişti bana..genelde kavgalardan hemen önce hissedersiniz bu duyguyu..hafif mideniz bulanır, kollarınız, omuzlarınız uyuşur filan... vücut kendini hazırlıyor işte savaşa..tanıdık bir his..

hele bir yarın olsun da..dur bak neler yapacağım ben sana orospu... dur hele..

herkese iyi geceler, görüşmek üzere

herkese selamlar panpalar (:

10-15 dakikaya başlayalım, yerlerinizi alın :p

... 

sinirden sabaha kadar uyuyamadım.

aklımdan devamlı senaryolar geçiriyorum, işte şöyle yaparım, böyle derim, şöyle laf koyarım gibisinden..o şunu derse, ben de bunu derim filan.. kafamdan en az 10 farklı ihtimali oynadım gece boyunca.

bazen milletle tartıştığınızda ya da gerginlik yaşadığınızda, gece yatmadan önce, "lan keşke şöyle deseydim.. şöyle yapsaydım amma olurmuş be" diye düşünüp tekrar tekrar yaşarız ya olayı.. işte ben onun olaydan önceki versiyonunu yaşar gibiyim.

sonunda beynim yorgun düşüp şalteri indirmiş, ertesi gün öğlen 12 gibi uyandım, güzelim pazar günü piç olacak.. halbuki ne hayallerim vardı.. belki buseye buluşma bile teklif edebilirdim..

gidip yüzümü yıkadım ilk iş, ağzıma bir şeyler attım tatlansın diye, sonra da gece kapatmak zorunda kaldığım telefonumu açtım, bildirim mesajı geldi,

3 tane cevapsız arama var burçinin kayıtsız numarasında, bir de "ornrpu cocuggt" diye bir mesaj var, sanırım kafası güzelken orospu çocuğu yazmaya çalışmış, pek başarılı değil evet (:

bu lafı da yedireceğim sana.. kadına şiddet yokmuş ha..kadına şiddet?..bacaklarını ayırayım, saçını başını bir yolayım da gör..

sonra cevapsız aramalardan birinin saati dikkatimi çekti, on bir buçuk yazıyor.. allah allah.. hangi on bir buçuk la bu? 45 dakika önceki on bir buçuk mu?

tanıdık yeşil tuşa basıp aramayı başlattım.

2-3 çalıştan sonra açıldı telefon,

"alo burçin?" dedim hemen agresif bir şekilde,

"a..alo"

"1 saat sonra parka 
* geliyorsun"

"tsigalko.."

"duydun mu? 1 saat sonra görüşüyoruz, x parta.."

"tsigalko bir şey söylemem lazım.."

"tamam orda söylersin, benim de sana söyleyeceklerim var.."

"hayır şimdi söylemem lazım!" 

sesindeki telaşı görünce meraklandım, kestirip atmak işime gelmedi.. söyle bakalım ne bok diyeceksin..

arkadaşlar ebruyu merak etmeniz iyi, çünkü daha olaylarr olaylarr.. neyse,

mineyi fazla merak etmeyin (:

derin bir nefes çektim..

"tamam söyle ne söyleyeceksen.."

"tsigalko.."

"he? konuş hadi be?!"

gergin bir sessizlik oldu, içimden "ananın amıııı" deyip yüzüme mi kapatacak lan yoksa diye geçirdim, gülesim geldi sonra, tuttum kendimi.

"dün gece ne konuştuk biz?" dedi..

af buyur?

"ne..ne demek dün gece ne konuştuk?"

"ya..ben seni aradığımı hatırlıyorum hayal meyal.. kavga ettik galiba onu da az buçuk hatırlıyorum, ağlamıştım çünkü.."

"bi dakka bi dakka!..sen, şimdi bana dün gece ne konuştuğumuzu tam olarak hatırlamadığını mu söylüyorsun?!"

"yemin ederim hatırlamıyorum" dedi ağlamaklı bir sesle, "ne dedim?... zaten baştan hiç aramamam lazımdı ama, aklım yerinde değildi işte anlarsın.."

"evet içtiğini fark ettim de..sen, yani.. nasıl hatırlamıyorsun be?.."

"ya vallahi hatırlamıyorum.. yemin ederim.. çok bağırıp çağırdığımı hatırlıyorum, ama neden bahsettik bilmiyorum.. kötü bir şey söyledim mi?"

"ana avrat sövdün burçin?"

sessizlik oldu hatta... bir kaç saniye sonra "alo?" demek zorunda kaldım..

"bu..bugün buluşmayalım bence.." dedi sonra

"hayır hayır.. geleceksin.."

"tsigalko, bak.. gerçekten ne konuştuk, ne dedim, sen ne dedin bilmiyorum.. korkuyorum şu an.."

yapma yeaaaaaaaaaa? ee, racon kesiyordun daha düne kadar?

"geleceksin burçin, duydun mu? daha da kötüleştirme durumu.."

yine bir sessizlik..

"duydun mu kızım sana diyorum?!"

"tam.. tamam..1 saat sonra.. park.."

"aynen öyle.."

"tsigalko.."

"he?"

"dün gece için..her ne dediysem artık işte.. öyle demek istemedim.."

"he hee tamam.."

"lütfen bak.."

"lütfen ne? lütfen ne lan?..sikik!"

karşıdan hıçkırma sesi geldi.. gene ağlıyor amk..

"bana bak.. hişşt..mal, ne korkuyosun kızım, sokak ortasında öldürecek halim yok seni herhalde.. dövmeye de dövemem, erkek değilsin..sus tamam.. ağlayıp durma lan!..hişş.. tamam..hadi 1 saate kadar görüşürüz.. geliyorsun kesin.."

hıçkırık arası onaylayarak telefonu kapattı..

cık cık cık cık... ya benim bütün bunlardan sonra bir psikologa görünmeye ihtiyacım var kesin.. nasıl bir insan var karşımda böyle anasını satayım? kızım senin anan baban yok mu lan? ne biçim bir yetiştirme tarzıdır bu, ne yedirip içirdiler sana da böyle oldun?..

hatırlamıyormuşmuş.. özür dilermişmiş..

tabi yumurta götüne dayandı, şimdi böyle zırlarsın... ah ulan ah..sen bir erkek olacaktın ki..ağzına sıçıyor muydum sıçmıyor muydum bak. benim gibi barış canlısı, şiddete karşı bir adamı bile çığrından çıkardın anasını satayım.. taş olsa çatlatırsın taş!

vay vay, ilk göz ağrıları demek, evet (: unutulmaz tabi doğru, eh daha bahsedeceğim zaten canım ikisinden de, özellikle bir tanesinden gına gelebilir baştan uyarayım x)

neyse devamm..

bir duş alıp gene atıştırdım ufaktan, hazırlanıp çıkıcam artık, tam parfümü filan sıkıyorum, telefon çalmaya başladı gene... fesuphanallaaahh... duvara atıp kırıcam bunu en sonunda izzet yıldızhan gibi o olacak..

baktım, arayan nilay? oo sürpriz..

"alo? nabıyon kız?"

"iyidir (: sen napıyon?"

"iyi ben de ..hayırdır (: ?"

"yoo bir şey yok be (: canım sıkıldı arıyim dedim :p"

"hadi hadiii dün gece hiç pas vermedin, sonra da vicdan yaptın tabi demi? x)"

"ne alaka len?... kızgınım sana biraz ama doğru :p"

"niye bea? naptım gene (:"

"kızgınım işte..sen bilicen naaptığını da artık.."

"tamam ya..kesin kabahat bendedir işte, suçluyum kabul ediyorum peki (:"

"aferin x) ..adam olucan sen aslında ama işte.. biraz ağır ilerliyosun.. jetonlar paraşütlü :p"

"eyvallah eyvallah..(:"

"evde misin bugün, napıyosun?"

eeeüüüü... bu soru biraz ters oldu bak şimdi..

"şeyyy eaaa.. bilmiyorum ya..biraz işim var gibi.."

"hıı.."

"noldu ki?"

"hiiç.. takılırız dicektim... ama işin varsa.."

gene trip yiyorum beyler, cümle kurgularına dikkat pls,

"ya..takılırız da..kaç gibi?"

"yok tamam boş ver.. öyle bir sorayım dedim sadece.."

"nilay?"

"hı?"

"trip atmıyorsun demi gülüm?"

"yoo.."

"iyi..ben seni ararım akşam üstü tamam mı?"

"tamam bakarız.."

hay anasını..

"artizlik yapmaa (:"

"tamam ya neyse.. kapatıyorum dakikalarım gidiyo.."

"kapat bakalım.. cimri artiz (:"

telefonu cebime atıp ayakkabılarımı giydim, kaşkolumu bağlayıp çıktım apartmandan..

nilay senin de zamanlamana sıçayım bu arada, tam tuvaletteyken arayan annem bir, sen iki.. yarışıyorsunuz mübarek..

hızlı adımlarla yolu arşınlıyordum..

aklımdan gene bin türlü düşünce geçiyor..ne diyeceğimi, nasıl davranacağımı, ses tonumu, üslubumu oturtmaya çalışıyorum... 

öyle bir konuşmalıyım ki, bu, onunla son münasebetim olsun..

fakat şu az önce yaptığımız konuşma, beni biraz frenledi.. bence blöf yapıyor, kızdığımı anladı, sakinleştirme çabalarında..ama ne bileyim, yine de öyle "alkollüydüm, hatırlamıyorum" filan deyince..bir yumuşama oldu bende.. sonuçta karşımdaki bir kız zaten, onun ettiği küfürden ne olacak.. sikerim filan diyor mesela... e sik.. buyur sik ablacım? neyle yapıcan o işi?..

neyse..

parka girip biraz etrafa bakınınca bunun gelmiş olduğunu gördüm, ayakta bekliyor ağaç altı bir bankın yanında.. hava soğuk.. şubat soğuğu var, buraların şubatı pis olur biraz, üşütür adamı.. sert sert eser böyle koyu mavi-gri denizden kuzular yapa yapa..

yanına doğru ilerlemeye başladım..bu da beni fark etti, o an çok komik bir şey oldu beyler, kız, hazır ola geçti? ahahaha..lan bildiğin tekmil pozisyonu,

"nasılsın asker!!"

"sağ ol!"

afsdafdagdgad

neyse yanına vardım ben.. bunun o hali iyiden iyiye sakinleştirdi beni.. artık kıza kızamıyorum.. acıyorum neredeyse..ama işte hep benim suçum bunlar..hep benim..

aramızda 1 metre kala durdum.. yüz yüze geldik..bir şey demeden kuzu gibi baktı.. benim kaşlar çatık..poz yapıyorum işte.. yoksa aslında gülmemek için zor tutuyorum kendimi..bir de, bu kız güzel lan?..abi harbiden.. tamam ben aşığım maşığım, bambaşka bir dünyadayım da, yani bu kız güzel.. onda da bir anlaşalım.. zaten beyaz olan yüzü iyice kalorifer peteğine dönmüş soğuktan, yanaklar ve burnu hariç tabi.. oralarda tatlı bir allık var.. dudaklar desen, zaten karpostaldaki güller gibi kıpkırmızı parıldıyor.. vampir misin nesin amına koyim.. nasıl yüz hatları bunlar? hiç mi kusur olmaz? ne biliyim, burnun azıcık yamuk olur, ya da büyük olur, gözün şehla olur, alnın geniş, dudakların ince olur... 

hiç.. kızın hiç kusuru yok amına koyim arkadaş..

..arızalı beynini saymazsak tabi..

@asosyal at yarağı, panpa çalan telefonu tuvaletten duymaz mısın sen, kulağını siktiğim? (:

canlıcılar hoş geldiniz, bence de canlı yazmak gibisi yok ulan..ama her zaman bir olmuyor işte, zalim dünyeaa..

http://fizy.com/#s/1agwms 

"hava soğuk, bir yere oturalım" dedim soğuk bir tonla, konuşmadan başıyla onayladı..yan yana geldik..yürümeye başladık..bir tane türkü kafe var yakınlarda, oraya gidelim bari, hem kuytu, hem tenha, hem de sahipleri kro, kendimi tutamayıp burçine bir tane çakarsam filan yadırgamazlar yani 
*

gittik oturduk mekana, çay söyledik..içimiz ısınsın..

daha bir kelime bile konuşmadık..birazdan başlarız..

ama ne kadar medeni bir adamım beyler görüyorsunuz demi? dün gece bana söven değil kız yok sanki karşımda da, normal bir arkadaşım var gibi..

çayları yudumladık..sıcaklığı dilimi kavurdu..bir kaç saat sürer artık bunun o kekremsi, tahriş hissi..

sanırım konuşmaya başlaması gereken kişi benim..üzerime düşeni yaparak ağzımı açtım,

"dün geceye özel olarak değineceğim ama önce genel bir fikrimden bahsetmek istiyorum" dedim ellerim birbirine kavuşuk şekilde..kendimi şarkı yarışmalarındaki yorum yapmak üzere olan yapmacık jüri üyeleri gibi hissediyorum..

"seni hayatımda istemiyorum" dedim..

kaş kaldırıp dudak büktü, "demek öyle?" der gibi kafa salladı..taşak mı geçiyon lan benle..valla kafana fırlatırım bardağı..

"senden hoşlandım bir ara, bu yalan değil, saklayacak da değilim..ama senin tavırların tamamen bitirdi bunu..artık en ufak bir şey hissetmiyorum sana karşı..hatta yavaş yavaş nefret etmeye başlıyorum yine o aynı tavırların yüzünden.."

gayet netim görüyorsunuz..

"ben de senden hoşlanmıştım" dedi birden bire..yüksek olmayan, ama enerjili bir ses tonuyla konuşmuştu..canlı bir ses tonu..

ayrıca böyle birden bire cevap verebilmesine şaşırdım, zira deminden beri dut yemiş bülbül gibi oturuyordu karşımda..

"iyi işte..geçmişte kaldı yani bütün bunlar. seni buraya çağırdım, çünkü artık bazı şeyler konusunda net olmak istedim, anladın mı? böyle sürüncemede, muallakta kalmasın yani bazı şeyler..anladın mı?"

kafa salladı..

"senden hoşlanıyordum, ama artık hoşlanmıyorum..hatta başkasından hoşlanıyorum artık" dedim. der demez de pişman oldum..siktir ya..buse yi karıştırmayacaktık hani bu işe? ne güzel bilmiyordu işte... 

bu sefer yüzüne acılı-bilmiş bir gülüş yerleştirerek konuştu..

"onun da farkındayım" dedi.. "hep o kız yüzünden biliyorum.." efkarlı efkarlı gülümsedi yüzüme..gözleri dipsiz kuyular gibi..

ama burada bahsedilen kız,hangi kız lan?

bir şey demedim biraz daha konuşur belki diye, konuştu,

"belli ki, benim veremediğim bazı şeyleri verebilmiş sana"

"anlamadım?" dedim şaşkın şaşkın..

"vermiş işte?" dedi alaylı bir şekilde.."o da gelmiş evine, benim gibi kaçmamış ama belli ki.."

haaa..

şimdi jeton düştü... nilay haklı lan, harbi bazen parajütlü oluyor benimkiler, mala bağlıyorum..

elifden bahsediyor bu... elifteeen... 

oh bee..

buse yi kurtardım..

"düzgün konuş" dedim sert bir şekilde sesimi fazla yükseltmeden..

"yalan mı?" dedi miyavlayarak.."ben geç kaldım, ağır davrandım, nazladım..ama o gelip çaldı seni benim elimde işte? bu kadar basit.. geceleri bile, söz verdiğin halde, benim değil onun yanına gittin hep... çıkışta benimle değil, onunla ayrıldın kafeden.. hala bile, daha dün bile, yine onunla el ele, kol kola değil miydin?"

uu..fena tespitler değil esasen..

bir şey söylemedim gene..o da söylemeden titrek titrek bakınca, "konuş konuş" dedim, "söyle içinde ne varsa.. küfür etmiyorsun bu sefer en azından.."

"o..küfür meselesi için, yani dün gece için de özür dilerim.. kafam yerinde değildi işte.."

"her neyse tamam.."

"bu işte.. doğru değil mi söylediklerim? ben seninle bambaşka bir şey hayal ettim, ama sen onu becerebilecek biri değilmişsin işte, tarzın bu değilmiş yani.. sana böyle, günlük ilişkiler, gecelik takılmalar filan.."

"doğru" dedim.. "iyi çözmüşsün beni..ama benim kafama da takılan şu, bana neden seni de öyle, günlük-gecelik bir kız gibi algılamama yol açacak şekilde yaklaştın?"

"öyle mi yaklaştım?" dedi tek kaşı havada..

"ee..yani.. tavrın, konuşmaların o şekildeydi.. biliyorsun ne demiştim sana? ya görü.."

"ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün evet.." diye lafımı tamamladı, 

"bence sen kendini kandırmışsın ama" dedi sonra "tavrım, konuşmalarıma gelirsek, benim tarzım bu..atarlıyım biraz, çatlağım, keko bile diyebilirsin yani alınmam..ama böyle yani..ben böyleyim.. dalgacı olmam, rahat konuşmam, hayatı da öyle yaşadığım anlamına gelmez ki?..daha bir kaç öncesine kadar reşit bile değildim ben tsigalko? ve sen de farkındaydın bunun, nasıl olur da benden o kızlar gibi olmamı beklersin?"

obaa... 

bak şimdi, yiğidi öldür, hakkını ver.. kız doğru konuşuyor abicim.. pezevengin tekiydin sen, beni emellerine alet edemeyince de suçlu ilan ettin" diyor bir nevi..

ama bilmediği şey,

benim o ara ondan gerçekten hoşlandığımdı.. yani ona elife yaklaşır gibi yaklaşmamıştım aslında..

bunu bilmesini sağladım,

"yalnız senin için o şekilde düşünmüyordum ben? ciddiydim.." 

"onun için mi üzerime atladın?"

"üzerine mi atladım? burçin..ya..hangi kafayla yaşıyorsun bilmiyorum ama, ne olacak sanıyordun ki o gece allah aşkına? yani direk yatağa geçip "şey" mi yapıcaktım sana?" dedim yüzümü buruştura buruştura..

burçincim, sen de kusura bakma ama, güya namuslu geçinip, benden daha fazla seks düşünüyorsun..

"hem, "o kızlar" dediğin kızlarla ne yapıyorum sanıyorsun ki? sikiş mi döndürüyoruz her gece afedersin? (evet?) yok öyle bir dünya ya... sen çok fazla film izlemişsin burçin? bayaa baya kafanı karıştırmışlar.."

şaşırmıştı.. bazı şeylerin, aklında kurduğu gibi olmadığını görmenin bozgunluğu içerisindeydi..

"yani.. şimdi sen..o kızlarla?"

"hayırr" dedim masum taklidi yaparak,

"o gece benle.."

"ne olacak sanıyordun ki?" dedim hemen.. bulduğum açıktan üzerine gitme zamanı... pişman edeceğim seni burçin... pişman... hayatının sonuna kadar kahrolacaksın kaçırdığın şeyler için... ve hep keşke diyeceksin, beni o duruma düşürdüğün için..

beyler ciddiyiz lütfen *

http://fizy.com/#s/1aj5pq 

"evime geldiğin zaman bu kadar gerilmenin sebebi bunlar mıydı yani?" diye devam ettim... "oha ya..kızım hangi dünyada yaşıyorsun sen..kolay mı öyle şeyler? nasıl beklersin benden?"

"ama.." dedi..ağlamak üzereydi yine..çok kötü bozulmuştu... şu anda içten içe "lan ben ne yaptım, bir çuval incirin içine sıçmışım, giden ilişkiyi, olsun diye o kadar çabaladığım ilişkiyi kendi ellerimle bok etmişim" demiyorsa adımı değiştiririm 
*

"o gece... ki ben senin gerginliğinin farkındaydım zaten, önceki seferde de olduğu gibi..o yüzden konuşmak istedim seninle, hatırlıyor musun? konuşarak, seni sakinleştirecek ve sandığın gibi bir şeyin olmadığını gösterecektim..ama sen kalkıp gitmek istedin..hatırladın demi?..bana da son çare olarak... o yaptığımı yapmak kaldı... seni orada tutabilmek için..dedim belki, böyle şok etkisi gibi olur..romantizim olur... ama tecavüzcü durumuna düştüm işte.."

olan oldu nihayetinde..palm face yapıp hıçkırmaya başladı..

lan ne çok seviyor bu karı milleti ağlamayı be..ohooo oo..ömrümü yediniz aq..

sağa sola bakındım bakan eden var mı diye..kız masada ağlıyor içli içli..

"hiş..bana bak..burçin?"

sümüklerini çeke çeke eliyle yüzünü sildi alelacele..toparlanmaya çabaladı..

"hişş..hey..ağlamak yok..tamam?... konuşuyoruz işte.."

"madem.." dedi..hıçkırdı, "madem..sende..ciddi..düşünüyordun?... madem..o zaman..neden doğru düzgün... adım atmadın?..hep..hep benden bekledin?..bir şeyleri?..zaten belli etmemiş miydim yeterince?... niye... sonra..o kızla... devamlı... bana söz verdin... yine ona... madem öyleydi..neden??.."

kesik kesik, alçak sesle, bölük pörçük ama derdini gayet iyi anlatan..en azından benim gayet iyi anladığım cümleler kurdu... 

bir kez daha berbat hissettirdi bana kendimi..haklıydı abi kız..ama onun da şanssızlığı..ne zaman bir şeyler yapalım demiş olsak, bir aksilik çıktı..elif çıktı, nilay çıktı, o çıktı bu çıktı... kader de istemedi işte bizim bir araya gelmemizi demek ki... zira, bana buseyi yazmıştı... başka kimseyi değil... 

söyleyecek bir şeyler bulmak için beynimi zorladım,

http://fizy.com/#s/1ago0w 

"burçin?"

gözlerini kaldırıp yüzüme baktı tekrar..

"özür dilerim ben de.."

duyduğunu hazmetmeye çalıştı..şaka mı yapıyordum?

"benim de bazı hatalarım oldu bu... işte..flört diyelim..flört aşamasında... bana güvenmeni sağlayamadım en başında mesela... dediklerinde haklısın..sana verdiğim sözleri tutmadım... sonra, belki bazı şeyler için acele ettim, senin endişelerini görmezden gelip... üzgünüm o yüzden..ama şu var, bence sen beni hiç sevmedin..cidden... sevgi değildi yani, hoşlantı değildi senin hislerin.."

"sen benim ne düşündüğümü..ne, hissettiğimi... nasıl bileceksin? o gecelerde yanımda mıydın?... hiç bir zaman yanımda değildin ki?"

"biliyorum işte... sen, sadece istemişsin beni... her hangi bir şeyi ister gibi işte..güzel bir elbiseyi ister gibi..ne biliyim sevdiğin bir yemeği ister gibi.."

"saçmalama?" dedi yüzünü buruşturup,

"öyle?... neden mi?... "

gözlerini meraklı meraklı açtı, ne diyecektim acaba, nasıl destekleyecektim şimdi, ona saçma gelen bu savımı..

"kafeden kaçıp gittiğin... benim koşa koşa seni sokakta yakaladığım günü hatırlıyor musun?"

bir şey demedi..sadece bakmaya devam etti merakla... elbette hatırlıyordu..zaten benimki de, cevap beklemeyen bir soruydu..

"işte o gün, belki de hayatımda ilk kez, hem gerçek hem mecaz anlamda birinin peşinden koştum... harbi koştum ama..az daha merdivenden yuvarlanıyordum hatta... o gün... sırtını dönüp gittin bana?... nasıl gidebildin burçin?... bak, evimden kaçışını söylemiyorum bile... hadi orada bazı haklı sebeplerin vardı kendince... ama o gün... ""sevdiğine"" nasıl karşı koyup gidebildin?... "

hayat bir street fighter oyunu olsaydı eğer, ekranda "k.o" yazısı çıkardı muhtemelen... 

hadi buyur cevap ver bakalım burçin hanım... şimdi de üret bahanelerini... 

seven, gidebilir mi öyle? dönebilir mi sırtını sevdiğine? bırakabilir mi elini?..

ulan..ben,

ben de seviyorum? 

gider miyim ulan? 

kurşun sıksalar döner miyim? dönebilir miyim öyle arkamı?..umursamazlık eder miyim?... 

bir düşünsenize, aşık tsigalkoyu? aynen, aşık burçin in, yaptığı gibi, sevdiğine, buse ye, arkasını dönüp gittiğini düşünün?

düşünün hadi?

düşünemezsiniz..

düşünemem bile..

gidemem..

seven gidemez..

terk edemez... 

sen gittin burçin?..

..yüzünü yarım yamalak kapattı tekrar... bu kez sessiz modda ağlıyor sanırım..ses gelmedi..

biraz sonra kaldırdı kafasını,

"ikimiz de hatalar yapmışız.." dedi..

"öyle.."

"peki tüm bunlardan ders alıp.. yeniden başlayamaz mıyız? hiç olmadı farz edip?"

hiç olmadı farz edip mi?

hiç olmadı farz edip?

yaptığın tripleri hiç olmadı farz edelim,

götünü dönüp gitmen de hiç olmadı..

o gece beni nuri alço gibi bırakmadın da..

hatta dün geceki telefon konuşması bile aslında yapılmadı..

peki..

hepsini hiç olmadı farz edelim,

de..

buse yi de hiç olmadı farz edebilecek misin? miyim, miyiz?..

bitti bu iş burçin..iyi ki de bitti... 

çünkü mümkün değil artık.. değil sen, yedi düvel gelse önüme, yine de mümkün değil..

neden?

çünkü ben "seviyorum"..sen bilmezsin bu duyguyu pek ama..bir bir kaç gecedir, fena halde biliyorum... 

"başka birinden hoşlanıyorum ben" dedim..

"ya, o kızdan?" dedi çıldırmış gibi..

"o kız ya da değil.. sonuç olarak, artık başka biri var..ve epey ciddi bu sefer durum... seninle olandan bile daha ciddi..ve bence senin bana karşı duygularından da daha ciddi.."

yüzünü ellerine gömdü tekrar..

bir süre daha geçti öyle..

daha fazla yazmayacağım konuştuklarımızı, bence bu kadarı yeterli.. sonra kötü tepkiler alıyorum, şöyle artis böyle eyyamcı diye.. yeter, o kadar özeli de bana kalsın.. daha fazla almayalım türk kızının gururunu ayaklar altına, ayar mayar yeriz sonra maazallah..

kendimi net olarak anlatmış, burçin in de anlamasını sağlamıştım..2 saat filan oturduk her halde... ne söylenebilecekse söyledik işte birbirimize..

mekandan çıktıktan sonra ayrılmadan evvel, "bir kez sarılayım sana" dedi.. benim de içim şişmişti zaten artık.. daha fazla dayanamadım.. sarıldık..bu gene ağladı.. benim de gözlerim sulandı..zor tuttum kendimi.. dakikalarca öyle kaldık kaldırımın ortasında..

sonra da birbirimizden ayrılıp ters istikametlere doğru hareket ettik..

nihayet..

acılı da olsa, bitmişti... burçin de "bitti" demişti yani... eyvallah..

eve doğru yürürken yine kendi kendime hayıflandım..

ah tsigalko ah... hep senin zamanında yediğin boklar bunlar işte..ya..ne hallere sokuyorsun kendini, insanları.. gördün mü? ah be oğlum.. oyun mu sandın sen insan ilişkilerini? aşkı, meşki, sevmeyi?..delikanlılık mıydı bu yaptığın senin?..nasıl da öyle, kör kütük kendini kaptırabildin?..bir halt yiyorum sandın, ooo adam oluyorum sandın ama.. gittiğin yol, yol değildi. nasıl bu kadar kendini teslim ettin..

nasıl böyle biri olabildin?..

kaotik düşüncelerden, busenin tatlı hayaliyle sıyrıldım yine.. gün ışığım benim... helms deep e gelen gandalfım, 90+4 de andre santos un attığı golüm, kerem tunçerinin son saniye basketim..

her şeyimsin benim..

benim için ne kadar değerli olduğunu bilmeni sağlayacağım yakında... ve senin için, hiç olmazsa bunun on da biri kadar değerli olmak için çabalayacağım... 

tam eve varacakken bu kez de nilay geldi aklıma, arayayım şunu dedim, aradım, 10. çalışta filan açtı sanırım.. uyuyormuş..gel, dedim takılırız.. geçti artık dedi soğuk soğuk.. olayı şakaya vurup geçiştirmeye çalıştım ama pek gülmedi..

püffffsss..

hayat işte.. dertlerin biri bitiyor diğeri başlıyor..

burçin mevzusunu kapadık, şimdi de nilay çıktı..

lanet olsun şu içimdeki insan sevgisine.

panpalar, yeter mi bu gece bu kadar? geç oldu uyuyacaz? ne dersiniz?

panpalar, son bir part daha olsun madem, gene uzunca olur, 03.00 gibi düşürürüm diye umuyorum, orada noktayı koyarız bu gecelik (:

http://fizy.com/#s/1ajd3g 

günün geri kalanını, dün gece mahrum kaldığım "huzurlu uyku" yu çekerek geçirdim.

ertesi gün okuldaki zamanım nilaya sırnaşmakla geçti, bir süre gayet iyi dayandı ama yaptığım bütün o muzurluklar ve yaramaz küçük kardeş sevimlilikleri sonunda direncini kırdı,karnımı cimcirip yanaklarımı sıkarak pes ettiğini belli etti (: biz bula böyle güreşeduralım, diğer kızlar da gır gır yapmakla meşguller,

"bak bak, nasıl da sevdiriyor kendini :p"

"çok tokatlık ya bu çocuk x)"

e sınıfın sevilen çocuğuyuz ya..böyle taşağa alabiliyorlar işte (: ben de arsız arsız dil çıkarıyorum bunlara, bir yandan nilayı kündeye almakla meşgulüm, en son nefes nefese ayrıldık, bonus olarak boşluğuma bir kroşe gönderdi..

eh şimdilik gönlünü aldık gibi ama daha bu iş burada bitmez gibi geliyor bana, zira nilayı ihmal (!) etmek zorunda kalacağım günlerin henüz başındayız daha..daha filmin yazıları yazıyor..buna bile tahammül edemeyen kız, acaba ben buse ile çıkma durumuna gelirsem ne yapacak merak konusu..umarım o zaman olgun davranır..ee daha düne kadar bana sevgili ayarlamaya çalışan da kendisi değil miydi?

benim bu komedi hallerimi ve insanla olan samimiyetimi, bütün gözler neşeyle izlemiyor elbette..

bazı gözlerin karanlık bakışlarını ensemde hissediyorum her daim..

sanki sürekli üzerime çevrili bir namlu var gibi..karanlık bir enerjinin, bütün o şamatanın arasında usul usul havaya sızdığının da farkındayım..

kaynağı mı?

pek çok kaynağı olabilir..

sevenim olduğu kadar, sevmeyenim de var biliyorsunuz..

o gün yine öğle arası nilayı ekmek zorunda kaldım onca yılışıklığımın üzerine, 

buse-ben-alper yemek yedik kantinde,
bu, kızı peşine takmış, bana da "aga geliyon demi, sadece ikimiz varız" diye mesaj attı..kalpten gidiyordum az daha..süper lan..süpersin alper..adamın hasısın..

o öğlen gene hayatımın en mutlu dakikalarını geçirdim..

sınıflara çıkarken alpere sordum çaktırmadan, "olm nasıl tek başına getirebildin kızı? iyi gülşen filan monte olmamış?"

"nolcak ki abi, bu öğlen beraber yiyelim mi? dedim, olur dedi (: arkadaşıyım sonuçta..gülşen de yok zaten bugün "

"hee..belli zaten olsa kesin ekürileriyle damlardı, 10 kişi toplaşırdık gene..neyse, iyi oldu kanka be, allah razı olsun (:"

"ayıpsın "

biz böyle konuşuyoruz, işte, artık hocaların gelmesini bekliyoruz, bizim sınıf da hemen yan taraf zaten..acelem yok, giderim birazdan..

o ara buse sırasında, baktım alperlerin sınıftan bir çocuk da ayakta, bununla konuşuyor..

baya muhabbet var, eleman böyle abartılı jestler mimikler sergiliyor, kız gülüyor filan..

lan?..

bir süre izledim bunları alpere çaktırmadan..

gayet samimi göründüler gözüme..

en az benimle olduğu kadar samimi buse..onunla da..

gayet konuşuyor, gülüyor..mutlu görünüyor..

işte o an, kafama bir şey dank etti..

alperin "ne var abi, çağırdım geldi" sözü kulağımın içinde yankılandı yeniden..

evet..

tabi ya..

salak ben..

başından beri, havaya girdim, kız, sanki bana farklı davranıyormuş gibi hissediyor, gaza geliyorum..

iyi de, abi, bu ya kızın normal haliyse?

bu sakin gülümsemeler..tatlı bakışlar..muhabbet... ilgi gösteriyormuş, önemsiyormuş, dinliyormuş gibi davranması..

tabi..

ne kadar da aptalım lan..ne çabuk gaza geldim..abi, ben var ya... ben, henüz, onun için "sıradan bir arkadaş" dan fazlası değilim..aha, bak, o ayakta şempanzelik yapıp onu gülümseten çocuk da en az benim kadar yakın onunla..

kız, güzel bir kız..

karizmasının farkında elbet..insanların kendisine gösterdiği ilginin farkında..kız olsun, erkek olsun..

ve bunu reddetmiyor açıkçası..ona ilgi gösterene, o da karşılık veriyor..bir nevi mavi boncuk dağıtmacılık..böylece, güzel yüzünü, büyüsünü ve ilgisini kullanarak, oldukça yabancı olduğu bu yeni ortamına uyum sağlamaya çalışıyor?

ben ise, bu yeni ortamındaki her hangi bir dekordan fazlası değilim onun için?

henüz..

yoo..

bu sefer beklemek yok..ağırdan almak..akışına bırakmak... bu sefer değil... sonra yine, bir başkası kapıverirse elimden, gözümün önünden bu kızı..kendimi hayatımın sonuna kadar affedemem..

sana farklı olduğumu göstereceğim buse..

hepsinden, herkesten farklı olduğumu..

herkesten farklı hissettiğimi..sana karşı..

bu sefer beklemek yok..

bekle beni buse..


next--->


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol